Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Mart '07

 
Kategori
Felsefe
 

Sefirah

Sefirah
 

Dünya yüzünde sürgünde yaşayanlara eşit kabul edilir.
Sürgünden dönmedi mi kimse?

Korkutmuyor beni giden yolun uzunluğu.

Gerekirse sayılar ekler, sayılara hüznü diker, hüzne bir tutup şansları, şanslardan kayısı ağaçlarına tutturduğum dilekleri, Hıdrellezin ilk gecesi düşlerime iliklerim.

İliklerim gömleğimin düğmelerine dar gelir yarılır çıkarım kendimden dışarı…

Bir tek bir sonraki sarılışına gebe kalırım sevgilinin…


Susuzluğuma kondurduğu öpücüğün ilerisine tek adım atmadan, bir sonraki için onu öptüğüm yerde kalırım… Kâinatın yok oluş gününe dek…

Cennetten kovuldum zaten ve öylesine inatla çıkardılar ki şeytani tarafımı benden cehenneme bile giremem artık…

Via purgativa

Via contemplate

Via illuminativa

Arınma yolu, tefekkür yolu, aydınlanma yolu

Yollar uzak…

Eskiden gitmeyi düşlediğim yerlere ömrüm yetmez zannederdim. Gidemeyeceğim yerlere ölünce gidebilmek için tanrıya dua ederdim…

Sustum şimdi.


Aşkın beni götürdüğü yerlerin kilometreleri dünyevi ölçülerle belirlenmiyor.

Bir tek yürek gerektiriyor, o yollara çıkarken köşedeki benzinciye ihtiyaç duyulmuyor.

Ganj nehrinde arınmaya çalışan ve şiva’ya bunun için yakaran bilgenin suratına çarpan suların damlalarını hiç bu kadar yakından göreceğimi ummazdım.

Tibetteki Lama’ların sarındıkları esvabın turunculuğuna tuttum gözlerimi…

Chol ula Tlaxcola’lı Azteklerin asırlar öncesinde kurdukları dünyanın, tek canlı kanıtıyım yaşamda…

Sadece sevginin göğü aydınlattığı 4 yönün tanrılarının kabartmalarına dokunuyorum, ellerim titriyor ama korkmuyorum.

Gerçeğe dönmek ne ceza!

Aslolan aşk aslında…

Tüm çirkinliğim, sevgilinin tüm renklerini üstüme örtüşüyle görünmez oluyor…

Ondaki renkler öylesine yoğun ki isimlerini bile bilmiyorum.

Onu seyrederken bulanıyor etraf, rengârenk. Kendimi kaybediyorum…

Yoksa hiç bir şey bunca önemli değil dünyada. Tüm savaşlar zulüm kavga… Bütün sır senin gülüşündeki insanlıkta; o insanlığa tutunup salınıyorum… Açları doyurup, öksüz savaş çocuklarına babalık yapıyorum.

Avuç avuç içtiğim, ömrüm boyunca gereksindiğim, ömrüm oldukça içeceğim özünün, bana geri dönüşündeki aşina tadına döküyorum o gözyaşlarını aslında…

Yaşadıkça susturamam onları…

Yaşadıkça gözyaşlarım o gülümsemenin insanlığını unuttukça hatırlatacak…

Yaşadıkça yaşamak hiçbir zaman bunca güzel olmayacak…

Ref : şekercimden

 
Toplam blog
: 28
: 982
Kayıt tarihi
: 07.01.07
 
 

Hayatı her sorguladığımda karşıma çıkan sonuçlara analitik yaklaşımlar sergilemeye devam ediyorum el..