Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Nisan '08

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Seçimlerin ardından Tayvan

Seçimlerin ardından Tayvan
 

Milliyetçi Çin Partisi (KMT) taraftarları.


Giriş

Merakla beklenen 22 Mart Tayvan Başkanlık seçimlerinin sonrasında Başkanlık koltuğunu 8 yıllık aradan sonra rekor düzeyde bir oy ile tekrar Milliyetçi Çin Partisi (KMT) kazandı. KMT 22 Mart seçimlerinde oyların %59.45 ini alarak Tayvan Başkanlık seçimleri tarihindeki en yüksek oy oranına ulaştı. Bu sonucun bir değerlendirmesi olarak; Tayvanlıların artık Çin karşıtı görüşlerini bir nebze de olsa bir kenara bırakmış olduklarını görüyoruz. Seçimlerin bir başka sonucu ise Tayvanlı seçmenlerin seçimlerde ekonomiyi en ön planda tutarak Demokratik Kalkınma Partisinin (DPP) Çin karşıtı programlarına çok fazla kulak asmayarak bölgede yeni bir dönemin başlamasına olan isteklerini sandığa yansıtmaları olarak açıklanabilir.

22 Mart Sonrası

22 Mart seçimlerindeki bu büyük başarının ardından DPP tarafını daha sıkıntılı günlerin beklediğinin belirtilmesi gerek. DDP her ne kadar kaybetmiş olsa dahi başkan Frank Xie (Frank Şe[1]) Tayvan’da ki demokrasiyi sonuna kadar koruyacaklarını ve KMT ’nin politikalarının yakından takipçisi olacaklarını belirterek KMT ’ye gözdağı vermeyi de ihmal etmedi. Tüm bu gelişmeler yaşana dursun sonuçta demokratik bir seçim sonrasında başkanlık koltuğuna ailesi Çin’den Tayvan’a göçmüş Hong Kong doğumlu Ma Ying Jiu (Ma Yin Jio) oturdu. Başkan yardımcılığı görevini ise seçimlerde zaferi birlikte kazandıkları Vincent C.Siew[2], Xiao Wan Chang (Şiao Wan Çang) elde etti. Bu başarının ardından artık bu ikiliyi çok daha zorlu bir süreç bekliyor. Seçimler öncesinde birçok vaatte bulunan adaylar artık Başkan ve Başkan yardımcısı olarak Tayvanlılara verdikleri sözleri yerine getirmek için daha çok çalışmak durumundalar. Ma ve Xiao, 31 Mart tarihinde seçim komisyonundan Başkanlık ve Başkan yardımcılığı mazbatalarını aldılar. Basın önünde yaptıkları açıklamalarında görevlerinin sorumluluğunu bildiklerini belirttiler. Resmi olarak göreve daha başlamasalar da yaptıkları açıklamalar ile şu andan itibaren Ma ve Xiao bölgenin geleceğini etkilemeye başladılar.

20 Mayıs tarihinde edecekleri yeminin ardından resmi olarak göreve başlayacak olan bu ikili artık Tayvan’ın yeni liderleri durumundalar. Ma Ying Jiu mazbatasını aldıktan sonra yaptığı açıklamada, mazbatanın hafif olduğunu fakat sorumluluğunun çok ağır olduğunu vurgulayarak Tayvan’ın ekonomisinin canlanması için kolları sıvayarak işe başlanması gerektiğini belirtti. Özellikle Ma’ nın “Verdiğimiz sözlerin gerçeğe dönüştürülmesi” şeklindeki sözleri Tayvan’da olumlu hava yarattı ve son gündür artan borsada da bu açıklamanın etkileri artarak görüldü. Tüm bu gelişmelerin ardından özellikle merak edilen ve bölgenin olduğu kadar dünyanın da dikkatle izlediği Çin-Tayvan sorunu hakkında da Ma 1 Nisan tarihinde görevi devir alacağı Chen Shui Bian ( Çen Şui Bien) ile basına açık bir buluşma gerçekleştirdi. 8 yıldır Başkanlık görevini yürüten Chen, yönetimi boyunca yaptığı sert açıklamalar ile Pekin yönetiminden sürekli sert tepki gördü. Pekin yönetimi Chen ile herhangi bir görüşmeyi kesinlikle kabul etmezken, Chen ise Tayvan’ın Çin’in bir parçası olmadığını ve bağımsız bir ülke olduğunu sürekli konuşmalarında ön plana çıkardı.

Bu tartışmaların ışığında Çin ile ilişkilerin yumuşatılması taraftarı olan Ma ile bağımsızlık taraftarı Chen’ın görüşmesinde de aynı konular konuşuldu. Ma Tayvan’ın haklarını kesinlikle koruyacağını ve Çin ile ilişkileri daha iyi seviyelere getireceğini savundu. İki liderin anlaşamadıkları hususların başında 1992 senesinde Hong Kong ’ ta gerçekleştirilen ikili görüşmelerin sonucunda Tayvan ve Çin tarafının sözlü olarak anlaştıkları “Tek Çin, İki Tanım” konusu ya da Türkçemize “1992 Mutabakatı” olarak çevirebileceğimiz iki ülkenin arasında sürekli tartışılan 1992 görüşmeleri ön plana çıktı. 1992 senesini hatırlamak için o döneme kısaca göz atılmasının da Tayvan’ın bugünkü konumunu anlamamız açısından çok önemli olduğu belirtilmelidir.

