Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Mart '09

 
Kategori
Öykü
 

Seçim sonrası kısa bir öykü...

Selamun Aleyküm! Ben geldimmm...

Görüyorum. Hoş geldin!

Nasılsın Ağabey?

İyim ya sen?

Bende iyim çok şükür ağabey, sağ olasan. Nasıl gidiyor?

Nasıl gitsin? Bir koşuşturmadır; devam ediyoruz.

Yapma be! Hep aynı desene.

Değişen bir şey yok. Haklısın hep aynı.

Tatile gidecek misiniz?

Ne tatili? Borçlardan bir yere kıpırdayamıyoruz. Bizim hanım sinemayı, tiyatroyu bile bıraktı. Bana da sigarayı bırak diye bağırıyor. Biliyorsun ben o veleti bırakamıyorum işte. (Cebinden sigara paketini çıkarır ve yakar bir sigara.)

Ooooo! Ne o Albora takılıyorsun Ağabey!

Lan sen ne zaman benimle dalga geçmeye başladın? Bacaksız! Kırdırma bana bacaklarını!!

Kızma Ağabey; bak ben Altepe içiyorum.

Al yak bir tane.

Teşekkür ederim Ağabey, büyüksün. Bana çok iyiliğin dokundu.

Ulan hükümete de dokundu ama gel gör ki halime bak şimdi. Lüks otomobilimi sattım anasını satayım. Şu külüstüre kaldım kala kala.

Yapma abi be! Ben napayım? Tabanvayla gelip gidiyorum her gün işe. Külüstürü de kirletiyor üstümü yağmur yağınca cipi de. Senin gibi iyi şoför yok valla. Beni de sağolasın götürürdün evime. Bizim hanım bir sevinirdi sorma! Allah razı olsun derdi hep.

Neden?

Neden olacak? Ayaklarımı ovdurmazdım o zaman.

(Yüzünde bir anlık gülümseme belirdi. Eşine hayatta ayaklarını ovalatmamıştı. Acaba ovalar mıydı? diye geçirdi aklından. Ama evlendikleri günü buruklukla hatırladı. Bilemedi şimdi nedenini. Aklım çok meşgul diye düşündü sadece. Başka zaman olsa derdim dedi ve...)

Desene hanım benim sayemde kurtuluyormuş senin pis ayaklarını ovalamaktan...( Birbirlerine bakarak güldüler.)

Eeee abi n’ olecek hükümetin hali? Sen okumuş, mürekkep yalamış yutmuşsun. Hele bir deyiver.

Ulan bana ne soruyorsun? Mürekkep yalamışsın yalamamışsın bakmıyorlar artık. Cahil olsan da eşini al git kömür, erzak hatta para yardımı bile alırsın.

Sahi mi be abi? N!olursun cahilim diye yeme beni. Eşimi alıp nereye gideyim Ağabey? (Saf gözleri ışıl ışıldı.)

Ulan belediyeye hatta meclise git işte.

Ağabey herkes kandırdı bizi. Sende kandırma! Cahiliz belki ama hepten değiliz. Biz 16 kardeştik. Babamın 2 hanımı vardı. Okuyamadım ama eşimin üzerine hanım getirmedim. Bak 20 senedir geçiniyoruz çok şükür. Açta yattık beraber. Çocuğumuz olmuyor diye onu suçlamadım. Yüce rabbimin işine sual olunmaz ama ben zaten bakamayacağım, eğitemeyeceğim çocuğum olsun istemezdim.

Biliyor musun? Ağabey hükümet bizim köye sadece seçim zamanlarında gelirdi. Babamlan birlikte giderdik, babam adımı bilmezdi Ağabey. Senin gibi lan, ulan derdi, bol bol söver sayardı. Bende sövüyorum Ağabey. Çocuğum olsa sövmezdim, sille vurmazdım ona.

Ağabey biz varoşuz. Ama ben okuma yazma bilmesem de memleket meselelerini duyuyor, haberlerde dinliyorum. Okuma yazma bilme senin gibi adamlardan öğreniyorum her bir şeyi. Öğrenmenin yaşı yoktur dedim aldım elime alfabe kitabını belediyenin okuma yazma kursuna yazıldım. Askerde öğreniyorlar şimdiki bizim oranın delikanlıları hala doğru düzgün okul yok.

Ağabey ağa kısmısı hala var. Büyük şehirlere göç desen öyle. Bende bu yüzden geldim buraya ama gel gör ki para kalmıyor bana. Cahiliz diye sen bari kandırma beni.

Haklısın bakma sen bana. Hadi gel seni evine bırakayım benim külüstürle. Hanımın yine "Ohh!" desin.

Sağol Ağabey zahmet etmeyesen. Benim hanım hasta zaten. Üşütmüş mü ne? İlaç almaya gidiyordum eczaneye.

Geçmiş olsun. Nesi varmış? Doktora götürdün mü?

Ne doktoru be Ağabey! Dalga mı geçiyorsun yine yoksa benlen? Doktora bir sürü para mı verelim ev kirasını ödemezsem evden atarlar bizi. Çalıştığım para belli, harcandığı yer belli.

Olmaz öyle şey. Hadi beraber gidelim de hanımı doktora gösterelim. Ben alırım ilacını filan.

Ağabey allah razı olsun ama seninde borcun var. ( Gözleri yaşarmıştı.) Bizim oralarda hastahanede yoktu. Sağlık ocağı da. Biz alışmışız sefalete. Doktor lüküs asıl bizim için.

Olmaz öyle! Ağabeysem dinleyeceksin sözümü. Demin kusuruma bakma.

Ne kusuru Ağabey? Ne kusurun olacak? Sağol.

Hadi gidelim hanımını alalım. Doktora gösterelim bir.

Ama… (Ağzını açacak oldu….)

Aması maması yok. Ağabeysem dinle sözümü. Cahil diyorum sana ama akıllısın lan.

Sağol Ağabey. Okumayı da öğrendim zaten. Gazetedeki büyük yazıları okuyabiliyorum. (Yürümeye başlamışlardı ikisi yan yana.)

Aferin sana lan.

(Yürürlerken birisinin yüreğinde bir şeyler öğrenmenin sevinci, diğerkinin yüreğinde yardıma ihtiyacı olsa da bunu dile getirmeyen bir insana yardım edebileceğinin sevinci vardı.)

Bin bakalım benim külüstüre. ( Arabaya bindiler ve külüstürün egzosuna, sohbetlerini katarak yollarını çizdiler.)

 
Toplam blog
: 128
: 1145
Kayıt tarihi
: 23.11.07
 
 

Herkes gibi yazar, çizerim. Dünyamı boyarım hepsi bu!..