Şehit Teğmen Murat Arslantürk ve Mevlana

Oy gizli, haber kutsal, yorum hürdür.

Her şehrin, her mahallenin, her kurumun bir ismi var. Onları öğrendiğimizde, bize öyle gelir ki o isimler ezelden beri orada duruyordur. Sanki Ağrı ezelden beri Ağrı’dır, Sandıklı ezelden beri Sandıklı, Ali Çetinkaya İlkokulu ezelden beri Ali Çetinkaya’dır. Hâlbuki bütün isimler sonradan, bir vesileyle verilmiştir.

1981-86 arası Bornova’da görevliydim. O yıllarda, Bornova’nın “Mevlana” isminde bir mahallesi yoktu. Zamanla İzmir’e göç artıp, Ankara yolu üzerindeki Doğanlar köyü Ege Üniversitesi yerleşkesine doğru genişleyince, yeni bir mahalle oluşmuş. İşte o mahalleye Türk ve İslâm’ın en büyük değerlerinden biri olan Mevlana’nın adı verilmiş.

Mahallede, doğal olarak bir ilköğretim okulu yapılmış. Cuma günü bu ilköğretim okulundaki meraklı 19 çocuğumuzun satranç öğrenmesine yardımcı olmak amacıyla okula gittik. Satranç eğitimi okul müdürüyle organize edilmiş. Müdür, görevli olarak okul dışında olduğundan kendisiyle görüşemedik ve satranç etkinliği de yapılamadı.

Müdür yardımcıları olan Serdar ve Ünal Bey’ler ayrı ayrı misafirperverlik gösterip, bana ve yanımda bulunan üniversite öğrencisi Hürrem Bey’e çay ikram ettiler. Okul hakkında bilgi aldık. Şu anda 1.300 öğrenci eğitim görüyormuş.

Okul, 17 Eylül 1991 tarihinde Mevlana İ.Ö.O. adıyla öğretime başlamış. Bu tarihten çok kısa bir süre sonra, 13 Ekim 1991 tarihinde, ismi “Şehit Teğmen Murat Arslantürk İlköğretim Okulu” olarak değiştirilmiş.

Türk Milletinin kadirbilir evlatları önce mahalleye büyük Türk evliyası Mevlana’nın ismini, sonra da o mahalledeki eğitim yuvasına, milleti uğruna şehit olan bir subayın ismini vermişler. Büyük Mevlana ile bir iç güvenlik şehidimizi aynı mekânda buluşturan kıymet bilir yetkilileri tebrik ediyorum. Şehit Teğmen’le Mevlana isminin yan yana gelmesi insanın içinde bir duygu fırtınası estiriyor. Burada ismen buluşan “Büyük Evliya” ile “Genç Şehit”, ebedî âlemde de buluştular, selâmlaştılar, sohbet ettiler mi acaba? Murat, Mevlana’nın elini öperken, Mevlana da Murat’ı alnından öpmüş müdür, dersiniz?

Peki, okula ismini veren Murat Arslantürk kimdir?

Okul idarecileri önemli bir hizmet yaparak, hemen binanın girişinde şehit teğmen için bir köşe oluşturmuşlar. Bir fotoğrafının da bulunduğu köşede Genç Teğmen hakkında şu bilgileri okuyoruz:

Murat Arslantürk, 1968 yılında Denizli’de doğmuş. 1986’da Kuleli Askeri Lisesinden, 1990’da Kara Harp Okulu’ndan mezun olmuş. Piyade Teğmen rütbesiyle 1 yıl Tuzla Piyade Okulu’nda eğitim gördükten sonra, Haziran 1991’de Güneydoğu’ya atanmış. Ve atandıktan sadece 1 ay sonra, Temmuz 1991’de şehit düşmüş.

Bu kısa özgeçmişi okuyup, Teğmen’in kısacık ömrünü düşününce insanın içini tarifsiz bir hüzün kaplıyor.

Sonra, o yiğit ismin bir okula verilmiş olmasıyla teselli buluyorsunuz. Onu öğrenip hatırladığınıza, yâd ettiğinize göre Murat yaşıyor. Bir eğitim kurumunun duvarlarında, binlerce öğrencinin defterlerinde, kitaplarında, resmî yazışmalarda her gün adı geçiyor. Elbette bir şehit olarak da milletinin gönlünde yaşıyor. Ebediyen de yaşayacak.

Şehit Teğmen için oluşturulan köşede bir de kısa şiir vardı. Şairinin adı gözükmüyordu. Belki bir öğrencinin, belki bir öğretmenin eseriydi. Belki de beraberce yazmışlardı. O duygulu mısraları da sizinle paylaşarak, Murat’ı, Mevlana’yı ve bütün şehitlerimizi rahmet dileklerim ve şükran duygularımla anıyor, hatıraları önünde hürmetle eğiliyorum.

Gönüllere dikeceğiz

Birlik beraberlik için dağlarda bulundun,
Kör, bilinçsiz eşkıya tarafından vuruldun.
Ağlıyor gördük ATA’mızı başımızın üstünde,
Yaşıyordun, gene yaşayacaksın sevenlerinde…
Hiçbirimiz seni asla ve asla unutmayacağız,
Heykelini dağlara taşlara, gönüllere dikeceğiz!