Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Temmuz '12

 
Kategori
Eğitim
 

Seçmeli ders paketleri yeterli mi?

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından, İlköğretim Kurumları Haftalık Ders Çizelgesinin belirlenmesinden sonra, gözler seçmeli ders paketlerinin içeriğine çevrildi.

Öyle ya, 4+4+4 Kesintili Eğitim Yasasının en önemli iddialarından birisi, meslek liselerinin, genel ortaöğretime oranını % 40’lardan, % 70’lere çıkarmaktı.

Bu oranın kısa sürede % 70’ler seviyesine çıkartılması pek mümkün görünmüyor. Çünkü birkaç alan dışında, meslek liseleri açısından, hem verdiği eğitimin kalitesi, hem meslek lisesi çıkışlı öğrencilerin yükseköğrenime devam oranı, hem de mezunların istihdamı açısından ortada olumlu bir durum gözükmüyor.

Bu durumun olumluya çevrilmesi ve meslek liselerinin her açıdan çekici hale gelmesi, bu okullardaki eğitim kalitesinin zaman içinde yükselmesi ile mümkündür. Bunu gerçekleştirmek için de öğrencileri, özellikle başarılı öğrencileri, ortaokul sürecinde meslek liselerine yönlendirmek gerekiyor.

Yaşanan fiili duruma bakıldığında; meslek liselerinin, akademik başarısı düşük, “Fen ve Anadolu Liselerine” yerleşemeyen öğrenciler tarafından, bir zorunluluk olarak tercih edildiği görülecektir.

Bu durumu tespit eden MEB, yeni eğitim yasasıyla uygulamaya koyduğu ortaokullardaki “Seçmeli Ders Paketleri” ve ilkokul 4.sınıftan itibaren şekillenecek yönlendirme süreciyle yeni bir mesleğe yöneltme uygulamasını hayata geçiriyor.

İlkokul 4.sınıftaki (9-10 yaş) bir öğrencinin ilgi ve yeteneklerinin ne derece belirlenebilir-ölçülebilir olduğu göz önüne alındığında bu sürecin sağlıklı işleyip, işlemeyeceği merak konusudur.

Öğrencinin, seçmeli ders paketlerinden en azından birini seçmek zorunda olduğu ortaokul aşamasında ise, öğrenciye yeterince seçenek sunulup sunulmadığı; bu paketlerin ortaöğretimde öğrenciye yararlı olup-olmayacağı da henüz muallak.

Aslına bakılırsa, ortaöğretimde belirlenen seçmeli ders paketleri çok yerinde belirlenmiş. Yasanın çıkarılma sürecinde, “Din Paketi” tartışmalarına kurban edilen, ancak İlköğretim Ders Çizelgelerinin belirlenmesiyle içeriği belirmeye başlayan seçmeli ders paketleri konusunda Bakanlığın titiz bir çalışma yürüttüğünü görmek ve hakkını vermek gerekiyor.

Seçmeli Ders Paketlerine bakıldığında; ortaöğretimde değişik alanları ve meslekleri seçmek isteyen öğrenciler için zengin bir seçenek sunulduğu görülecektir. Şöyle ki;

“Din, Ahlak ve Değerler Paketi”ni seçen öğrencilerin, İmam-Hatip Liselerine;

“Dil ve Anlatım Paketi” ve “Sosyal Bilimler Paketi”ni seçen öğrencilerin, Sosyal Bilimler ve İletişim Liselerine;

“Yabancı Dil Paketi”ni seçen öğrencilerin, yabancı dille eğitim yapan Fen ve Anadolu Liselerine;

“Fen Bilimleri ve Matematik Paketi” seçen öğrencilerin, Fen ve Anadolu Liselerine;

“Sanat ve Spor Paketi”ni seçen öğrencilerin de, Güzel sanatlar ve Spor Liselerine yönleneceği çıkarımı yapılabilir.

Buraya kadar, seçmeli derslerin ilişkilendirileceği ve öğrencilerin ilgi ve yetenekleri doğrultusunda yönlendirileceği ortaöğretim alanlarının örtüştüğü seçeneklerin doğru bir şekilde tespit edildiği rahatlıkla söylenebilir.

Gel gelelim, bugüne kadar uygulanan ilk ve ortaöğretim sistemi ve yeni yasayla uygulanacak olan kesintili ve seçmeli ders paketleriyle de zenginleştirilen yeni eğitim sisteminin de ortak olan en önemli eksikliği, İmam-Hatip, Sosyal Bilimler, İletişim, Fen, Anadolu ve Güzel Sanatlar ve Spor Liseleri dışında kalan mesleki ve teknik eğitim liselerine, ortaokul öğrencilerinin nasıl yönlendirileceğidir.

