Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Mart '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Seçim harcamaları

Bir yerel seçim arifesindeyiz. Her seçimde olduğu gibi ortalık yine rengarenk bayraklar ve bangır bangır bağıran araçlarla doldu. Görüntü kirliliğine mi yanarsınız, gürültü kirliliğine mi yoksa çöpe gidecek bu kadar paraya mı?

Dışarıdan bakıldığında bu işin görünen yüzü bir de buz dağın altını oluşturan kısım var ki bunu hala anlayabilmiş değilim.

Her siyasi partinin kendi seçim bütçesi olduğunu biliyoruz. Bu para gerek devletten aldıkları gerekse kendilerine ait akarlardan elde ettikleri gelirlerden oluşuyor. Tabi eğer bir babayiğit çıkıp da “içimden geldi bağış yapmak istiyorum” derse bu da ekstrası.

Ellerindeki bu bütçeyi belde teşkilatındaki harcamalara kadar tasnif etmeleri de doğaldır.

Ancak bir sorum olacak seçilmek için aday olanlara ve onları seçecek olan seçmenlere:

Adaylar sanıyorlar ki benim adım ne kadar çok bilinirse o kadar iyi yani insanların akıllarında yer ederim. Seçenler de diyor ki benim kim daha çok ilgilenirse onu seçerim.

Burada bir çelişki var. Neden diyeceksiniz. Partilerin kendi seçim bütçeleri ile mevcut adayların seçmenlerin bu taleplerini karşılamaları mümkün değil. Çünkü, işin içine girdiğinizde aklınıza gelmeyecek masraf kalemlerinin oluştuğunu göreceksiniz. Kahve toplantılarındaki ısmarlanan çay paralarından seçim çalışmalarına katılan gençlerin cep harçlıklarına kadar uzayan bir liste bu. İlk bakışta çok küçük rakamlar gibi görünse de oldukça yüklü tutarlara ulaşmaktadır bu harcamalar.

Bunlar çok basit harcama kalemleri ya daha büyükleri? Bütçenin daha fazlası yapılan harcamaların kaynakları nedir?

Belediye başkanlığına aday oldunuz diyelim. İyi kötü bir geliriniz de var. Seçim bütçeniz bitti ya da yapmayı düşündüğünüz tanıtımlar için yeterli olmadığını düşünüyorsunuz. Rakipler son sürat gidiyorlar. Fazla seçeneğiniz yok önünüzde. Bu giderlerin bir kısmını siz karşılamak zorundasınız. Kendi kazancınızdan yani. Geri kalan kısmını da sizi destekleyen insanlardan bulmak zorundasınız.

Diyelim ki siz kendi gelirlerinizden bu haramaları karşılamaya başladınız. Belediye başkanı olarak alabileceğiniz maaş ortadadır. Başkan olarak kaldığınız süre boyunca alacağınız maaşın büyük bir bölümü yaptığınız harcamalara gitmek zorundadır. Başkan olduğunuz için mevcuttaki işinizi ya bırakacak ya da yeteri kadar ilgilenemeyeceksiniz normal koşullarda ve yasaların belirttiği üzere. Yani alengirli işlere filan kalkışamazsınız. Ne olacak bu durumda? Nasıl yaptığınız harcamaları geri alacaksınız?

Sizin yeteri kadar paranız olmama ihtimalini düşünerek çevrenizden aldığınız bağışların olduğunu düşünelim şimdi de. Size para insanlar bu parayı kara kaşınıza kara gözünüze mi verdiler? Bu paranın geri dönüşü nasıl olacak?

Belediye başkan adayları bir nebze olsun durumu kurtarıyorlar başkan maaşlarıyla ya meclis üyeliğine adaylığını koyan insanlar ne yapacaklar. Çünkü onların standart bir maaş gelirleri de olmayacak. Olsa bile bu gelir göstermelik ve bir aylık cep telefonu faturasını karşılar mı? Ya onlar nasıl yaptıkları harcamaları geriye alacaklar?

Bizler seçmen olarak hem seçtiğimiz insanları dürüstçe ve yasalara uygun olarak çalışmasını istiyoruz hem de bizim adaylarımızın en gözle görünür olmasını istiyoruz. Yani diyoruz ki onlara “ya kardeşim sen bizim yüzümüzü kara çıkarma bizi temsil edeceksin ona göre. Arada sırada bizi de şımart, nazımızla oyna. Bizi ilgilendirmez paranın kaynağı sen harca ve bizi mutlu et. Küstürme bizi yoksa sandıkta seni yalnız bırakırız. Ne biçim başkan adayınız var bir çay bile ısmarlamıyor insanlar diye dedirtme sakın ama benden sakın beş kuruş isteme!”

Bulunduğu yöreye hizmet vermek ve oraya olan vefa borcunu birazcık olsun hizmet ederek ödemeyi amaçlayan, yıllarca elde etmiş olduğu bilgi birikimini ve tecrübelerini hemşehirlililerine sunmak isteyen ve maaşından başka bir geliri olmayan memleket sevdalısı insanlar ne yapabilirler. Şu nu; bugüne kadar olduğu gibi buundan sonra da ortalıkta dönen binbir türlü alavereyi seyredip içlerinden küfürü basacaklar ve hep seçmen olarak kalacaklar. Belki de bu çarka alet olmamak için oy bile kullanmayacaklar.

Neden seçimlerde en az para harcayan partiye oy atmıyoruz acaba?

Neden, seçilenlerin harcadıkları bu paraları nasıl geriye alacaklarını bilmemize rağmen gidip oy veriyoruz onlara?

İşte bunun içindir ki ortaya çıkana kadar yapılan yolsuzluklara göz yumuyoruz ve bir miktarda içinde yer alıyoruz ve bundan dolayıdır ki ancak ortaya çıktığında biz de tüm masumiyetimizi takınarak hesap sormaya çalışıyoruz.

Hangi aday ama hangi aday şu açıklamayı yaparak seçim kazanabilir :

“ benden boş yere taleplerde bulunmayın ben bunların hiçbirini yapmayacağım sadece ve sadece yasalara uygun olanları karşılayabilirim. Seçim için de bu süre zarfında okuyacağınız bu yazılı metin dışında hiçbirşey için para harcamayacağım. İşte ben bunun için size söz veriyorum”.

Belki de bunu diyebilen ve bu seçim manifestosunu hazırlayan bir adayın küçücük bir belde de dahi olsa başkanlığı kazandığı zaman bu ülkenin yeni kurtuluş mücadelesinin kazanılmaya başlandığının göstergesi olacaktır.

Umudu mu yitirmeden konuştuğum herkesle bunu paylaşıyorum. Aptal, saf diyorlar olsun. Düzenbaz bir seçilen olmaktansa seçilemeyen bir aday olmayı tercih ediyorum.

 
Toplam blog
: 71
: 606
Kayıt tarihi
: 18.12.08
 
 

1967 Yakacık doğumluyum. H.Ü. Edebiyat Fakültesi'nde 2 yıl öğrenimden sonra İ.Ü. Arkeoloji ve San..