Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Temmuz '08

 
Kategori
Haber
 

Şehit Polislerimiz: Nedim Çalık, Mehmet Önder Saçmalıoğlu, Erdal Öztaş

Şehit Polislerimiz: Nedim Çalık, Mehmet Önder Saçmalıoğlu, Erdal Öztaş
 

Bir ve bütün olursak; milli birlik ve beraberlikle hareket edersek acımız bir nebze olsun diner...


Pendik'teki Vakıfbank şubesinde işlem sıramı beklerken bir genç ile sohbete daldım. Milletimin her ferdini akrabam gibi gördüğümden konuşma güçlüğü çekmiyorum. Konuştuğum bu genç arkadaş polismiş, hem de henüz on beş günlük. Maaşının tamamını çekip çoğunu da babasına gönderecekmiş. Nasıl duygulandım anlatamam. İstanbul'daki şehit polislerimiz aklıma geldi, henüz on beş günlük polis iken şehit olan Mehmet Önder Saçmalıoğlu, trafik polisi Erdal Öztaş ve Nedim Çalık'ı yad ettim.

Şehit Polis Memuru Nedim Çalık yirmi beş yaşındaydı. Memeleketi Rize'de on bin kişinin katıldığı törenle toprağa verildi. Çalık'ın tabutu, yakınlarının isteği üzerine evinde açıldı. Şehidimizin annesi Şefaat Çalık, şehit oğlunun yüzüne son kez baktı, akrabalarına "Ağlamak yok!.." dedi...

Şehidimizin annesi Şefaat Çalık "Ağlamak yok!.." diyor. Şehit annneleri için için ağlarlar... Sizin etrafınızda hiç şehit annesi oldu mu?!.. Gözyaşları kurur çoğunun... Türk Bayrağına sarılı tabuta sarılırlar da o an; onlar da evlatlarıyla ebediyete gitmek isterler... Öyle anlatılamaz bir acıdır şehit annelerinin acıları, ömürce süren...

On beş günlük polisken terör saldırısında şehit olan Polis Memuru Mehmet Önder Saçmalıoğlu yirmi bir yaşındaydı. Şehidimizin cenazesi Osmaniye'nin Bahçe İlçe'sinde gözyaşı, alkış ve dualarla uğurlandı. Şehit Polis Memuru Mehmet Önder Saçmalıoğlu hayatta olsaydı o da maaşını alıp annesine, babasına verecekti. On yaşındaki kardeşi Ayşem Saçmalıoğlu'na da hediyeler alacak; onu okutacak vatana, millete ve ailesine hayırlı bir evlat olmasını sağlayacak bir çaba içinde olacaktı. Milletimizin askeri ve polisi, inanın ki milletimizin en hayırlı evlatlarıdır. Ailelerini, vatanı ve milletini canlarından çok severler. Bunun için canlarını feda ediyorlar!..

Şehit Trafik Polisi Erdal Öztaş yirmi sekiz yaşındaydı. Şehidimiz Çorum'un Ortaköy İlçesi'nde gözyaşları ile öfkenin birbirine karıştığı törenle toprağa verildi. Şehidimiz Erdal Öztaş bir ay sonra baba olacaktı. Elli dört yaşındaki şehit babası Mustafa Öztaş "Artık çocuklarımdan biri yok. Oğlum bizi bırakıp gitti." diye ağladı. Bir babanın çocuklarını bırakıp ebediyete gitmesi acıdır; evladın anayı-babayı bırakıp ebediyete gitmesi başka bir acıdır. "Allah kimseye evlat acısı çektirmesin!.." duasözümüz bu acıyı yaşamayalım diye söylenmiştir, ama ne acıdır ki milletçe bu acıyı yaşıyoruz.

"Oğluma sıkılan kurşunlar hainlerin yüreklerine girsin. Alnımız açık, boynumuz dik; kimseyi güldürmeyeceğiz. Biz şerefliyiz." Bu sözleri de şehidimiz Erdal Öztaş'ın annesi Emine Öztaş söylüyor. Eskiden bu asil milletin bu kadar haini yoktu, aymazı da; birbirini yiyeni de... Evet Emine anne biz şerefliyiz; bu millet şereflidir... Dost da, düşman da bilsin ki biz şerefliyiz...

Son bir hafta içinde altı şehit verdik üçü polis, üçü de asker...

Şehit Jandarma Kıdemli Üstçavuş Halis Kırımlı, Şehit Jandarma Komando Er Samet Akdeniz ve Şehit Piyade Er Talha Köroğlu... Her biri cihana bedel...