Örneğin; Endüstri Meslek Liselerinin “Ayakkabıcılık, Kimya, Bilgisayar, Konfeksiyon, Baskı, Kuyumculuk, Kütüphanecilik, Boya Teknolojisi, Lastik Teknolojisi, Makine, Çinicilik, Seramik, Matbaa, Metal İşleri… gibi bölümlerine; Kız Meslek Liselerinin “Ağırlama ve Gıda Teknolojisi, Bilgisayar, Büro Yönetimi ve Sekreterlik, Çocuk Gelişimi ve Eğitimi, El  Sanatları ve Teknolojisi, Fotoğrafçılık, İç Mekan Tasarımı, Resim ve Tekstil gibi bölümlerine, hangi seçmeli ders paketini seçen öğrenciler yönlendirilecektir?

İlk bakışta seçmeli ders paketleriyle örtüşmeyen onlarca mesleki ve teknik ortaöğretim bölümü bulunmaktadır.

Tam da bu noktada,  sorulması gereken en can alıcı soru da “Seçmeli ders paketleri ve içerikleri belirlenirken, bu sorunlar göz önünde bulunduruldu mu?” sorusudur.

Bu soruya, olumlu bir cevap verebiliyorsak, mesleki ve teknik eğitime olumlu bir neşter attık ve yazının başında belirttiğim mesleki ve teknik eğitimin, genel ortaöğretime oranını % 40’lardan, % 70’lere çıkarabiliriz, denilebilir.

Yok, eğer bu seçmeli ders paketlerine ve yapılan bütün yeniliklere rağmen, eskiden ilköğretim ikinci kademe öğrencilerinden akademik başarısı düşük öğrencilerin tercih etmek zorunda kaldığı okullar olan meslek liselerini; seçmeli ders paketlerine rağmen yine akademik başarısı düşük ortaokul öğrencileri tercih edecekse; vay mesleki ve teknik eğitimin haline.

Yol yakınken, ortaokul öğrencilerini mesleki ve teknik eğitime yönlendirecek tedbirleri almak ve yasal düzenlemenin eksikliklerini gidermek gerekiyor.

Bu konuda yapılacak ilk iş, ilköğretim, ortaöğretim ve yükseköğretimin koordineli bir şekilde çalışabilmesini sağlayacak koşulların ve kurumlaşmanın oluşturulmasıdır.

Tabii her konuda olduğu gibi öğrencileri ilgi ve yetenekleri doğrultusunda yönlendirmekle görevli ilkokul ve ortaokul öğretmenlerinin, “MEB Yöneltme Yönergesi” kapsamında yeniden eğitimden geçirilmelerek, moral ve motivasyonlarının en üst seviyeye çıkarılması gerekir.

Konumuzla ilgisi kurulabilir mi, bilmiyorum ama “Teşbihte hata olmaz” esprisinden yola çıkarak ve siyasi büyüklerimizin engin demokratik hoşgörüsüne sığınarak sizlerle bu noktada bir fıkra paylaşayım istiyorum. Fıkra bu ya;

“Bir soylu ve marabası uzun bir yolculuğa çıkarlar.

Yolculuk sırasında maraba arabayı çekmekte, soylu ise keyif sürmektedir.

Böylece ilerlerlerken soylu, bir öküzün pisliğini görür yerde:

"Ey maraba," der. "Şu boku ye, neyim var neyim yoksa senindir."

Maraba tereddüt etse de sonunda yer o boku ve her şeyin sahibi olur.

Şimdi soylu çekmektedir marabanın oturduğu arabayı.

Ama maraba yediremez bu işi kendine. Bir süre sonra bir kez daha pislikle karşılaşırlar. Maraba döner:

"Sen de şunu ye, her şeyini geri vereyim sana," der.

Soylu boku yer ve nihayetinde her şey eski halini alır.

Maraba yine maraba, soylu yine her şeyin sahibi soyludur.

Birbirlerine bakarlar. Der ki maraba:

"Madem bir şey değişmeyecekti, biz bu boku neden yedik?" 

 
Toplam blog
: 223
: 700
Kayıt tarihi
: 04.01.08
 
 

Gaziantep' te öğretmen olarak görev yapmaktayım. Son olarak Eğitim Yönetimi, Teftişi, Planlaması ..