Seçim sonrası, seçim sürecinden belliydi

Soldaki boşluğu CHP nin yenileşme çabaları da dolduramadı. Devrimci solun son taşlarından olan Ertuğrul Kürkçü'ye kucağını BDP açtı. Ne acıdır ki marjinal parti olmaktan bir türlü kendini kurtaramayan terör örgütünün payandası durumundaki BDP bugün gerçek sosyalistleri içinde barındırmaya başladı. Kendine has üslubu ile kendini sevdiren Sırrı Süreyya Önder de adresi olarak BDP yi seçti ve temsil noktasında kazandı da. Akıllara ziyan bir durum ortada, farklı idealleri taşıyan bir takım entellerin belki de sadece kürt ideali noktasında buluşmuş olmalarını partinin önde gelenleri parti içi demokrasi örneği verdiklerini söylemekteler. Haksızda sayılmazlar. Kim derdi ki partilere parti içi demokrasi dersini Kürtçü bir parti verecek. % 26 CHP nin tutunacağı bir can simidi değildir başarı da sayılmaz aslında iyinin kötüsü veya kötünün iyisi gibi çelişkili bir tanım içine sıkışıp kaldı CHP. 

Kapitalizm, faşizm adına ne dersek diyelim iktidara böyle bakanlar, öfke duyanlar soluğu neden CHP de değil de BDP de aldı? Bu üzerinde düşünülmesi gereken bir konudur. Zira bdp bunun farkına varmıştır ve solda bir çatı oluşturma çabasına adım atmıştır. Seçim sonrası medya yine başladı atıp tutmaya her kafadan bir ses birbiri ile çelişkili beyanatlar istatistikler. Neymiş efendim MHP geçirgen bir parti olmuş bu seçim de! Nasıl olmuş? CHP den kaymalar olmuş %3 böyle gitmiş bu durum kemal beyi çok üzmüş! Bir başkasının yorumu şöyle milliyetçi söyleme ağırlık veren MHP nin muhafazakar tabanından %3 lük bir kesim AKP ye kaymış!. Buda %47 nin %50 ye yükselmesinin sebeplerinden biri olarak gösterilmekte. Doğruluk payı ne kadar vardır bu net değil ancak net olan bir şey var ki partiler ama yanlış ama doğru söylemleri ile didişmelerini sürdürürken bu işten karlı çıkan AKP oldu. %50 ye rağmen yeni düzenleme ile olumsuz yönde nasibini alan AKP vekil sayısında düşüş yaşamasına rağmen Seçimin net galibi oldu. 

CHP % 26 ya başarı gözüyle bakıyor ve 3, 5 milyon oy arttırdık diyor. MHP kaset skandallarına rağmen barajdan düşmemesi başarı kabul ediliyor. BDP vekil sayısı 36 ya yükselterek gözle görülür başarıyı dile getiriyor. Saadet partisi %1, 2 yi başarı sayıyor! Diğer partileri ise kimsenin gözü görmüyor bile DP, DYP, BBP, DSP, HAS, HEPAR resmen sandığa gömülmüş vaziyette buna rağmen görünen köy kılavuz istemez misali bu başarısızlıkları normal görülüyor. Peki esas kaybeden kim? Bana sorarsanız Saadet bu seçimden en zararlı çıkan partidir. Numan Kurtulmuş’un dışlanması ve Son kongre olayları ve saadetten ayrılan Has parti, milli görüş gömleğini ortadan yırtmış ve kullanılamaz hale getirmiştir. 

Diğer kaybeden Tuncay Özkan dır. Birinci bölgeden bağımsız aday olan Ergenekon sanığı Özkan’ın oyları on bine yakın sayıda hem CHP ye hem Tuncay Özkan’a basılan evet mühürlü oy pusulalarının iptal edildiği ifade edilmiştir. Fakat burada yaman bir çelişki göze çarpmaktadır. Nasıl olurda bunca oy heba edilir? İnsanlar sözleşse sandık başında bu kadar organize olamaz. Bu işin altında başka sebepler olduğunu düşünmeden edemiyorum. CHP ye neden Tuncay Özkan’ı kabul etmedin protestosu olduğunu var saysak bu zihniyeti taşıyan biri Tuncay Özkan’a oyunu verirdi. Bu kitlesel yanlış ‘’ Ne yardan vazgeçerim ne serden ‘’ hikayesi hiç değil. Çünkü CHP seçmeni bilinçsiz bir seçmen değil. O halde? Acaba sabote edildi mi sorusu gelse bile bu yüksek rakam göz önüne alındığında sandıklarda da bir organizasyon olması imkansız bir şey. Peki başka olasılık? İşte ona dilim varmıyor zira oldukça şeffaf olduğu gözlemlenen ve tarihin en çabuk sonuç alındığı partiler tarafından sonuçların teyit edilerek takip edildiği bir ortamda, acaba aklımızın almadığı bir manevra ile Tuncay Özkan engellenmiş olabilir mi? 

Abdüllatif Şener Sivas tan bağımsız adaydı 17 bin 92 oy aldı kazanmaması sürpriz olmasa da kazanmasını bekleyenlerde Türkiye genelinde epey fazlaydı. Şener Oy pusulalarına itiraz etti ve parti isimlerinin yazıldığı punto büyüklüğün de bağımsızların isimlerinin pusulaya yazılmadığını haksız rekabet olduğunu söyledi. Aslına bakarsanız kazanmamasına sebep olarak gösterilmemesi gerekse de yapmış olduğu vurguda haklıydı. 45 yaş üstünün bu bölgede genelde gözlük kullanmadığı bu nedenle bağımsız adayların isimlerini göremeyeceğini söylemesi haksızda değil. Fakat kaybetme nedeni olarak gösterilmesi ise hiç bahane değil tabi ki. Ne diyelim, atı alan Üsküdar’ı geçmiş. Şimdi sıra seçimde didişen partilerin anayasa için uzlaşma arayışı senaryoları bu da başka konu.