Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Haziran '07

 
Kategori
Basın Yayın / Medya
 

Seinfeld’i özledim

Seinfeld’i özledim
 

Onlar benim arkadaşımdı. Jerry Seinfeld, Cosmo Kramer, George Costanza, Eliane Bennes... Ve bunların akrabaları, ikinci dereceden arkadaşları... Jerry’nin anne-babası onların site komşuları, dayısı; George’un anne - babası, Kramer’in muhteşem annesi ve postacı arkadaşı Newman, Elaine’nin sürekli değişen hepsi birinden tuhaf erkek arkadaşları... Onları seyretmeyi çok özledim. DVD’si falan satılıyormuş ama öylesini istemem; uydusuz, açık kanaldan, televizyonumun üstündeki küçük adi bir alüminyum tabağa benzeyen antenimden gelen görüntülerle hafif bulanık bir şekilde seyretmek isterim. Onlarla öyle tanıştım, öyle alıştım çünkü.

Seinfeld, geçen yıllarda CNBC-E kanalında, değişen periyodlarda günün değişik saatlerinde yayınlanırdı. Bazı sezonlar hafta sonları akşam üzeri, bazen hafta içi beş gün, yine akşam saatlerinde oynatılırdı. Hangi yıldı bilmiyorum, bir yaz sezonunda, haftada beş gün bana göre en uygun saatte 20:00- 20:30 arasında yayınlandı. Alır yemeğimi, çerezimi biramı televizyonun karşısına yerleşir, onların hepsi birbirinden komik maceralarını keyifle seyrederdim. Hayatımdaki en önemli mutluluk kaynaklarından biriydi onlar. Öyle ki akşamları sırf onları seyretmek için iple çekerdim (bu “iple çekmek” deyimi de joker gibi bir şey maşallah, bulandan Allah razı olsun, bu telaş arasında bir de duruma uygun deyim aramaktan kurtardı beni!).

İşten eve gelir gelmez hızla soframı hazırlar bu “hiçbir şey hakkında dizi”nin hepsi birbirinden komik, tuhaf kahramanlarının arasına karışırdım. Kramer’in Jerry’nin kapısını hep aynı hareketle açıp direkt buzdolabına yönelmesi, Jerry’nin bunu yapan o olduğu sürece duruma hiçbir tepki göstermemesi, George’un müzmin işsizliği, parasızlığı, hep küçük çıkarlar peşinde kendini helak etmesi, Jerry’nin eski kız arkadaşı Elaine’nin her seferinden hayal kırıklığına uğramasına rağmen ideal erkek arayışından bir türlü umudunu kesmemesi, insanda aralarına karışıp onlarla sohbet etme isteği uyandırırdı.

Dört ana karakterin hepsi birbirinden renklidir ama benim kendimi en çok özdeşleştirdiğim karakter George’du. Karakterimin çok benzediğinden değil de herhalde çoğumuzdan bir parça barındırdığı için. Ebedi bir “loser” olan George bu şanssızlığına rağmen asla pes etmez. En utanç duyulası durumdan bile bir şekilde sıyrılmayı becerir, üstelik bunu hiç de sorun etmez. Her seferinde kaybeder ama hiç yılmaz. Hep küçük hesaplar peşindedir, cimriliği yüzünden nişanlısının ölümüne neden olur ama o bunu evlilikten bir kurtuluş yolu olarak görür. Ancak öte yandan onun ölümüyle ne kadar büyük bir mirastan olduğunu öğrendiğinde de yine asıl kaybeden kendisi olacaktır.

“Hiçbir şey hakkında bir dizi” dizinin kendi sloganıdır ama öyle dendiğine bakmayın, her bölümü çok zekice senaryolara dayanır. Öyle ki, izledikten sonra diziyi birine anlatmaya kalksanız oynadığı süreden çok daha fazla zaman harcamanız gerekir. Her bölüm küçük, basit, sıradan ama korkunç derecede komik bir sürü ayrıntıyla doludur ve bunlar birbirine çok ustaca bağlanmıştır. Diyaloglar çarpıcı, hatta yıkıcıdır! Hakkında “Seinfeld ve Felsefe” diye bir kitap bile yazılmıştır.

Bütün bölümlerini defalarca izlememe rağmen her seferinde kahkahalarla gülerdim. Aynı gün içinde bir defa izlemekten de doymaz, uykum kaçtığı zamanlarda gece yarısı ya da sabaha karşı yayımlanan tekrarlarını da seyrederdim. Hayatın acı veren, bıktırıcı ve yorucu gerçeğinden yaklaşık yarım saatlik bir kaçış fırsatıydı o dizi. Aynı kanalda yine defalara gösterilen bir başka Amerikan komedi dizisi “Evli ve Çocuklu” (Married with Children) arada sırada Seinfeld’in boşluğunu doldurur gibi olduysa da, bugünlerde yine bir CNBC-E dizisi olan “Benim Adım Earl”de teselli bulur gibi oluyorsam da benim için hiçbir dizi Seinfeld’in yerini tutamaz. Onları çok özledim. Bu sıcak akşamlarda biramı alıp yine televizyonun karşısına geçiyorum, o sırada gözlerim Kramer’i, George’u, Jerry’i ve fettan Elaine’i arıyor ama artık onlar yok. Seinfeld’in tekrar gösterilmesini istiyorum; eminim onları tekrar tekrar izlemek isteyen benim gibi yüzbinlerce Seinfeld hastası vardır. Seinfeld’i çok özledim, belki biraz da o günleri...
 
Toplam blog
: 431
: 3853
Kayıt tarihi
: 30.06.06
 
 

Anahtar kelimeler: Antep, İstanbul, Haziran, İkizler, Beşiktaş, MÜ İletişim Fakültesi, Gazetecilik. ..