Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Ocak '07

 
Kategori
Kent Yaşamı
 

Şehrin gelişmişlik kriterleri

Şehrin gelişmişlik kriterleri
 

Şehirler, medeniyetlerin gelişim aynasıdır. Peki şehrin gelişmişliğinin kıstasları nelerdir? Ulaştığı nüfus mu? Yayıldığı coğrafyanın genişliği mi? Yapı kalitesi mi? Ulaştığı üretim ve ticaret kapasitesi mi? Barındırdığı sosyal - kültürül fonksiyon alanlarının işlevselliği mi?

Tümü için hem evet hem de hayır deme şansımız var. Ancak belki de esas verilmesi gereken cevap şu olmalı. Şehir onu yaşayan bireylerin yaşam kalitesini ne kadar yüksetebiliyorsa ve toplum yaşamını ne kadar sorunsuz organize edebiliyorsa o kadar gelişmiştir.

Bu noktada nüfusun hem bir avantaj hemde dezavantaj olduğunu söylebiliriz. Nüfus arttıkça organizasyon zorlaşır, ama nüfus artışı toplum yaşamını canlı kılar ve ekonomiye yansıyan bu canlılık artıdeğer üretimini arttırır. Bu sebeple nüfusu yükselen bir şehrin zenginleşme olasılığı daha fazladır. Ve ters önermesi de kesinlikle doğrudur; zenginleşen bir şehir daha fazla nüfus çeker.

Her nüfusu artan şehrin organize olamayacağını söylemekte doğru değildir. Eğer nüfus artışı zenginliği de beraberinde getiriyorsa, üretilen artı değerin bir kısmının ortak mekan düzenlemesine ve organizasyon üretimine ayrılması sorunları çözebilecektir. İşte bu noktada kültür devreye girer. Yani bir toplumun doğa karşısında üretildiği değer noktasında zengin bir deneyimi olup olmadığı önem kazanır. Toplum günlük yaşam araçlarını derinleştirebilmekte, farklılaştırabilmekte midir? Bu günlük yaşamının her ihtiyacı, için aklın ve zekanın bir ürünü olacak şekilde, farklı aygıtları üreten ve kullanan insana benzer. Daha açık bir tarifle, daha önce elle yemek yiyen insanın, sıvı gıdalar için kaşık, taneli ve parçalı gıdalar için çatal, zamanla da sayısı ve isimleri hatırlanamayacak kadar çoğalan sofra araçlarını üretmeye ve kullanmaya benzer. Ve tüm bu aletlerin kendisi yaşamın içerisinde gelişen kültür ürünleridir. Şehir yaşamı da, bu gelişmeye çok fazla benzerlik gösterir. Kırsal yaşamda sahip olunan araçların farklılaşması ve derinleştirilmesi gerekir. Bu ise ancak derinlikli bir kültürel zenginliğe sahip olup olmamakla başarılabilecek birşeydir.

Zenginlik ve kültürden sonra, şehirin gelişmişliğini belirleyen üçüncü öge ise sahip olduğu toplumun ulaştığı bilinç seviyesidir. Şehirde yaşayan her bir birey, şehrin kendisini, hiç tanımadığı ve hayatı boyunca tanımayacağı başka bir hemşehrisi ile birlikte kurduğu, koruyacağı ve kollayacağı bilincine sahip midir? Her ekonımik gruptaki, sektördeki, konumdaki ve değerdeki insan, kendi iştigal alanında yaptığı işte şehre karşılık bire sorumluluk duyuyor mudur?

Ülkemizin şehirlerin gelişmişliğini bu kriterler çerçevesinde derinlemesine irdelememiz gerekmektedir. Önemli miraslar taşıyan şehirlerimiz, ne yazık ki önemli değer yitimlerine uğramakta ve büyük köylere dönüşmektedir.

 
Toplam blog
: 453
: 1826
Kayıt tarihi
: 14.11.06
 
 

36 güneş yılı. 27 yıl G.antep, 9 yıl İstanbul. İstanbul, 90’lı yıllarda yaşandı, bitti.  Hep şe..