Seks kasedi!

En anlamlı ve en düşük seviyede olan küfürümsü bir sıfat arıyorum; cıkksss, hiç biri derdimi anlatmaya yetmiyor!

Olan-biteni bir-iki kelime tam olarak anlatacak belki; lakin yasaklı!

“Aklı başında” diye tabir ettiğim bir grup var; ne eğitim ne de yaş ile ilgisi var: Mantık örgüsü düzgün işleyen, neden-sonuç ilişkilerini çözümleyebilen; doğru-yanlışı idrak edip de yanlış yaptığını farkettiğinde geri dönme yetisinde olanlardan söz ediyorum…

Sağlıklı düşünebilen beyinlerden, sağlıklı kişiliklerden söz ediyorum: Kişiliğini tamamlayamamış insan, yaşı kaç olursa olsun, kendi görüş ve düşüncelerinden emin olamaz! Kendi bakış açısı tam olmayan insan ya başkalarının etkisi altında kalır ya da bir düşüncesine tutulur kalır; yanlış olsa bile doğru olduğuna inanmakla birlikte doğruluğunu ispatlamak için çırpınır durur!...

******

Aklı başında olan her insan yaşadığı şeylerin iyi-kötü farkında olandır; mesela: Tuttuğu takım o hafta iyi oynamadıysa bunu kabul eden; desteklediği siyasi parti kendine göre yanlış yaptığında “Yanlış” deyip de “Doğru” bulduğu tavır ve davranışları alkışlayan kişilerdir!

******  

Bunları yazma sebebim düzenli okurlarım için değildir tabii ki; yoksa bizler birbirimizi satırlara bile gerek duymadan bir başlıktan, bir cümleden anlar ve tanırız…

Aynen Yılmaz Özdil ve Yazgülü Aldoğan okurları gibi diyeceğim ama demekte tereddütüm var zira onlarla kendimi eş tutmak gibi bir izansızlığım yok; maksat örneklemek!

******

Ne diyordum? Aklı başında olmak…

Aklı başında olup da yaşananları en basit hali ile kavramak…

(Bir olayın en basit halini kavramak, olayın aslını çözmek demektir; diğer bilgiler yardımcıdır…)

Soma olayında şöyle bir durum var: Resmi rakamlara göre 301 madenci öldü. Şöyle bir durum daha var ki: Verilen sayıdan daha fazlası olduğuna inanılıyor.

Şirketin ihmalinden söz ediliyor, bu arada şirketin sözcüsü gibi davranan bürokratlarımız var.

Bu bürokratlar ki kaybedilen madenci rakamlarını peyder pey bizlere yansıtanlar. İnfial olmasın diye düşünüyor olabilirler lakin bu da pek bildiğimiz diğer bir gerçeği gözler önüne seriyor: Gözümüzün içine baka-baka yalan söyleniyor!

******

Aklı başında olmak diyordum ya… Aklı başında olan her bir vatandaş bu duruma üzülmüştür; üzülmemesi normal şartlar altında mümkün değil.

İşte burada aklın fazlasıyla devreye girmesi gerekiyor: Bizim başbakanımız üzülmek yerine neden kontra atağa geçiyor?

Neden omuz okşamak yerine tokat atmayı tercih ediyor?

******

Neden doğruları dile getiren, yazan gazetecileri böyle hassas bir konunun göbeğine oturtup da resmen “kovulmalarını” talep ediyor?

Başbakanın gündeminde, şu an itibariyle, iki gazetecenin mi olması doğru olan?

Eee, şekerim, o zaman tabii ki gözaltına alınanların, tutuklananların ve özellikle tutuklanmayanların durumuna odaklanır aklı başında olan insan!

Yani; böyle bir durumda bir ülke başbakanı “O şahsı tanımıyorum bile!” diyerek beyanat veriyor ya; böyle bir açıklama yapan başbakan kesinlikle tanıyordur, kalıbımı basarım! Zira, empati yaptığımda yaşanan felaket içinde en son aklıma gelen böyle bir konuda beyanat vermek olurdu!

Beyanat verdiğine göre…

Hayır yani; “Asla yapmaz” diyecek yüzde elli dışında elini vicdanına koyup da “Hakikaten, belki de yapmamıştır” diyebilen yüzde kaç kişi vardır?

******

Az biraz ortamı doğru kokladığımı düşünürsem; şirketin en az yetkili kişileri ve göstermelik olarak da bazı yetkilileri suçlanacaktır. 

Sahipleri falan zarar görmeyecektir, olsa-olsa bir-iki ay içeride yatarlar. Orada da el üstünde tutulurlar…

Suç en az para alan birilerinin üzerlerine yüklenecek, konuşmasınlar diye de ailelerine maddi yardım yapılacaktır.

Bu arada başbakan tokat mı atmış, yok atmamış; danışmanı adam mı tekmelemiş, yok yaa, tekmelememiş muhabbeti söner gider.

Ehh, hep bildiğimiz şeyler; artık öğürtü geliyor insana ama şöyle akıl gözüyle bakıldığında dudak uçuklatan rakamların nasıl iç edildiğini öğrendik.

Öğrendik öğrenmesine de, ne oldu?

Pişkinlik hiç bu kadar prim yapmamıştı; durum özeti bence budur!

******

Sonuç olarak; herşeyin farkında olan “Aklı başında” bir vatandaş topluluğu var ve “Herşeye rağmen AKP” diyen başka bir vatandaş topluluğu var; araları öyle bir açılmış, öyle nifak tohumları ekilmiş ki dirliği geçtim, ölüm acısı bile birleştiremiyor!

(*) Minik bir teste tabi tutuldunuz; katılımınıza teşekkürler!

http//twitter.com/Gulgunkaraoglu

gulgun_2006@hotmail.com