Seçim Üzerine Birkaç Söz...

31 Mart seçimini herhangi bir olumsuzluğa kurban vermeden tamamladık…

Katılım oranı da…

Avrupalı ülkelere göre “görece” yüksek…

Bu seçimden neler öğrendik?

Sandığa her şeye rağmen “güvenmeye” devam edeceğimiz…

Öte yandan…

Milli irade ve egemenliğin, içinden geçtiğimiz çalkantılı bir süreçte, yine de en iyisini seçmese de, olana, makule yaklaştığını…

Evet, mahalli idareler seçimini ifa ettik.

Ama öte yandan, ya kırılan kalpler ne olacak?

Değdi mi? Hakaretamiz cümlelerle ve ifadelerle seçim kampanyası yürütmenin, sadece toplumu “kutuplaştırdığını” gördük.

Bu seçimin; bir “beka” veya olmak-olmamak seçimi olmadığını, nihayetinde yerel yönetimlere başkan seçildiğini de görmüş olduk.

Aylarca beka seçimi olduğunu vurgulayanlar bir tarafta; ekonomik sıkıntıların ön plana çıkarıldığı bir söylem öte tarafta…

Toplumu kendilerine oy vermeleri adına tahkim etti.

Çok ayrıntılı değerlendirme yapacak pozisyonda değilim…

Çünkü…

Ne siyasetbilimciyim…

Ne de analist…

Yalnız birkaç noktayı vurgulamak gerekir:

Seçmen tavır ve tutumları ile davranışları, sanırım bu seçimlerde çok fazla “değişkenlik” arz etmedi.

Cumhuriyet Halk Partisi; evet üç büyük kentimizi-İstanbul, Ankara, İzmir- alarak belki sürprize neden olmuş olabilir, ama sonuçta seçim haritası CHP’nin anlamlı bir ilerleme kaydettiğini göstermiyor. Pekâlâ Anadolu’nun bazı yerlerinde yeni belediyeler kazanılmış olabilir ama bu durum, CHP’nin gücünün kıyı bölgelerinden geldiğini gölgeleyemez.

AK Parti açısından bakılırsa duruma: AK Parti, hemen hemen Türkiye’nin her yerinde var diyebiliriz.

Seçimlerin milletimize ve ülkemize hayırlara vesile olmasını temenni ederim…