Şehit polislerimiz için yazı yazan yazarlarımızdan Rauf Tamer'in yazısından kısa bir bölümü buraya almak istiyorum: "Gözden Kaçmasın: Eğer "kahraman nedir, kime denir"e bir örnek istiyorsanız, işte şehit polisler... Ve de yaralı polisler. "Onlar kahramandır" Sahici kahraman. Aileleri de "kahraman yetiştirmiş bir soy"un mensuplarıdır." Rauf Tamer, Posta 13 Temmuz 2008 Cuma.

Rauf Tamer, yazısının devamında bu saldırının ABD Konsolosluğu'na değil, doğrudan Türk Polisi'ne yapıldığını yazmış.

Bu konuda yazılmış başka bir yazı da Yeni Mesaj Gazetesi yazarı Muharrem Bayraktar'ın. Yazıyı aşağıya alıyorum:

"Amerikalılar kaçtı!

Muharrem Bayraktar

Amerikan elçiliği saldırıya uğradı. Üç polisimiz şehit oldu. İki polisimiz yaralandı.
Olay yerinde büyük bir çatışma çıktı.
Türk polisi, elçilik saldırıya uğradığı an hemen karşılık verdi.
Kaçmadı.
Mermiye mermiyle karşılık verdi. Alnından vuruldu ama kaçmadı.
Ama Amerikalılar anında kaçtı.
Mermi sesini duyar duymaz, elçiliğin kapılarını kapattılar.
Amerikan elçiliğinde bulunan kendi güvenlik elemanları tabanları yağladılar.
Kaçmakla kalmadılar, elçiliğin kapılarını da kapattılar.
Yaralı polisimizin içeri girmesine izin vermediler.
Osman Dağlı, ABD elçiliğine yapılan saldırıda yaralanan polislerimizden biri.
Halen hastanede yatıyor.
Diyor ki:
“Çatışmada Amerikalılar bize yardım etmedi. Biz çatışırken kapıları kilitlediler.
Vuruldum. Yardım istedim. Bana yardım etmediler.
Ambulans istedik. Çağırmadılar.
Ölen polis arkadaşlarımın ölümünden ABD elçiliği sorumludur.”
Polis Dağlı, Amerika’nın ve Amerikalının gerçek yüzünü deşifre ediyor.
Evet, doğrudur.
Amerikalılar için önce kendi çıkarları ve güvenlikleri gelir.
Bugün Amerikalıların güvenliğini sağlayan polislerimizi sattılar, ölüme terk ettiler, ölümle pençeleşen polislerimizi duvarların üzerinden ve termal kameralardan seyrettiler, yarın aynı şeyi “Amerikalıları destekleyen siyasetçilere yapacaklar.”
Amerikalıları destekleyen, onların emir kulu olan, onların emri ile Türkiye’deki ulusalcı ve ABD karşıtı hareketleri ezmek için düğmeye basan siyasetçilerin de yarın başına aynı şey gelecek.
ABD kendi çıkarları gereği yarın onların da gözünün yaşına bakmayacak.
Onların da siyasi bir mevta haline gelmeleri karşısında “sırtını dönecek.”
Ne haliniz varsa görün diyecek.
Duvarların üzerinden ve termal kameralardan “kullanılmış siyasetçilerin düştüğü perişan durumu göbek atarak seyredecek.”
Amerika bu.
Polislerimize rahmet diliyorum.
Yaralı polisimiz Osman Dağlı’nın, ABD Başkonsolosu Sharon Wiener’in elinde çiçekle kendisini yaralı yatağında ziyarete gelmesini “reddederek” sergilediği tavrı kutluyorum. "

Bütün mesele bir ve bütün olmamızdır. "Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur!.." sözünü de tüm anlamıyla hafızamıza kazıyalım...

Dünyada başka bir ülke var mıdır ki bunca polisini, askerini şehit versin; anaların-babaların, koca bir milletin yüreği dağlansın.

Türk Milleti'ni sevmek ve milletimizin her ferdini birbirine sevdirmek ve bu coğrafyada huzur içinde sonsuza kadar yaşamak için seferber olmalıyız...

Aziz şehitlerimiz bizden bunu istiyor...

 
Toplam blog
: 323
: 2029
Kayıt tarihi
: 04.09.06
 
 

Yaşanan her hayat en iyi hayattır; yeter ki içinde kötülük olmasın!.. ..