Seçimler haftası

Fransa’da başkanlık seçimini kıl farkıyla François Hollande, yani sosyalist parti kazandı. Avrupa’da sosyalizmin sulandırılmış ‘orta yol’ görüş ve uygulamalarını derinden etkileyecek Jean-Luc Melanchon girişimi var. François Hollande, yani sulandırılmış sosyalizm, Jean-Luc Melanchon hareketinin girişimiyle başkan seçilebildi. Ekonomik, sosyal, moral krizin tahribatı altında ezilen Avrupa halkları, orta sınıfın çalışanların haklarını koruyan sosyalizme geri dönmeyi tercih ettiler. Bu bir başlangıç olsa gerek.

Yunan halkı sadece isimde farklılık, yönetim ve düşüncede aynılığı taşıyan solu da, sağı da cezalandırdı. Uçlar ortaya çıktı, tam bir kaos!

İtalya’da, Almanya’da mahalli seçim, Sırbistan ve Ermenistan’da genel seçimler... seçimler haftası.

Sırbistan ve bilhassa Ermenistandaki seçimlerde usulsüzlükler araştırılıyor. AB gözlemcileri bununla görevlendirilmiş.

Ya Türkiye’nin 2002 seçimlerini nasıl yorumliyalım! Hangi yönden ele alırsanız alın ‘hukuksal, etik, partiler arası hakkaniyet, seçmen iradesinin en doğru şekilde parlamentoya yansıması’ tatmin edici olmaktan uzak.

Unutmayalım, 2002 seçimlerine katılma hakkı bulunmayan ve de katılıp %7.5 oranında oy toplayıp, YTP ve MHP’yi barajın altına düşüren bir parti vardı: Uzanların ‘Genç Partisi’. Usulsüzlük önemli görülmemiş olmalı ki MHP ve YTP’yi seçenlerin  yaklaşık %18’e varan oylarının büyük çoğunluğu yeni kurulu AKP’ye aktarılmış ve %33 oy oranıyla bu partiye Mecliste 375 milletvekili kazandırılmıştı. 2002deki  genel seçimin halkın iradesini en doğru şekilde Meclise yansıtığını iddia edebilen var mı?

Bununla da kalınmadı. Siyasi hayata sakıncalı Recep Tayyip Erdoğan, resmi oy bülteninde AKP’nin başkanı olarak gösterilerek, o meşhur hitabetleriyle başkanı olduğu (aslında değilmiş) AKP’ye oy kazandıran neredeyse tek kişiydi. Anayasa Mahkemesi tam bir yıl bekletip, ancak seçimlerden sonra ve başkan yardımcısı Haşim Kılıç’ın ağzından ‘Hayır, başkan değildi, şu anda da değil’ Anayasa karaını açıkladı. Değil bir partı başkanlığı, bir siyasi partinin üyesi olması bile, Anayasa maddesine dayalı ceza hukuku bakımından mümkün değildi.

Seçimleri  ve seçim sonuçlarını bu denli derinden iğfal eden usulsüzlüklerin kabul görmesi , toplum vicdanını  yaralıyor, hukuk devleti güvencini sorgulatıyor.