Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Mart '15

 
Kategori
Siyaset
 

Seçime doğru: Kemal Kılıçdaroğlu kılıcını çekmiyor...

Seçime doğru: Kemal Kılıçdaroğlu kılıcını çekmiyor...
 

Sayın Kemal Kılıçdaroğlu


AKP iç eleştirilerle sallanıyor. Melih Gökçek, Bülent Arınç’a vuruyor. Bülent Arınç’ın da elleri armut toplamıyor ya, o da Gökçek’e: “bir yerlere yaranmak istiyor; oğlunun milletvekili adaylığını garantilemek istiyor. Daha fazlasını bana söyletmesin.” mealinde şeyler söylüyor.
 
Henüz bu kanlı savaşa, Cumhurbaşkanı karışmadı… Biliyordu, Bülent Arınç’dan her şey beklenebilir. İki ay sonra emekli oluyor. Yeni bir Parti kurup karşısına çıkabilir. Sonra , Bülent bilgiç adam; kimbilir elinde ne kozlar, ne dosyalar var..! Onunla uğraşmak hiç de kolay değil.
 
Buna karşılık Kemal Bey’imiz ne yapıyor… Adeta ne hesapları varsa görsünler! Anlayışı içinde, artık seçime kendini ayarlamış durumda, “Gidip İzmir’den seçime katılacağım…” anlayışı içinde; kendisine vuranları; silah çevirenleri… hiç görmemezlikten geliyor. Çünkü kimse ona, istemezse bir şey yapamaz. Çünkü biliyor ki, Parti onun elinde. Sevimli bir insan. Partide, her kademede adamları var var. Atatürk’ün Partisi’ni yaşatmaya onlar da yeter, deyip; işine devam ediyor. Kendisine arkadan her bıçak sallayanla uğraşsaydı, adam deli olurdu. Vazgeçti. 
 
Varsın bağırıp çağırsınlar. “Böyle CHP olmaz..” ; “Böyle Devrimcilik olmaz…” ,  “Böyle Atatürkçülük olmaz…” desinler. Ne yapsın adam… Hepsini kendisi mi oynayacak. Buyurun beraber oynayalım, diyor. O zaman ses yok. Arkasını dönünce, aman Allah : Vır..Vır…Vır.. bir sohbettir gidiyor.
 
Ne yapsın bu adam tek başına! Söyleyin.. Mustafa Kemal’in askeri hep Kemal Kılıçdaroğlu’dur?
 
Bakıyorsun herkesin Atatürkçülüğü kendine; Devrimciliği kendine; Devletçiliği kendine; Laikliği kendine… Kimse kimseyi beğenmiyor ama belli tanımlarda da bir araya gelemiyorlar. Ondan sonra da , Kemal bey’e ver yansın ediyorlar. 
 
Aslında, Kemal Kılıçdaroğlu’nu gerçekten İsmet İnönü’ye benzetiyorum. Sakin (Kim bilir içinde ne fırtınalar kopuyor..) ama akıllıca hareket etmek istiyor. Kurmaylarına önem veriyor ama onların her biri de bir yana çekiyor ve kısa bir zamanda bırakıp başka tarafa gidiyorlar. Ne yapsın Sayın Kılıçdaroğlu.. Mileti zorla, kılıç zoruyla bir arada tutacak değil ya… Kendi düşünceleri var. Kendi dünya anlayışı var. Medeni cesaret dersen, elinden geleni yapıyor. Gerçi , Devlet Bahçeli gibi , ver yansın etmiyor ama onun da sınırları var.. Sayın Devlet Bahçeli  o kadar atıyor da, millet onu ciddiye alıyor mu? Yok canım… Onlar da kendilerine göre bir şirket kurmuşlar. Kimseyi içeri sokmayı düşünmüyorlar. Yine Sayın Bahçeli  7. kez Genel Başkan seçildi… Sorarlar adama : “Hangi zaferle, hangi başarıyla..?” Adam boşver , Bizde particilik işte böyle. 
 
Başta bir adam var. Adamın adamları var. Adamların adamları var… Herkes birilerinin peşinden gidip  oyunu kullanacak…; Bizim ülkede zaten başından hangi köyün kime oy vereceği aşağı yukarı bellidir. Hangi kentin kime oy vereceği bellidir..Hiç belli olmaz mı diyorsunuz? O sizin hüsnü kuruntunuz.  İşte böyle bir demokrasinin, önceden bellenmiş emir erleriyiz. Oyunu da kurallarına göre oynamak gerekiyor. Bu oyunda kimse mızıkçılık yapamaz. Çünkü eller kollar önceden bağlanmış durumda. Fakat diyeceksiniz ki, mızıkçılık zaten CHP’nin huyu.
 
Mızıkçılık yalnız, CHP için değil… Fakat, CHP’de her kademede ki herkes mızıkçı… Çünkü gerçek Demokrasi budur. . “Mutlak Başkan” ; “Mutlak bir İdeoloji” diye bir şey yoktur. Herkes, her şey her zaman eleştirilmelidir, tartışılmalıdır. Demokrasi , bir bakıma sonsuz tartışma rejimidir.
 
