Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Ekim '11

 
Kategori
Turizm
 

Şehir ve sanat

Şehir ve sanat
 

Yaşadığımız şehirler gencinden yaşlısına kadar hepimiz için çok önemlidir. Doğduğumuz, büyüdüğümüz, eğitim aldığımız, çalıştığımız, evlendiğimiz, çocuklarımızı büyüttüğümüz, yaşlandığımız ve günün birinde bir parça toprağına karıştığımız yerlerdir. Bu topraklar hayatımızın her anı ile ilgili anılarla doludur. Bırakın gelişmiş olmasını imkânların en sınırlı olduğu bir şehir de olsa, uzak kaldığımızda burnumuzda tüter. Caddesinde ya da sokağındaki küçük bir kahvanesinde bir yudum çay içmeyi özleriz. Yaşamımızı sürdürmek için gerekli iş imkânlarını bulamadığımızda göçmekten başka çaremiz kalmaz. Arkamıza bakarak, sevdiklerimizi de geride bırakarak uzaklara gideriz.

İster ayrılın, isterse ayrılmayın şehirlerinizin gelişmesini ve artan nüfusun bu topraklarda iş ve aş bulmasını istersiniz. İlerlemiş şehirlerdeki ekonomik ve sosyal şartların şehrinizde olmasını arzularsınız. Hele gurbetin açısını ve zorluğunu yaşıyorsanız, bir an önce ekonomik durumunuzu düzeltip şehrinize dönmeyi hayal edersiniz. Yaşadığımız çağda bırakın köyden şehre olan göçü, şehirden şehre de göçü de gördüğünüzde, neden benim şehrim gelişmiyor diye üzülürsünüz.

Şehrinizde kapanan fabrikalar, işyerleri ve de şehir olmanın avantajları ile resmi dairelerin bile çevre ilçelere gitmesini yadırgarsınız. Bu gidişin önlenmesi için tedbirler alınmasını ve yörenin insanının şehrine sahip çıkmasını beklersiniz. Geçmişi ne olursa olsun şehrinizin zamanla bir köy haline düşmesinden korkarsınız. Bir şeyler yapılmalı, bir şeyler yaratılmalı, bu gidişe dur demeli diye düşünürsünüz.

Çünkü bir gün dönmeyi hayal ettiğiniz şehriniz size yolun sonunda sığınacağınız en güvenilir liman gibi gelir. Hiç tereddüt etmeyin sadece ben mi böyle düşünüyorum diye. Başka şehirlerdeki ve ülkelerdeki insanlar da bizim gibi düşünmektedirler.

Dünyanın her bölgesinde kasaba ve şehirler göç ve meydana getireceği ekonomik kayıpların tedirginliğini yaşarlar. Bu ülkelerdeki çaresiz kalan insanlar da çareyi uzak diyarlara gitmekte bulurlar. Kalanlarda gelişmek için uzun soluklu bir mücadeleye girerler. Şehrin resmi ve özel kesim temsilcilerini ekonomiyi yeniden canlandırmak için politikalar geliştirmeye, projeler üretmeye, şehrin her değerini ekonomiye kazandırmaya çaba gösterirler. Bu amaçla potansiyel kaynakların harekete geçirilmesinin hesabını yaparlar.  

Bu potansiyel kaynaklar, tarihsel mekânlar, tarımsal üretim, doğal güzellikler ve de sanat eserleridir.  Son yıllarda başta İtalya olmak üzere slow city şehirleşme modeli akımı bir ölçüde bu yaklaşımdan doğmuştur. İster tarihi mekânları olsun ister olmasın şehrin doğal yapısı ve kirlenmemiş dokusu yeni bir turizm akımı gibi dünyaya yayılmıştır. Şehirlere ve insanlara ümit olmuştur. O topraklarda tarih boyunca dünden bugüne sanatkârların ve sanatçıların yarattıkları değerli eserler, bir yönü ile bu süreçten çıkışın anahtarı olur. http://www.seferihisar.bel.tr/

Sadece bugün değil tarihte de şehirler bugüne benzer sorunlar yaşamışlardır. Yakılmışlar, yıkılmışlar göçler yaşamışlar ve yeniden doğmuşlardır. Ama her defasında şehrin insanları şehri yeniden kurmuşlar ve bugün bile hayranlıkla karşıladığımız mimari özelliklerde, sanatsal yapılarla donatarak kurmuşlardır. Askeri ve güvenlik amacıyla oluşturulan şehirlerde bile sanata ve sanatçılarına özel önem vermişlerdir. Tarih boyunca da bu şehirler yaratılan eserlerle yükselmişler, çekim merkezleri olmuşlardır.  

Tarihin derinliklerinden gelerek savaşlara ve doğal afetlere rağmen bugüne ulaşan şehir kalıntıları bize bu gerçeği çok açık şekilde göstermektedir. Şehri gösteren en önemli resimlerden biri sanattır. Şehrin geleceğe götürenlerde sanatçılardır. Öyle ki tarihteki o sanatkârlar ve sanatçılar yarattıkları eserlerle yüzyılların ötesinden gelerek bize ulaşmaktadırlar. Eserleri ile bugün bile bizi hayran bırakmaktadırlar.

