Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ekim '08

 
Kategori
Güncel
 

Şehidim...

Şehidim...
 

Evlatlarım...


Bugünlerde yaptığım hiçbir şeyden zevk almıyorum. Çünkü 15 şehidimiz var. Uzmanlar ve uzman olmayanlar bu konu hakkında konuşuyor ve tartışıyorlar; Nasıl oldu? Ne yapılmalı? Ben iki erkek çocuğu babası olarak bir ukdeyle geçiriyorum günlerimi. biri 3, 5 diğeri 1, 5 yaşında. Aklıma evladı şehit olan babalar geliyor. Nasıl hissediyorlar acaba? Ben onların yerinde olsam nasıl hissederdim? Şehit olanın yerinde olmak en kolayı herhalde. Ya geride kalan olmak! Bir ömür boyu evladının hasretiyle, anılarıyla ve kıyafetleriyle yaşamak.

Bundan 15 sene öncede şehit haberlerini alan babaların çocukları bu çocuklar. O zaman onlarında çocukları da 3-4 yaşlarındaydı. bu lanet terörün bu kadar zaman sürüp, kendi çocuklarını da ellerinden alacağını hiç düşünmüşler midir acaba?

Bundan 20 yıl sonra ben de o babalardan biri olabilir miyim acaba? Hakkari'nin Aktütün karakoluna 03.10.2028 yılında düzenlenen baskında şehit olan askerlerden biride benim evladım olabilir mi? Belki bu yazıyı 20 yıl önce yazıyor olsaydım, beni kimse ciddiye almazdı ama şimdi kafamızda birçok soru işareti dolaşıyor.

Ben, vatan ve bayrak sevdalısı bir Türk genciyim. Aynı zamanda asker ocağının Peygamber Ocağı olduğunun ve Allah ve Vatan yolunda çarpışarak ölenlerin şehit olduğunu bilen bir Müslümanım. Bugün beni savaşa çağırsınlar gözümü kırmadan giderim. Evlatlarımı da askerlik çağlarına geldi mi savaşa götürürüm. Ama, şu an ki durumda birçok soru işareti cevaplanmayı bekliyor. Bir Kurtuluş Savaşı değil bu. Gayri nizami harp dedikleri durum. Arkasında kimlerin olduğu belli olmayan(!), bir türlü kökü kazınamayan, zaman zaman alevlenip zaman zaman sönen bir ateş.

Evlatlarımın yerine ben gideyim askere diyorum kendi kendime! Hani, klasik cümle vardır ya; Vatan Sağolsun! Evet Vatanımız sağolsun, hem de sonsuza kadar! Şu anda çıkan bütün tartışmalar bundan değil.

Kurtuluş savaşını, Çanakkale’yi hatırlayalım. Şehitler kimlerdi? Kaç tane muallim, doktor ve üniversite mezunu şehit düşmüştü. Ayrıcalıklı bir kesim var mıydı? Cephede savaş devam ederken Milyarlar harcayıp düğün yapan var mıydı? Ben Rize’de oturuyorum. Hain saldırının olduğu akşam Rize’ de düğünler vardı. Müziğin sesi evime geliyordu. Havai fişek gösterileri vardı. Düğün arabaları korna sesleriyle yollarda turluyordu. Bu durum sadece Rize’de mi böyleydi? İnşallah öyledir!

İşte sorun burada başlıyor. Millet olarak duyarsız hale geliyoruz. Biraz nüfuzumuz varsa bunu kullanarak her yerde torpil yaptırmaya çalışıyoruz. Bizim evladımız en değerli olan oluyor. Neden? Çünkü biliyoruz ki bu ülkede artık imtiyazlı kesimler var! Onların evlatları çok değerli; bizimkiler değersiz. Onların evlatları zora gelemez; bizimkiler zorluklar için doğmuş.

Mehmet Akif bu vatanın sahiplerini 80 yıl önce söylemişti. Merak eden alıp okusun. Bugünler iyi günler neden çünkü gayri nizamı harp bu ülkenin belli bir bölümünde devam ediyor. Askere alınmalar rutin devam ediyor. Torpil yaptıramayanlar doğuya gidiyor. Şehit vermeye devam ediyoruz. Peki, Nizamı Harp başlarsa ne olur acaba? Kim gider cepheye? Kim göğsünü siper eder? Bugün kim yapıyorsa; yine onlar yapar!

O halde bu vatanın sahipleri kimmiş! İyi günde belli olmaz insan; zorda kalınca anlarsın onu? Ben bu vatan için 2 evlat yetiştiriyorum. Asla onları yem yapmam. Ama vatan söz konusu oldu mu en önde üçümüz oluruz Allah’ın izniyle!

Evet, bir baba olarak bugünlerde hiç neşem yok. Şehitlerimizi ve babalarını düşünüyorum. Evde çocuklarımla oynarken birden gözlerim doluyor.

 
Toplam blog
: 59
: 2088
Kayıt tarihi
: 07.11.07
 
 

Psikolojik Danışmanım, 3 tane dünya tatlısı çocuğum var. Beşiktaşlıyım... Psikolojiye doğuştan bi..