Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Eylül '06

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Şefkat, ilgi, alaka

Şefkat, ilgi, alaka
 

Bu yazmak denen içgüdüsel davranış sanırım hep bir takım muhabbetlerin ortasında edilen, birtakım şaşırtıcı cümlelerden sonra ortaya çıkıyor... "Amma enteresan laf ettim ben ha!" dedirten bu cümleler -hele ki sarfedilen cümleye inanç tamsa- hayattaki değerler ve hayatta olduğun yer kavramlarında ne kaddar da güzel bir noktada olduğunu ispat ediyor...

(tabii bu içgücünün sekteye uğradığı anlar da oluyor... Hele ki yukardaki cümleyi kurmaya çalıştığım şu anda)

Şimdi diyeceksiniz ki "Bu kadın bir cümle sarfetmiş, pek de beğenmiş kendi kendine, şimdi de bize satacak..."

Hayır efendim! Satmayacağım... Paylaşacağım... Yoksa şu hayatta olmak istemediğim bişey varsa o da bilirkişilik’tir...

Yine, bir arkadaşımla Sığınak’ında konuşuyoruz... Yok aşk, yok meşk, yok pamuklar üzerinde tutulma, şefkat-ilgi-alaka.. Konudan konuya geçiyoruz... Dedim ki:

"Herşeyi kendim yapabilirim... Annem, babam böyle olabilmesi için beni destekledi, kendim de böyle olduğuna, kendi benliğimle karar verdim...Hakikaten ne yalnızlıktan, ne çoğulluktan korkarım... Ne ağır kaldırmak yorar beni, ne yükseklere tırmanmak... Ne parasızlık yıldırır ne imkansızlık... Yapamayacağım bir şeyin yapılamazlığı, yapılamadığında anlaşılır... Önce niyetlenilir. Olmazsa, sonra olmaz...

Bir tek şeyi kendi başıma yapamam... Kendi kendime şefkat gösteremem... Bunu yapamam bak! Yapabiliyorum diyen yalan söylüyordur... Bir insan yastığına sarılıp uyuyabilir... Ama kendi gıdı’sına kendi burnunu yaslayamaz... Kendi elleriyle saçlarını okşayamaz... Kendi gözlerine ancak bir ayna vasıtasıyla bakabilir - ki bu da şefkat durumundan özeleştiri durumuna bir geçiştir... Kendi kendine sıkı sıkı sarılamaz... "Sen ne güsel insansın" diyemez...(derse bir tuhaflık vardır) Hastayken kendine çorba yapabilir ama bu da tamamen mecburiyettendir..."

Ve işin tuhafı kişi,bunları hemcinsinden talep etmez... Şefkat-ilgi-alaka üçlemesi nedense hep karşı cinsten beklenir... Ya da daha doğru bir deyişle, şefkat-ilgi-alaka üçlemesi ancak karşı cinsten gelirse insan tam anlamıyla tatmin olur... Yoksa, ortada insanların iyi hissetmesi için didinip duran bir çok(!) Ego Tatmin Timi hemcinsi vardır... (Ego’cu geldi hanıımm!) Ama bu kişiler değildir maalesef bahsi geçen beklentiyi karşılayacak olanlar...

Pamuklar üzerinde tutulmaya olan ihtiyacın hat safhada olduğu dönemlerde ,insan haliyle sevdiği kişiden bekler bu üçlemeyi... Ama gelin görün ki hayat oyunlarını oynamış, sevenler o hayatın içinde bir nevi yok olmuş, egoları tatmin etmeye de gökten üç (ya da beş) insancık düşmüş...

Doğru insanlar-yanlış insanlar,doğru yönelmeler ya da yanlış yönelmeleri didiklemiyeceğim şimdi meraklanmayın....

Ben sadece ... Galiba.... Hay allah!

Bu da böyle bir yazı olsun...

Tüm format gereken beyinlere bir iç dökme mahiyetinde...

 
Toplam blog
: 82
: 1186
Kayıt tarihi
: 22.06.06
 
 

İstanbul'da yaşanan tüm aşkların, tüm ayrılıkların, tüm özlemlerin, tüm nefretlerin, tüm eğlenceleri..