Seçim ve kirlilik!

Kirli ve siyasi ahlaktan yoksun bir seçim ortamı yaşıyoruz. İnsana güven vermiyen, Türkiye'nin geleceğiyle ilgili insanların dikkatini çekecek, umut verecek, ülke insanını heyecanlandıracak söylemler ve projelerden eser olmayan yalan ve polemik üzerine kurgulanmış bir seçim ortamı yaşanıyor. 

Tabi bunda AKP'nin sekiz yıllık iktidarda olmasının payı büyük, seçmene ve ülkeye verebileceği fazla birşeyi kalmayınca, gerilim politikasından medet umar hale gelinmesinide doğal karşılamak gerekiyor. CHP'nin başında bulunan Kılıçdaroğlu'nun düzgün ve dürüst olması AKP'yi zorlamakta nereden saldıracaklarını bilememenin sıkıntısıyla seçmene doğru gelmiyen polemiklerin yaşanmasına neden oluyorlar. 

Ayrıştırıcı, kin ve nefret söylemlerini meydanlarda ve tv ekranlarında gözümüzün içine sokuyorlar. İktidar çılgın projelerden bahsederken, muhalefet sadaka siyasetini biraz daha kamufle ederek sunmaya çalışıyor.(CHP'nin aile sigortası projesi pirim yapıyor) Güney Doğu Anadolu'yu yangın yerine dönüştüren siyasetçiler, birazda oradaki insanların yaşam kalitelerini ve göz yaşlarını dindirmek için uğraş vermek zorunda olduklarını akıllarına getirmiyorlar. 

Başbakan, ısrarla gerilimi üst seviyelere taşıyan söylemlerinden vazgeçmiyor, körüklemeye devam ediyor. Ülke çapında tansiyon yükseliyor, bundanda siyası rant sağlamayı hedefliyor. Seçmen bu durumdan sıkılmış, kendini refaha çıkaracak iş ve aşın derdinde. 

İleri demokrasiden bahsederken, internete yasaklamalar getirecek düzenlemeleri yapmak, basılmamış kitabı suçlu ilan etmek, üstünlerin hukukunu kaldırdığını söyleyip, kendi hukukunu tesis eden, vesayetçi zihniyetten kurtululup, kendi vesayetçi rejimini yürürlüğe koyan ülkenin zenginliklerini, yabancılara spakülatif yatırımlarla yurt dışına çıkarmalarını müsade eden, İfade ve basın özgürlüğünü yok eden onlarca gazetecinin türlü bahanelerle tutuklandığı bir ülke düşünebiliyormusunuz? İleri demokrasi derken, %10 barajına, milletvekilleri dokunulmazlığına, Meclisin tozlu raflarında bekliyen 600 den fazla milletvekili suçlarıyla ilgili dosyalara dokunulmadığına, partiler yasasının çıkarılmadığına, orantısız polis güçüyle, tekel işçilerine, öğrencilere düşman muamelesi yapılan hangi ileri demokrasi ülkesi biliyorsunuz? 

Ancak bu örnekleri, sıcağı sıcağına, Tunus'ta- Libya'da- Mısır'da ve Suriye'de halen görebiliyoruz. Ama bu ülkeler, ileri demokratik ülkeler değil, bir nevi Diktatörlükle yönetilen ülkeler olduğunu da hatıdan çıkarmıyalım. 

Son olarak kaset olaylarına değinmeden gecemiyeceğim; 

Kaset edebiyatı başlı başına çirkin ve ülke insanına yapılan en büyük saygısızlık ve rencide edici bir olay, görsel ve yazılı medyada, parti liderlerinin ağzından ve belden aşağı yapılan konuşmalar tek kelimeyle igrençlik teşkil ediyor. İktidarın görevi bu çirkinlikleri ortaya çıkarmak olmalıdır. Parti propagandası olarak meydanlarda söylemek hiç olmamalıdır.