Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Ekim '13

 
Kategori
Siyaset
 

Şehitliğe Devletten kurdeleli açılış

Şehitliğe Devletten kurdeleli açılış
 

Bundan sonra Valiliklerde tabelalar böyle olacak. TC yok !.


Dün, gazetelere şöyle bir baktım. O kadar çok yazı konusu vardı ki, bir an oturup, şöyle seçme haberlere yazı yazayım dedim. Notlarımı aldım. Sıraya soktum ancak, biri vardı ki, aralarından sıyrıldı.  Haberde şöyle deniliyordu;

Siirt Valisi Ahmet Aydın’ın Siirt’in Kalkancık Köyü’nde bir şehitliği devlet töreniyle açmış ve şehitliği (mezarlığı) açarken “kırmızı kurdele” kesiyordu. Resim önce foto montaj, haber de fake (atlatma) mı diye düşündüm. Ama birkaç medyada da rastlayınca. Tam anlamıyla bir ‘yuh’ çektim. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti’nin bir Vali’sinin, resmi törenle, üstüne üstlük ‘kırmızı kurdela’ kesilerek açılış yapılıyor. Aklıma hemen, devlet erkanının kurdelalı açılışları, ne kadar sevdiklerini düşündüm. Fabrika açılışlarını, başbakanların, bakanların hatta bürokratların yapması doğaldır. Çünkü fabrika sahipleri iktidara yakındır, siyasiler de onları kırmak istemezler. Artık öyle abarttılar ki, pastane, market, cafe, restoran açılışları bile yapıyorlar. Hatta, geçmiş zamanda bir bürokratın, spor merkezi açtığına bile tanık olduk. Ne diyelim, boş vakitleri çok galiba..

Bir yerin açılışı niye yapılır diye düşündüm. Birincisi; bu bürokratlar partili olan iş adamlarına yaranmaya çalışır. Sonra halk da şirin gözükürler, üçüncüsü; partinin propagandasını yaparlar. Çünkü, açılışta bir de ufak bir konuşma yaparlar ve “hayırlı olsun, bol bereketli olsun, giren, çıkan bol olsun vs “ derler. Ama söz konusu mezarlık(şehilik) olunca, ne manaya gelir. Tövbe, ‘buraya gelen bol olsun’ demek mi istiyor. Anlamak mümkün değil. Devlet adamlaığına bu yakışmaz diye düşünüyorum.

Bu Siirt Valisinin icraatinden sonra, oturdum bilgisayarın başına, hangi vali nasıl bir eylem ve söylem içinde bulunmuş. Devlet adamlığını nasıl sergilemiş, birkaç örnek buldum.. Hadi buyrun !..

Yalnız, örnekleri vermeden önce hatırlatayım. Geçmiş yıllarda hiçbir dönemde bu tarz eylemlerde bulunan devlet adamlarını (valileri) pek nasir gördük yada görmedik bu ülkede.

Öncekileri bir kenara bırakalım. Yakın zamanda tanık olduklarımıza bir bakın..

1-) Van Valisi, seçim zamanında Akape'nin ve devletin araçları ile halka üzerinde ak parti damgalı yardım paketlerini dağıttı. Hani nerede tarafsızlık ?

2-) Bir başka devletin vali adayı, kaymakam’ın makam odasında Ak parti'nin mitinginde dağıtılmak üzere, alınmış toplu bayrak ve flamaları görüntülendi. Yukarıdaki Vali ile aynı ayarı çekmemiş mi ?

3-) Hatay Valisi, başına gaz kapsülü isabet ederek ölen Ahmet Atakan'ın çatıdan düşerek öldüğünü söyledi. Olaylar sırasında Hatay’da öldürülen gencin adı Abdullah Cömert. Onun polisler tarafından atılan gaz fişeği ile öldürüldüğü ortaya çıktı. Fişek kafasına isabet ediyor ve Abdullah ölüyor. Olay o kadar net ki, akp’nin elindeki adli tıp kurumu bile ölüm olayının böyle gerçekleştiğini raporunda vurguluyor. Hem de oybirliği ile. Ama sayın Vali farklı düşünüyor olmalı !

4-) Aynı şekilde Eskişehir Valisi, İsmail Korkmaz'ın gezi eylemleri sırasında ölmesinin gerekçesini "arkadaşları tarafından dövülerek öldürüldü' diye demeç verdi. Oysaki, Eskişehir’de öldürülen Ali İsmail Korkmaz’ın polisler tarafından caddede sopalarla dövülerek öldürüldüğü kamera kayıtlarıyla belgelendi. Aynı vali geçen gün bir gazeteciye attığı 'şerefsiz' içerikli maili ile de gündeme gelmişti. Vali malinde “Oğlum İsmail yine rahat durmuyorsun” diye başlayarak seviyesini belli ettiği mail aynı seviyeyle devam edip “eğer bir daha yaparsan adi ve şerefsizsin” sözü ile son buluyor. Tüm bunların üzerine vali ise “maili ben atmadım” gibilerinden bir açıklama yaptı, fakat kimseyi inandıramadı.

