Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Temmuz '17

 
Kategori
Edebiyat
 

Sefiller

Sefiller
 

Victor Hugo'nun kaleme aldığı Sefiller isimli roman, özünde Paris şehri ve romanın baş kahramanı olan Jean Valjean’dan ibarettir. Uzun bir kurgu içerisinde aralarda Paris'teki tarihsel olaylara da değinilir. Bu nedenle, romanı okurken o dönemde ki tarihî olayların meraklısı değilseniz eğer, romanın ortasında tam sıkılmaya başlarken birden bir bakıverirsiniz ki tüm bu tarihsel anlatım, ana kurgu ile son derece başarılı bir şekilde bağlanmış. En sonunda kurgu boyunca romana dahil olan tüm karakterlerin yazgısı Jean Valjean’e bağlanır. Bu örümcek ağı şeklini anımsatan dâhiyane kurgu, Victor Hugo’yu ne denli eşsiz bir yazar olduğunun açık bir kanıtı olarak çıkarır karşımıza. Bu sebepten dolayı bu eserin tam metin çevirisini okumak gerekir.
 
Roman, ailesini doyurmak için ekmek çalan ve bu yüzden kürek mahkumu olan, kaçma girişimleriyle beraber 19 yıl hapis yatan Jean Valjean adındaki bir adamın anlatımı ile başlar. 19 yıllık süre içerisinde kürek mahkumlarının insanlık dışı yaşama şartları Jean Valjean'ide insan dışı bir kişi haline getirir. Her türlü kötülüğün meskeni olur kişiliği. Cezasını bitirip şartlı tahliye edilince eline “tehlikeli ve güvenilmez” biri olduğuna dair bir belge verirler ve bu belgeyi gittiği her yere götürmesini şart koşarlar. Öyle ki ilk sığındığı kasabada ona karşı herkes, hırsızlık suçundan kürek mahkumu olması sebebiyle pek iyi yaklaşmaz. Girdiği hanlardan kovulur. Kapısını çaldığı evlerden kabul görmez. 
 
Yoldan geçen birinin tavsiyesiyle bir papazın evine sığınmayı dener son çare olarak. Papaz ne olduğuna bakmadan onu evine alır, yemek ve kalacak yatak verir. Jean Valjean ise papazın tek mal varlığı olan gümüş takımlarını çalarak gece yarısı evden kaçar. Bu kaçış kısa süreli olur ve polisler tarafından yakalanır. Valjean’a gümüş takımlarını nereden bulduğu sorulunca papazdan aldığını söyler. Buna inanmayan polisler Valjean ile birlikte hırsızlık yaptığı teyit edilsin diye papazın evine giderler. Papaz onları karşılar. Ancak bu karşılama ne Valjean’ın ne de polislerin beklediği türden olur. Papaz gümüşlerinin çalınmadığını, misafirine kendisinin verdiğini ve hatta unuttuğu bazı gümüşler olduğunu söyler ve unuttuğunu söylediği gümüşleri de Valjean’e verir. Kendisine karşı yapılmış böylesine bir iyilik karşısında Valjean, yaşamının kırılma anını yaşar. Ve buradan itibaren roman, bu kürek mahkumunun yıllara dayalı yaşama tutunma mücadelesini ele alır en derin şekilde.
 
Eğer yaşamın gerçeklerini anlatan, bir toplumun vicdanını yansıtmış, iyilik ve kötülük gibi kavramları birçok yönüyle ele almış, olayların arka planında ki gerçekleri görmenize katkı sunacak ve dünya görüşünüzü etkileyecek bir kitap arıyorsanız, bu mükemmel eseri kesinlikle okumalısınız.
 
Sefiller’in öne çıkan birkaç tam metin çevirisi var. Ben okumak için Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları'ndan çıkan Volkan Yalçıntoklu’nun çevirisini tercih ettim ve oldukça memnun kaldım. Bunun dışında, İletişim Yayınları'ndan çıkan Cenap Karakaya'nın çevirisini de tercih edebilirsiniz.
 
Toplam blog
: 5
: 205
Kayıt tarihi
: 19.02.14
 
 

Edebiyat, Felsefe, Tarih ve Sosyoloji ..