Tarihi şehirlerin cadde ve sokaklarında yürürken, yapılan bir heykelin ya da resmi kusursuzluğunu seyrederken, tarihi kitabelerde ve eserlerdeki yazılı metinlerin anlamlarını yanındaki açıklamalardan öğrenmeye çalışırken, kendinizi bambaşka bir âlemde hissedersiniz. O an şehrin sokaklarında gezer duygularınız. Adeta o tarihi şehrin insanlarının arasında yürür gibi, mermer ve taşlarla döşenmiş kaldırımlarda, sütununda işinin arması olan bir dükkâna girersiniz. Gittiğiniz agorada sizi o günkü insanların karşıladığını görür gibi olursunuz. Şehrinizin müzesinde sakladığınız ve sergilediğiniz değerli eserleri ziyaret ettiğinizde daha da büyülenirsiniz ve o eserleri yaratanlara hayranlık ve şükran duyarsınız.http://www.kultur.gov.tr/genel/SanalMuzeler/Antalya/index.html, http://www.antakya.bel.tr/index.php?okod=137

Gelişmiş ülkelerdeki şehirlerin büyük bir kısmı, ne kadar gelişmiş olsa da sanatı ihmal etmemekte sanatçı ve edebiyatçılarına destek vermektedirler. Şehrin her tarafı sanatsal yapılarla süslenmekte, görsel ve yazılı sanat eserlerine özel önem verilmekte, şehrin her yanını sanat galerileri ve müzelerle donatılmaktadır. http://mam.paris.fr/

Dünya çapında düzenlenen festivaller ve etkinliklerle yeni eserlerin yaratılmasına öncülük edilmektedir. Yeni nesile sanat eserleri tanıtılmakta ve onlarında sanatsal çalışmalara girmelerini teşvik edilmektedir. Bugün gelişmiş ülkelerde şehirleri gezdiğinizde önünüzde birçok sanatsal aktivite ve gezilecek yer bulursunuz. Eskisiyle yenisiyle donatılan eserleri görür, keşke benim şehrimde böyle faaliyetler yapsa diye imrenirsiniz. http://www.festival-cannes.fr/

Tabii ülkemizde de bazı kasabalar ve şehirler ekonomik kayıp ve küçülme sürecinden çıkış için sanatsal yapıların ve sanatın önemini kavramışlardır. Tarihsel yapılara, sanatkârlarına,  sanatçılarına ve sanat eserlerine sahip çıkmaya başlamışlardır. Geniş tarihi kalıntılara sahip il ve ilçeler dışında Safranbolu ile başlayan ilçelerdeki turizmin geliştirilmesi uygulamalarını, diğer ilçeler izlemiştir. Bu konuda Beypazarı ülkemizde örnek sayılabilecek başarılar sağlamış bir ilçemizdir. Bu ilçemizi yeni ilçeler izlemektedir. http://www.beypazari.gov.tr/26.asp, http://www.safranbolu-bld.gov.tr/portal/

Ama en ilginçlerinden biri Çavuş kasabasında gerçekleştirilen sonsuz şükran köyü projesidir. Anadolu’nun içlerinde çoğumuzun bilmediği bir kasaba bir anda tanınmış yerleşim alanı haline geldi. Gezip görmeyi arzu ettiğimiz bir kasaba oldu. http://www.sonsuzsukrankoyu.com.tr/

Ülkemiz bulunduğu coğrafya itibariyle dünyanın en önemli şehirlerinin kurulduğu, her iki kıtayı birleştiren bir geçit bölgesi olarak çeşitli kültürlerin harman olduğu ve geçmişin bize mirasıdır. Bu topraklarda yaşayan Anadolu insanının bize miras bıraktığı eserler bugün bile bize değer katan ve kazanç sağlayacak olan gelir kaynaklarımızdır.

Bu gerçeği çok iyi gören Atatürk sanatın Türk milleti ne denli önemli olduğunu görmüş ve ülkemizde sanatsal faaliyetlerin geliştirilmesine öncülük etmiştir. Hatta sanatçıların önemini şu sözlerle çok güzel ortaya koymuştur. “Efendiler hepiniz mebus olabilirsiniz, vekil olabilirsiniz, hatta reisicumhur olabilirsiniz, fakat sanatkâr olamazsınız” demiştir. http://www.kultur.gov.tr/TR/belge/1-5222/ataturkun-musiki-anlayisi.html

Bizlerde şehirlerimizi geleceğe taşımak istiyorsak sanata ve sanatsal etkinliklere önem vermeliyiz. Sanatın her dalında yeni sanatçıların yetişmesine öncülük etmeliyiz. Şehrimizde sanatsal yapıların yapılmasına, sanat eserlerinin üretilmesine öncülük etmeli ve destek olmalıyız. Yazılı ve görsel eserlerin şehrimizi geleceğe taşımasına fırsat yaratmalıyız. 

 
Toplam blog
: 416
: 790
Kayıt tarihi
: 19.02.10
 
 

Tarım, Gıda, Ormancılık, Çevre, Örgütlenme ve Proje konularında çalışmalarda bulunmaktayım. Öncel..