Sekililerin Saralca Ninesi

1858-1947

SEKİLİLERİN (SARALCA NİNESİ ) RUKİYE GÜNGÖR

Saralca ninenin Oflu olduğunu biliyor muydunuz?

Sarıalioğlu Molla Ali Efendi 1800’lü yılların başında Trabzon’dan çıkarak Urfa üzerinden, Toros Dağlarını takiben, sahil Ceylan Köyü’ne gelmişlerdir. Ören ile Ceylan’ı bağlayan köprünün yakınında yurt edinerek, buralarda hayvancılıkla geçimlerini sağlamışlardır. Ceylan Köyü’nde Tapu Kadastro kayıtlarında adı geçen‘’Sarı dere’’ ismini buradan almıştır.

Kuman Kıpçaklar Soyunun Sarallar boyundan 1828 doğumlu Osman’ın, Mehmet ve Fatma’dan olma Ummuhan ile evliliğinden üç oğlan ve üç kız çocukları dünyaya gelmiştir.  1858 doğumlu Rukiye (Saralca nine) Seki Kızıldere’den Abalılar soyundan Mustafa ile evli. 1862 doğumlu Ali Güngör, Ören Köyü’nden Zeynep ile evli. 1866 doğumlu İsmail Güngör Fethiye’den Adile ile evli. 1868 doğumlu Mehmet Güngör (dedem) Gerişburnu Köyü’nden Emine ile evli. 1881 doğumlu Kezban Ceylan Köyü’nden İdris Göksu ile evli. 1883 doğumlu Ummuhan Zorlar Köyü’nden Mustafa Çil ile evlenmişlerdir. İlk çocukları1858 doğumlu Rukiye’dir. Rukiye halamız (Saralca nine) Seki’nin Kızıldere mevkiinde ikamet eden Abalılar soyundan Mustafa ile evlidir. Bu evlilikten üç oğlan ve bir kız çocukları dünyaya gelmiştir. Hasan 1881, Ali 1888, Murat 1889 ve kızları Rabia 1890 Doğumludur. Saralca nine Sekililerin gözünde doktorluk, ebelik, hem de dini konularda gençlere güzel terbiye ve örf adetlerine bağlı kalmaları için yapılan etkinliklerde her türlü gelenekleri uygulayarak öncülük edermiş.

Ayrıca Saralca ninemiz kendisinin cinlilerle bağlantısı olduğunu söylermiş ama çoğu insan inanmadığı için onunla alay ederlermiş. Bir gün komşularından bir adam hadi bakalım Saralca nine bana öyle bir şey yap ki ben sana inanayım demiş. Saralca nine adama dönmüş şu başındaki sarığına bu gece iyi sahip çık, çık ki sonra birilerini sorumlu tutma demiş. Adam o gece sarığını evde bir dolaba kilitlemiş ve anahtarını da bir yere gizlemiş. Adam sabah kalkar kalkmaz ilk önce sarığına bakmış gerçekten sarığı yerinde yokmuş. Hemen Saralca nineye gitmiş benim sarığım gerçekten yerinde yok demiş. Saralca nine senin sarığın şu selvi ağacının en tepesinde duruyor işte bak gördün mü sana söylemiştim benim dediklerime inanmıyordun demiş. Adam bir bakmış gerçekten dolabına kilitlediği ve anahtarını o gece bir yere sakladığı sarığı, 30 metre yükseklikteki bir selvi ağacının başında asılı duruyor görünce, Saralca ninenin elini öpmüş ve yaptığı kabalıktan dolayı çok özür dilemiş. Böylece Saralca ninenin cinlilerle gezdiği ve konuştuğu bir yerde ispatlanmış olmuş. Saralca nine hep üç etek giyermiş ve başörtüsünü bir Osmanlı kadını gibi örtünürmüş.

Başörtüsünün yanlarından zülüfleri görünürmüş. Sekililerin çoğunun evlenmelerinde, düğün derneklerinde, hastalıklarında, doğumlarında ve dostluk ilişkilerinde öncülük eden biriymiş. Saralca ninenin kızı Rabia (masırlar) lakaplı Mehmet Emin ile ilk evliliğinden Hasan ve Azize isminde bir oğlan ve bir kız çocuğu dünyaya gelmiştir. Hasan’ın oğlu Şevket, Ali Efendi’nin torunu Bingül ile evlenmiştir. Rabia’nın Kızı Azize, Azize’nin kızı Tünay Çıralı Saralca ninemizden 4.üncü kuşağındandır. Tünay ablamız Fethiye’nin tanınmış esnaflarından rahmetli Baki çıralı ile evlenmiştir. Saralca ninemizin kızı 1890 doğumlu Rabia eşi Mehmet Emin, genç yaşta geçirdiği bir hastalıktan ölünce, ikinci evliliğini 1920’li yıllarda Fethiye Kuva’yı Milliyecilerden Mahmut Tarhan ile yapmıştır. Mahmut Tarhan ile evliliğinden 1922 doğumlu Şevket Nuri,1925 doğumlu Nihat Nadi,1927 doğumlu Suat Nadir isminde üç oğlan çocukları dünyaya gelmiştir. Araştırma ile ilgili yaptığım çalışmalarıma yardımcı olan Erol Avcı, Murat Güngör ve Tünay Çıralı’ya çok teşekkür ederim. Araştırma 10-10 2013 tarihinde FETAV Kültür Komisyonu Üyesi Araştırmacı Yazar Adem Güngör tarafında yerinde aştırılarak kaleme alınmıştır.