1992 senesinde Çin Halk Cumhuriyeti bünyesinde kurulmuş olan ve Tayvan ile ilgili siyasi meselelerle ilgilenen Association for Relations Across the Taiwan Strait (ARATS) başkanı Wang Dao Han (Vang Dao Han) ile Tayvan merkezli Straits Exchange Foundation (SEF) başkanı Gu Zhen Fu ( Gu Cın Fu) arasındaki görüşmeler Ma ve Chen buluşmasına da yansıdı[3]. Bu görüşmelerde sözlü olarak bahsi geçen “Tek Çin, İki Tanım” DPP tarafından kesinlikle kabul edilmiyor. DPP bunun nedeni olarak ise yazılı ve imzalı herhangi bir belge olmadığını bu iki parti arasında gerçekleşen bir konuşmadan ibaret olduğunu ve 1992 senesinde KMT yönetiminde olan Tayvan’ın şu anda böyle bir mutabakatı tanımayacağını savunuyor. DPP yönetimi 1992 senesindeki Hong Kong’ ta gerçekleşen görüşmelere katılmamış olduğu için bu mutabakatın kendisini bağlamadığını vurguluyor. KMT tarafı ise bu sözlü beyanlara dayanarak tek Çin olduğunu ama iki farklı tanımının da olacağını üstüne basarak belirtiyor. Bu açıklamadan KMT’ nin savunduğu iki Çin tanımı şu şekilde açıklanabilir; “<ı>Dünyada tek Çin vardır. Tayvan Çin’in bir parçası olmakla beraber Çin Cumhuriyetini temsil etmektedir.” Tayvan’ın yeni başkanı Ma ise 1992 senesinde önemli bir noktaya gelindiğini ve bu durumun daha da geliştirilerek devam edilmesinin Tayvan’ın yararına olacağını destekliyor. Chen ile olan görüşmesinde de Tayvan’ı en az Chen kadar sevdiğini ve kesinlikle tek Çin Halk Cumhuriyeti egemenliğini kabul etmeyeceğini üstüne basarak vurgulayarak kimsenin bu durumdan endişelenmemesi gerektiğini belirtti. Chen bu açıklamalarla ne kadar tatmin oldu onu bilemiyoruz ama şunu açıkça anlamamız gerek artık Tayvan’da rüzgâr Çin’e doğru esmeye başladı ve bundan sonra iki tarafın karşılıklı sorunlarına daha yakından eğileceği söylenebilir.

Sonuç

Çin son zamanlarda gerçekleşen Tibet’teki ayaklanmanın bıraktığı uluslararası kötü imajı düzeltmeye uğraştığı için şu anda Çin tarafından Tayvan sorununa çok fazla zaman ayrılamayacağı açıkça görülüyor. Özellikle 2008 Olimpiyat oyunlarında büyük bir sınav verecek olan Çin, şu anda tüm enerjisini olimpiyatların barış içinde geçeceği ortamı yaratmak ve olabilecek herhangi bir eylemi büyümeden bastırabilmek için sarf ediyor. Çin herhangi yeni bir eylem ile boğuşmamak için işi daha sıkı tutmakta kararlı, Çin yönetiminin istemediği yeni eylemlerin birden alev alması demek, Çin için kapanması zor yaralar açılması ve dünya sahnesine yine istemediğimiz görüntülerin çıkması demek. Tüm bunların bilincinde olan Çin yönetimi baştan sona herkesin mutlu olduğu bir Olimpiyat tablosu ile tüm dünyaya güzel mesajlar vermeyi planlıyor. Büyük açılımların başladığı 1978 yılından bugüne geçen 30 yılda inanılmaz bir gelişim gösteren Çin bu başarısını Olimpiyatlara da taşımak istiyor. Olimpiyatları başarıyla atlattıktan sonra Tayvan sorununa çok daha yakından eğilecek olan Çin yönetimi sorunun çözümü için yinede kendi kontrolünü Tayvan’a bırakmayacaktır. Çin’in gelişen ekonomisi ve uluslararası alandaki ağırlığı Çin’in Tayvan karşısındaki kozlarını oluşturuyor. Tayvan sorunu daha uzun süre gündemde kalacak olmasına rağmen en azından şimdilik Tayvan tarafından sıcak mesajlar verilmesi bile 8 yıl aradan sonra İki boğaz arasında özlenen ortaklığın gelişmesi için büyük önem taşıyor. Tayvan’da şu anda yeni siyaset şekillenirken Çin’de planlarını Ağustos sonrasına saklıyor demek yanlış olmayacaktır.


Uğur Rıfat Karlova


· <ı>Ulusal Tayvan Normal Üniversitesi Siyaset Bilimi Yüksek Lisans Öğrencisi.



[1] Bu makalede parantez içinde yazılı olan kişi isimleri Çincenin Türkçedeki okunuşu olarak belirtilmiştir.

[2] Başkan yardımcısının İngilizce ismi.

[3] Görüşmenin detayları için lütfen bakınız; http://www.taiwannews.com.tw/etn/news_content.php?id=632137&lang=eng_news&cate_img=&cate_rss=news_Politics_TAIWAN

 
Toplam blog
: 180
: 4193
Kayıt tarihi
: 13.11.06
 
 

Kariyerini Uzakdoğu sahne ve televizyonlarında geliştiren  sunucu, şovmen, yazar, oyuncu Uğur Rıf..