Şehit sağlık astsubay Selam Kemer...

22 Şubat 2008 Cuma günü öğlen saatlerine doğru, Genelkurmay açıklamasının televizyonlarda haber bültenlerinde verilmesiyle Irak'ın kuzeyine Kara Harekatı'nın başladığını öğrenmiş olduk. Kara Harekatı 21 Şubat 2008 Perşembe günü akşamı saat 19.00'da başladı.

Harekat gece boyunca devam etmiş; havadan sağlanan destekle ağır kış şartlarına karşın, belirlenen hedefler imha edilerek yeni hedeflere doğru ilerleme devam etmiş... Bugün itibariyle Türkiye'nin kahramanları aynı kararlılıkla; aynı fedakarlıkla ve aynı inançla mücadeleye devam etmektedir...

Yirmi dört saatlik Kara Harekatı'nın sonuç raporları açıklandığında beş şehit verdiğimiz haberiyle sarsıldık. Şehit evlerinde; milletimizin yüreklerinde hüzün ve gurur müştereken yaşandı. Yıllar ve zaman tanıktır ki bu millet; bu acıları, bu coğrafyada sonsuza kadar yaşamak için; hüznünü ve gururunu yüreğinde, kalbinde, ruhunda ve bedeninde taşıyarak;tanıyarak, anlayarak yaşamaktadır.

Milletimiz, acının; fedakarlığın, kararlılığın, mücadelenin ve zaferin ne demek olduğunu çok iyi bilmektedir; bu miras atalarının, tarihinin ve coğrafyasının aziz hatırasıdır..

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Irak'ın kuzeyinde gerçekleştirdiği kara harekatının ilk safhasında; Türkiye'nin kahramanlarının bu yeni mücadelesinin ilk gününde şehit düşen 5 askerin evlerine; Türkiye'nin de yüreğine ateş düştü...

Kara harekatının ilk gününde şehit düşen Sağlık Astsubay Selam Kemer'in şehit olduğu haberinden önce postayla son fotoğrafı gelmişti. Son fotoğraf!.. "İlk kurşun"u biliriz; ta İzmir'den, 1919'dan... "Son fotoğraf", "Son telefon", "Son mektup" bunlar da milletimizin acılar tarihinde; mücadele tarihinde yerini aldı... Ölmeden önce evlatlarının şehadetini rüyalarında gören Anadolu'nun bu ermiş anneleri; siz hep vardınız, hep var olacaksınız yüreğiniz acılı; göğsünüz gururlu; gözleriniz yaşlı... Zafer; o hüznün, o gururun, o gözyaşının içinde bir kardelen gibi açacak saracak yurdumu dört bir yandan... Düşman hain, düşman, kalleş, düşman arsız anacığım; ama biz de kararlıyız, tarih yazmaz başka türlüsünü...

Baba Abdullah Kemer, oğlunun daha önce birçok kez operasyona katıldığını belirterek:" O bölgeyi çok iyi biliyordu. son gittiği operasyondan haberim yoktu. En son ayın on dokuzunda beni telefonla aradı, fotoğrafını gönderdiğini söyledi."Acele Posta Servisi"nden alın, gerekli kişilere fotoğrafımı dağıtın" dedi. Eve geldiğimde fotoğrafı gelmişti. Keşke ben de şehit olabilseydim.Oğlum şehit oldu, cennete gidecek.Şehit oğlumla gurur duyuyorum" dedi.

Şehit Sağlık Astsubay Selam Kemer'in kızkardeşi de habercilere şunları söyledi:"Herkesin abisi asker olur, ama herkesin abisi şehit olmaz. Benim abim Peygamber Efendi'mize komşu oldu."

Şehitlerimiz... Şehit Komando Uzman Çavuş Yasin Keyvanoğlu otuz yaşındaydı; Şehit Komando Er Gökhan Özkan yirmi yaşındaydı; Şehit Jandarma Komando Er İbrahim Gedik yirmi bir yaşındaydı; Şehit Jandarma Komando Er Erkan Aslan yirmi bir yaşındaydı...

Bingöl'de şehit olan, Şehit Astsubay Emre Bolat'ın annesi oğlunun şehit haberini eve gelen askeri yetkililerden öğrendi. Üç çocuk annesi Cumaziye Bolat; "Oğlumu gece rüyamda gördüm. Bana "Anne, altı kişiydik. Bir ben kurtuldum" diyordu.Sabahleyin şehit olduğu haberini aldım." dedi. Şehit Astsubay Emre Bolat ile üç buçuk ay önce evlenen İlknur Bolat Tekirdağ'ın Çorlu İlçesi'nde ikamet ettiği evde haberi duyunca baygınlık geçirdi.

Kara Harekatı dış basında da büyük yankı buldu. Dünyanın önde gelen gazetelerinden Independent; Daily Telegraph; Times; Financial Times; Guardian; Washington Post; New York Times; Die Welt; Frankfurter Rundschau; Süddeutsche Zeitung ve Frankfurter Allgemeine Zeitung harekata geniş yer verdiler.

Bunlardan en doğrusunu Almanya'nın Frankfurter Allgemeine Zeitung yazdı: "pkk'ya karşı savaş" diyen gazete, bölge kar altında olmasına karşın; Türkiye'nin Irak'ın kuzeyine kara birliklerini gönderdiğini, Türk Ordusu'nun hedefinin de pkk'yı Irak'ın kuzeyinde bitirip Irak'ta iç barışı sağlamak olduğunu yazdı...

Her şehidimizin bir öyküsü ve geride bıraktığı bir ahı var: "Sınır ötesi kara harekatında şehit olan Jandarma komando Er Erkan Aslan'ın terhisine iki ay kalmıştı. Şehit babası Hakkı Aslan, 'Terhis olduktan sonra çalışıp beni hacca gönderecekti' diye gözyaşı döktü."(Milliyet 24.02.2008)

Atatürk'ün; geleceği çok iyi görebilen o önderin bir sözüyle bitireyim yazımı: "Yolunda yürüyen bir yolcunun yalnız ufku görmesi yetmez; muhakkak ufkun ötesini de görmesi ve bilmesi gereklidir."(Ahmet Köklügiller, Atatürk'ün İlkeleri ve Düşünceleri.Kaya Yayınları, İstanbul, 1988, s.32)