Şehla Hanım'ın yuvasını yaptık !

Bugün Adnan'la Şehla Hanım'ın yuvasını yaptık!

Türkiye'de olduğum zamanlarda mutlaka her akşamüstü Adnan'a uğrarırım. Çaylarımızı içerken çocuklarımızı, seyahatlerimi ve kitapları konuşuruz. Dostlar da gelir bazen, sohbete dalarız. Müşterisi eksik almaz can dostun. Kitaplarını satmaya gelenlere üzülürüm, alanların yüzlerini incelerim. Bazen örtüşmez kitapla yüzdeki ifade! Bu aralar Stephenie Meyer'in "Alacakaranlık"ı revaçta! Kendilerini Isabella sanan 13-15 yaşındaki kızlarımızın kitabevinden içeri girişlerini ve ne büyük heyecanla o seriyi istediklerini görmelisiniz! Vampir de olsa yakışıklı Edward'ı bir an önce okumak istiyorlar. Oysa bizim çocukluğumuzda en ünlü vampir Kont Drakula'ydı ve korkudan uyuyamazdık! Çünkü Drakula gündüz uyur, gece ava çıkardı! Şimdi öyle mi, Vampirler de çağa uydu; Cullen'lar hep sokakta!

Birkaç gündür Adnan'ın yeni bir müdavimi var. Aslında çok uzun zamandır o hanımefendiyi dışarıda görüyordum ama son günlerde hep kitabevinde. Hem de benim oturduğum koltukta oturuyor. Ben de nezaketen onu kaldırmıyorum ve diğer tabureye oturuyorum. Çok güzel bir yüzü var. Eller ayaklar tertemiz. Gözleri de şehla! Adını bimiyoruz bu alımlı hanımın. Hava da soğuk, dışarı çıkarmaya kıyamıyor Adnan. Biz de ona Şehla Hanım dedik.

"Hadi kalk bakalım artık o koltuktan, Ata Bey geldi."

"Dokunma Adnan, bırak otursun. Anlaşılan karnı tok, altı temiz, baksana ne güzel uyuyor."

Şehla çok şirin bir sokak kedisi. O bir Tekir. Keyfi yerinde, minderin üzerinde kollarını açarak öyle bir geriniyor ki..

Çok mutlu, belli.

"Abi n'apcaz bunu? İyice alıştı."

"E ne güzel Adnan. Bence buraya da çok yakıştı. Bence kitabevinin tek eksiği oydu. Entelektüel Kitabevi oldun valla!"

Adnan'ın hanım müşterileri çoğunlukta. Şehla Hn'a da ilgi büyük. Kitapsever ve de hayvansever Adnan'a kim bilir ne kalbi ödüller verirler artık!

"Adnan, yalnız bu koltukta oturması uygun değil. Çünkü müşterilerin de oturuyor. Şehla'ya şu köşeye bir yatak yapsak diyorum."

"Dur abi, depoda bir minder daha var, onu getireyim."

Minder geldi ama nazlı Şehla Hn yerlerde rahat edemedi, mızırdandı! İlle de İstikbal Mobilya'dan yatak odası takımı isterim diye tutturdu!

"Şehla Hn Şehla Hn, daha iyisini de kocanız alsın." dedim ama hiç tınmadı.

"Adnan, ben köşedeki nalburdan bir leğen alayım bari, minderleri de içine koyar yatak yaparız. O zaman rahat eder herhalde aristokrat lady!"

"Tamam abi, sen git de gel o zaman."

Nalburdan 8 liraya bir leğen, Pet Shop'dan 5 liraya tavuklu-balıklı-etli karışık kuru yem ve 2 liraya da küçük bir yem tabağı aldım. Kapıdan içeri ellerim dolu girerken beni izledi Şehla. Yatağını hazırlarken de şehla gözlerini ayırmadı bizden. Minderleri de kabarttık. Yavaş adımlarla geldi, kokladı. Kokusu zaten minderdeydi. Leğenin kenarları biraz yüksek olduğu için önce sağ patisiyle bir kontrol etti, sonra da içine atladı. Şehla gözler pek mutlu bakıyordu.

Böylece Adnan kardeşimin bir kızı daha oldu ve Şehla'nın da bir Ata Amca'sı. Küçük hanımın dükkana bereketiyle geldiğine inanıyoruz. O küçücük bir can ve onu mutlu etmek öyle kolay ve büyük bir hazdı ki.

Şehla kızımız, 23 Ağustos 2012 tarihinde bir trafik canavarı tarafından Göztepe'de katledildi !