5-) İstanbul Valisi Mutlu, Maltepe'de meydana gelen olaylar için "bu olayları çok ciddi bir terör olayı olarak nitelendiremiyoruz " dedi. Oysaki o olaylarda bir kişi öldü ve halen yaralı olan insanlar var. Üstüne üstlük, yasadışı terör örgütü üyeleri, ellerinde kaleşnikoflarla gösteri yaptılar. Bu valinin gezi olayları esnasındaki tutum ve söylemleri de ortada.. Herkes sayın Vali’nin hükümet sözcüsü gibi demeç verdiğine tanık oldu. Öyle ki, bir söyleminin ardından hemen kendi ile çelişerek, farklı açıklamalar yaptığına da şahit olduk. Bu arada gezi parkı hala yasaklı. Diyarbakır’dan İstanbul’a terfi ettirilen Vali Mutlu havan toplarıyla vurulup parçalara ayrılan, annesinin parçalarını eteğinde topladığı Ceylan’a ve ailesine yapılanların çok büyütülmesi gereken şeyler olmadığını, çocuğun elindeki sopayla bombaya vurup patlattığını söylemişti.

6-) Edirne Valisi, camilerin görünmesini engelliyor diye ‘gelişigüzel dikildiği gerekçesiyle’ yaşlı yaşlı ağaçları kestirdi. Ciddi bir ağaç kıyımını savunan vali “gelişi güzel dikilen ağaçlarla peyzaj yaptığımızı zannediyoruz ama biz peyzaj yapamıyoruz” dedi..

7-) Giresun Valisi, kentteki restoranlarda masalara tuz ve şeker konulmasını yasaklamış. Sebebi, çok zararlı olduğu için.. Ama isterlerse, çayın yanında ikinci, üçüncü şeker verilebilirmiş. (hadi bu biraz daha masum diyelim)

8) Ama aynı vali, bir toplantı esnasında, belki de mikrofonun azizliğine uğrayarak gazetecilere yönelik "Giresun'un aleyhine olan şeyleri yazmayın kardeşim. Bu haberleri yazarak belki üç, beş puan, belki 300-500 lira fazla para alıyorsunuz. Gelin o parayı ben size vereyim ama bu haberleri yazmayın" diyor.

9) Mardin valisi, bir törende halka konuşma yapıyor. Ve elinde mikrofon halka doğru "içkici, kumarcı insanlarla evlenmeyin" diyor.

10) Bartın Valisi bdp il teşkilatını ziyarete gidiyor ama kendisini partinin il teşkilatı yöneticileri değil de yardımcıları karşıladığı için fırça atıyor. Vali “ ben Cumhurbaşkanı’nın temsilcisiyim. Ben partinizin il başkanının yardımcıları karşılayamaz. Bunları öğrenin” diyor. ( haklı olabilir. Ama fırça atar gibi ders vermesi ilginçti)

11) Denizli Valisi, valilik tabelasındaki ‘ Türkiye Cumhuriyeti Denizli valiliği’ ibaresindeki, ‘Türkiye Cumhuriyeti’ ibaresini kaldırdı. Yerine bir horoz resmi ile  ‘Denizli Hükümet Konağı’ yazısı asıldı. Benzer bir uygulamada da Edirne Valisi, tabeladan T.C ibaresini kaldırmış ve yeni tabelada “yer sıkıntısı yüzünden TC’yi kaldırdık” demişti.

12) Balıkesir Valisi Ahmet Turhan, Valilik tabelasından TC ibaresini kaldırmıştı. Halktan gelen tepkiler üzerine T.C. ibaresinin tabelada yer almamasına ilişkin, "Yeni sipariş ettiğimiz tabela gelinceye kadar geçici olarak yaptırdığımız 'T.C.' ibaresini, mevcut tabelaya koydurduk" dedi. Sanıyorum daha sonra halkın istediği tabela tekrar oraya kondu.

13) Afyon valisi, o malum 25 askerin şehit olduğu cephanelik patlamasının olduğu günün bir kaç sonrasında Genel Kurmay Başkanı Özel’e lokum ve kilim hediye etmişti. Valinin açıklaması ilginç. Diyor ki “ Genelkurmay başkanının çevresi geniş, kentimizi tanıtmak istemiştik”. Maksat, kentin reklamını yapmakmış. Aynı vali, Afyon'da açık alanda içki içilmesini yasaklamıştı. Sonra çark etti. Biz trafik kazalarını önlemek için önlem aldık dedi..

Bu liste uzadıkça uzar. Ancak. Bu listeye son eklenen isim Siirt valisi oldu. Haberi de yukarıda anlattım. Bu insanlar bu devletin resmi görevlisi, bulundukları yerde devleti temsil ediyorlar. Devletin böyle bir dili yok. Devlet yönetimi ciddiyet ister.

Ne diyelim ? Allah devletimize zeval vermesin..

 

../..

 
Toplam blog
: 671
: 2572
Kayıt tarihi
: 26.06.06
 
 

Anadan doğma bir İzmirliyim ve bu şehirli olmaktan gurur duyuyorum.. Hem bu şehirde doğmuş, hem b..