Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Ağustos '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Şehirde kadın olmak... Uçurumun kenarında hayatlar...

Şehirde kadın olmak... Uçurumun kenarında hayatlar...
 

Şehirde kadın olmak… Çalışan kadın olmak.. Çalışan anne olmak..

İREM……..24 yaşındaydı, işinde başarılıydı. 3 yıldır evliydi. Mutlu bir evliliği iyi bir kariyeri vardı. Hamile olduğunu öğrendi. Mutlu oldular… Mutluluklarına yeni bir can, sevdalarının meyvesi eklenecekti. O çalışan, çalışmayı seven bir kadındı.. Öylede devam edecekti. Çocuk da yapacaktı, kariyerde. Ama öyle olmadı. Anne olmak başkaydı. O minicik yüreği, kokusunu tanıyan o sevimli bebeği kendi annesine dahi olsa bırakmak kolay değildi.. Yapamadı.. Annelik duygusu ağır bastı en güzel anlarında yanında olmalıyım bebeğimin dedi. İlk kelimesini ilk adımlarını paylaşmalıyım dedi. Zaten iş yeriyle de anlaşamadı, bebeğinin yanında daha fazla olabilmek için onlardan istediği hakları vereceklerini söylediler, ama vermediler. Evinde çocuğuna bakmaya başladı. İşinde başarılı olan genç kadın anneliği de en iyi şekilde başardı. Sevgili yavrusunun her anında yanındaydı artık. Evin geçimini eşi tek başına sağlıyordu. Derken bir gün işler yolunda gitmedi. Maddi sıkıntılar boy gösterdi. Çalışması gerekti. Daha 1 yaşında bile olmamıştı bebeği. İçinde öyle bir acı hissetti ki sanki bir daha hiç göremeyecekti yavrusunu… Evet çevrede çocuğunu bırakıp çalışan çok anne vardı. Ama İrem’e çok zor geldi. Hem anne olup hem de evin geçimine katkıda bulunmalıydı. Ama dünya tatlısı yavrusunu birkaç saatliğine de olsa bırakma fikri onu mahvediyordu.
Ne yapmalıydı?

ÖZGE…….. iki yıllık evliydi. 23 yaşındaydı. Çalışıyordu. Derken bir gün hamile olduğunu öğrendi. Planlanan bir hamilelik değildi. Ama hamileliği sonlandırmak istemedi. Çocuğunu dünyaya getirdi. Maddi sıkıntıları vardı, çocukta olunca daha da artmıştı. Bebeğini kayınvalidesine emanet edip çalışmaya devam etti. Kolay değildi hem çalışıp hem de evin düzenini sağlamak Üstelik gündüzleri ilgilenemediği çocuğuyla kaliteli zamanlar yaşamaya çalışmak. Ah derdi ah keşke imkanım olsaydı da kendim baksaydım çocuğuma Artık sözünü dinlemez olmuştu çocuk, babaannesi şımartıyordu. Kendi yavrusuna kendisi yön veremiyordu. Artık onun çocuğu değildi sanki buda çok üzüyordu Özge’yi.. Ah ah kendisi baksaydı. Çalışmak para kazanmak hepsi güzel insana özgüven sağlayan şeylerdi Ama yavrusu vardı..

Ne yapmalıydı?


AYLA…..27 yaşındaydı. 1, 5 yıl olmuştu evleneli. Çocukları yoktu, mesleği öğretmenlikti. En kutsal mesleklerden biri.. Öğretmek beklide yapılabilecek en güzel işlerden biri. Ama hayatından memnun değildi. Öğretmenlik ona göre değildi. Çocuklarla uğraşmak zordu. Vazgeçti işinden. Başka bir iş ararım dedi. Maddi durumları da iyiydi., işi bıraktı. Artık öğretmenlik yapmayacaktı. Kendini daha mutlu hissedeceği bir iş arayacaktı.


NUR…20 yaşında evlendi. 24 yaşında isteyerek planlayarak hamile kaldı. En büyük hayaliydi şöyle tadını çıkararak geçireceği bir hamilelik yaşamak ve daha sonra çocuğuna bakmak. Ev almışlardı, kredi ödüyorlardı. Ama işten çıkarsa zorlanacaklardı. Kararını verdi. Eşiyle konuştu, daha tutumlu olacaklardı. Hayalini gerçekleştirdi. Evet biraz zorluk çekerlerdi ama bir daha hiç çocuksuz günlerine geri dönemeyecekti. Çocuksuz son aylarını iş stresi olmadan yaşamak istiyordu. İşini çok sevdiği için zor bir karar oldu. Ama istediğini yaptı işi bıraktı Şimdi bebişinin dünyaya gelmesini bekliyordu. Bakalım hayat ona neler gösterecekti…


………herkes şanslı doğmuyor. Şehirde kadın olmak, anne olmak zor. Erkekler böyle kararlar vermek zorunda kalmıyor. Kim daha şanslı yada şans nedir aslında? Kadın olmak hep uçurumun kenarında yaşamayı mı gerektirir?...........

 
Toplam blog
: 11
: 900
Kayıt tarihi
: 22.07.06
 
 

1983 İstanbul doğumluyum. Yazarken kendimi her zaman daha iyi ifade ettiğimi düşünüyorum. Mesleğim f..