Şehir ve yaşam alanı

Parklar ve yeşil alanlar şehirlerin yaşam alanlarıdır. Buraların çok oluşun uygarlığın ölçütü artık. Gerçektende öyle olması gerekir. Ben hep şaşarım bu düzenlemeleri kim yapıyor. Kim ya da kimler nereden, biliyor şehrin neresinde ne kadar boş bir toprak var oraya park yapalım, ağaç dikelim diye kafa patlatıyor. Aklım almıyor doğrusu. Bir bakıyorsunuz çamur deryası bir alan. Ertesi gün yemyeşil oluvermiş. Bunu yaşamasam inanmazdım, ama yaşadım sizinle de paylaşayım istedim. Hani geçen yazılarımın birinde(bizim ev)sözünü ettiğim, demir yoluna paralel ağaç kaplı uzayıp giden bir alan vardı. Geçen yaz işçiler orayı alt üst edip ortasından kırıla kıvrıla giden bir yürüme yolu da döşeyip gittiler. Zaman zaman yine çalıştılar, toprak getirdiler. Uygun yerlere bank koydular. Çeşmeler zaten hazır. Bir sabah baktım her yan yemyeşil. Hayret ettim tabi. Nasıl etmeyeyim. İki gün önce çamur deryası, şimdi yemyeşil... Hemde yine demir yoluna paralel, uzayıp gidiyor yeşillik. Dikkatli bakınca blok cimlerin kalıp halinde yan yana yerleştirilmesinden oluşturulduğun anladım. Ne yalan söyleyeyim güzel olmuş. Şimdi tek sorun bu yeşilliği korumak. Oda bize düşüyor. Balıkesir park ve yeşil alan acısından hiçte azımsanmayacak bir alana sahip. Eski fuar alanı ve onun karşısındaki park, Çamlık ve şehrin birçok bölgesinde irili ufaklı parklar. Tek sorun buraların korunup, kollanması. İnşallah bu yaz bu yaşam alanlarında cimler üstünde mangal yapanları, kuytularda uygunsuz davranan insanları görmeyiz. Unutmayalım yeşil alanlar ve parklar şehirlerin uygarlık göstergesidir