Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Mayıs '15

 
Kategori
Eğitim
 

Seçkinci eğitim

Seçkinci eğitim
 

wowturkey.com


Giderek eğitimimiz halkın büyük kütlesine hizmet etmekten kopuyor ve bir avuç seçkin insanın çocuklarını yetiştirmek için elinden geleni yapıyor.
 
Seçkinci (Elitist) Eğitim toplumda devletin parası olana, varsıla, zengin olana götürdüğü nitelikli eğitim biçimidir. Bunun sonucu olarak altta kalanın canı çıksın misali, fakir fukara uyutucu, niteliksiz bir eğitimin çarkları arasında döner durur, ondan sonra da tarlalara, bahçelere savrulur.. Olmazsa, İbrahim Tatlıses gibi damlarda demir büker, inşaatçılık yapar.
 
İbrahim’in : “Oralarda Oxford vardı da biz mi okumadık??” diye sorması boşuna değildir. Taşradaki, kırsaldaki insanlara ne verdik ki, ne istiyoruz… Onlar hüdayinabit, üç beş sınıf okuyabiliyorsa okuyorlar; ondan sonra haydi bakalım çiftin çubuğun arkasına… İnsanlarımız orta yerde harcanıp gidiyor.
 
Şimdi de insanlarımızı orta düzeyde başını bağlamak için, bir sürü sınav hokkabazlıklarıyla, vay işte sen kazanamadın, haydi bakalım senin yerin imam-hatip okuludur; bir meslek okulunda oku da, adam ol diyerek gençlerin milyonlarcasını imam-hatip okullarına sürüyorlar. Meslek okuluymuş..! 
 
Hadi bakalım milyonlarca imam-hatipli yetiştir; gelecekte hepsine bakalım çalışması için kaç tane köy bulacaksın?
 
Seçkinci eğitim “Eğitim Eşitliği”nin bozulduğu zamanlarda ve yerlerde ortaya çıkar. Bir devlet halkına 13  yıllık olmazsa 8 yıllık eğitimi bütünüyle kazandıramıyorsa, onların ancak parayla okuyanlarına hizmet eder; kaliteli okullar verir; gerisi de ne olursa olur… Allaha emanet.
 
Eğitim eşitliği açıkça bozulmuştur.
 
-Artık Batı’da sunulan eğitim hizmeti ile Doğu’da sunulan eğitim hizmeti arasında dağlar kadar farklar vardır.
 
-Büyük kentler ile köyler arasındaki eğitim eşitsizliği çok büyüktür. Köylerdeki insanlarımız okuyamıyor; devlet onlara hizmet götüremiyor.
 
- Büyük kentlerin merkez okulları ile varoş okulları arasındaki fark büyüktür.
 
-Özel okullar ile Devlet okulları arasındaki farklar çok barizdir.
 
Büyük kentler ile kırsal kesim arasındaki insanlarımızın sahip olduğu imkanlar birbirinden öylesine farklılaşmaktadırlar ki, adeta halkımıza açıkça değilse bile, dolaylı yollardan “Köylüsün sen köylü kal; işçisin sen işçi kal…” denmektedir. 
 
Giderek eğitimimiz İngiltere’deki Seçkinci Eğitim sistemine dönmüştür… İşçinin, garibanın çocuklarını yoksul semtlerde, bakımsız okullarda okutacaksın ve sonunda onları işçi olmaya mahkum edeceksin. Diğer yanda Seçkinlerin Kontların, Baronların, zenginlerin çocuklarını da en iyi kolejlerde okutacaksın; onlar da memleketi yönetecekler… İşte getirilmek istenen sistem budur. İşçi, köylü için susturucu, uyutucu bir eğitim tipi sun; seçkinlere ise parası karşılığında en iyi okullarda okut, ondan sonra en iyi mevkileri ver.
 
Bu mudur adalet… Bu mudur Eğitim’de eşitlik:..? İnsan sormadan geçemiyor.
 
Finlandiya gibi özel eğitimi kaldırsak; devlet okullarının tümünü de çok nitelikli hale getirsek ve herkese eşit nitelikli eğitim sunsak, ne olur! 
 
Tabii bunu beceremeyince, üsttekiler okusun, gidebilecekleri yere kadar gitsinler; altta kalanlar ise ne olurlarsa olsunlar.. Bu mudur istenilen. Yazık… Buna inanmak istemiyoruz.
 
Cumhuriyetin başlangıcında okullarımız son derece kaliteliydi. Her kentimizde mutlaka çok sağlam bir Lise vardı; ayrıca iki veya üç meslek lisesi… Ve Liseden mezun olanlar o zamanlar aç kalmazlardı. Hemen Bankalar, Devlet teşekkülleri filan onları kapardı.
 
Şimdi ise, değil lise, üniversiteyi bitiriyorsun da, git yüksek lisans yap, diyorlar.. İş aslanın ağzında, milyonlarca genç sokaklarda gezip duruyor, ne yapacağını  bilemiyor. Devlet bazen bir yere 10 tane personel almak istiyor; o yerlere binlerce genç başvuruyor. Sonra yine hayal kırıklığı…
 
İşsizlik; genç işsizliği ; üniversite bitirmiş genç işsizler.. bunların tümü de “Matruşka” bebekleri gibi birbirinin içinde, çaresizlik içinde kıvrandığımız konular. Üniversite mezunu işsizler o kadar çok ki…
 
Ne yapsın bu insanlar. İyi, nitelikli bir eğitim vermiyorsun; zamanında gerçek bir meslek eğitiminden geçirmiyorsun… Özel kesim bana iş bilen eleman gerek diye ağlaşırken… Senin elinde “Abi her işi yaparım,” diyen insanlar var… Ne yapacaksın onları. İmam-hatip okulları meslek okuluymuş; meslek okullarını çoğaltacaklarmış… Görüyor musunuz kafaları neye çalışıyor?
 
İşleri güçleri insanları uyutmak, gerçeklerden uzaklaştırmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Binlerce öğretmen adayını mezun ediyorlar… Ondan sonrası…”Gerisini ben bilmem, ne yaparsanız yapın..!” demeye getiriyorlar.
 
Bu arada tuzu kuruların, varsılların çocukları en iyi okullarda okuyor. Ama kısal kesim çocukları, köylüler ne yapsınlar. Onlar da “Kader böyleymiş..!” deyip oturuyorlar. Kendileri bilir.
 
Eğer kader böyleyse, çekeceksin arkadaş!
 
 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..