Malum ya : “ müsademe-i efkâr'dan barika-i hakikattan doğar.” Vatandaş tartışsın. Sonunda gerçeği bulacaktır. Önemli olan özgürce tartışmaktır. Ama kavga etmek değil…
 
Yoksa, sizler ancak benim istediğim konularda, benim istediğim kadar tartışabilirsiniz, demek bize yakışmaz. Kime yakışır, onu siz takdir edin.
 
Aslında fazla da tartışılmasını istemiyor AKP’liler. Kendilerine inanılmasını istiyor. Onun için Meclis’ta kararlar şip şak çıkıyor. Örneğin , Cumhurbaşkanına Örtülü Ödenek verilmesi kararı geliyor; hop… “İsteyenler…İstemeyenler…?” . Karar kabul edilmiştir. .. Cumhurbaşkanlığı emrine 3.5 milyar TL mi veriliyor…? Ne yapsın buna Kemal Bey? Kararlar adeta otomatikman çıkıyor. CHP’nin bunları engelleme gücü yok ki!
 
“Başkanlık rejimi , Cumhuriyet rejiminden daha iyidir..” Tamam mı tamam. Bana inanın ve buna inanın… Yarın bir gün , “parmaklar havaya..”  “Kabul edildi!” diye çıkacaktır. Eğer, CHP seçimden güçlü çıkmazsa.
 
“Bu Anayasa’nın artık değişmesi lazım..” Bana inanın bana güvenin. Ondan sonra zaten tartışmaya gerek yoktur. Millet ona  o kadar çok  güveniyor ki… Seçimlerde hep birinci geliyor. Neyse! Göreceğiz.
 
Bu koşullarda, Kılıçdaroğlu ne yapsın. Diğer yandan, arkadaş diye, dost diye yanına aldıkları da bıraktı gitti; şimdi arkasından ver yansın ediyorlar. Ağzını açıp da bir kötü söz söylüyor mu! Yok… En fazla söylediği . “Yanlış yapıyorsunuz arkadaşlar..” Daha ne desin. Yani belinden kılıcını mı çıkarsın. Olmaz öyle şey. O insan bunu yapamaz.
 
Seçim bu şekilde mi sonuçlanacak? Bağıra çağıra seçimlere gideceğiz… Oylar sayılacak : Sanki her halde geçim seçimlerdeki gibi bir sonuç çıkacak gibime geliyor. Ama bu seçimde çöpe gidecek oylara çok dikkat etmek gerekir… Önceki seçimlerde çöplerden az mı oy toplanmıştı. Bari CHP oylarına sahip olabilse. Bakalım göreceğiz..
 
Baksanıza KPSS sınavlarında ne numaralar dönmüş.. Peki, seçimler..!!?? Ben cidden korkuyorum. Ciddi oyunlar olacak, diye. Aman bana ne?  Adam olsunlar da herkes oyuna sahip çıksın!
 
Sayın Aylin Kotil çok çalıştı, ama seçim barajını %10’un altına düşüremeyi başaramadı…  Bu %10’luk baraj düşmedikten sonra, Demokrasi’den sözetmek hikayedir. Bütün sözler havaiyattandır. Ne derseniz deyin.  Kahraman Aylin Kotil , bu noktanın altını çizmek için, kendisini gebertti. Kim anladı onu. Bazıları anladı da çok geç…
 
Aslında , bence  üç aşağı beş yukarı seçim sonuçları belli gibi . Ama Sayın Cumhurbaşkanımız hiç duruyor mu? Mahalle mahalle gezip, propaganda yapıyor. Kimin? Bilmem kimin? 
 
Diyeceksiniz ki  HDP seçilebilir mi? %10 oy oranını tutturup, meclise girebilir mi? Bence girebilir. Nasıl olacak bu iş?
 
Vatandaş her şey Meclis’te çözümlenmiyor ki… Bunun kulisleri var… İmralısı var… Bunları hep hesap etmek gerekir.
 
Ben şu Anadolu partisinin geleceğini çok merak ediyorum. Bu seçimlerde %10’u tutturabilirler mi? Çok zor… Belki 2023’de..!!
 
Bence , Kemal Kılıçdaroğlu, yine seçilebilir de; bir daha Emine Ülker Tarhan’ı Meclis’te görmek zor olabilir… Son anda yeni bir şeyler olmazsa..! Çünkü burası Türkiye ; olmaz olmaz deme, her şey olabilir.
 
Görünüşe göre Kemal Kılıçdaroğlu “Emeklileri” kazandığına göre doğru yoldadır..İki maaş ikramiye az para mı? Ben bile peşin peşin Kemal bey’e  oy veririm. 
 
Peki, doğru yolda olmayan kim?? Onu da vatandaş kendi kendine sorsun.
 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..