Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Temmuz '11

 
Kategori
Deneme
 

Seks neden satar -2

Seks neden satar -2
 

Seksin satması,insanı bedenine ve cinselliğine yabancılaştıran sürecin iyi işlediğini gösterir.


Nerede kalmıştık? Ve de ne demiştik son olarak? 

Seks satıyor, çünkü insan içten içe kendi bedeninden ve cinselliğinden başlayan bireyselliğini, esaret altına alınmış o biricik özünü geri istiyor. 

Geri istediği içinde, o kendisine yabancılaştırılmış cinsellikle alakalı bir görsellik veya yazınla karşılaşınca, mal bulmuş mağribi gibi atlıyor üzerine. 

Eğer kendi bedeni ve cinselliği kadar doğal bir şeye bu denli yabancılaştırılmamış olsaydı ne seks bu kadar satacak, ne de insanlar seksle alakalı metaların üstüne bu denli atlayacaktı. 

Evet, bu bir yabancılaştırma süreci olarak başlamıştır ki, bu sürecin cinselliğin de seksin de metalaşması için ne denli gerekli olduğu anlaşılıyor. 

İşin özü, insan hem bedenine hem de cinselliğine yabancılaştırılmasaydı, seks tüm dünyanın dolaşımına çıkan bir metaya dönüşemezdi. 

Ve bu yabancılaştırma seksin tedavüle çıkan bir metaya dönüşümü için neredeyse zorunluydu. Yani insanın bedeninden kopartılması, bir yeniden üretim sürecinin sonunda, seksin insanın karşısına bir ticari nesne olarak sunulmasına hizmet etmiştir diyebiliriz. 

Öte yandan, modern çağlar ki, ona sanayi toplumu da diyebiliriz, her şeye bir meta olarak bakmaya başlandığı bir dönemin başlangıcıydı. Modernleşmenin en temel ilkelerinden birisi de, nesnelerin, hatta olguların dahi metaya dönüşümüydü. 

Ve eninde sonunda cinsellikte bir metaya dönüştürülmeliydi ve bu iki yolla gerçekleşebilirdi: insan hem bedeninden hem de cinselliğinden kopartılacak, bir tabuya dönüşen cinsellik yeniden üretimden geçip bir meta olarak insana geri sunulacaktı. 

Öyle de oldu; devir ilerledikçe cinsellik de seks de, ilkçağların aksine insana tabu olarak görülmeye başladı, tabu olunca da meta haline dönüşen seks daha çok alıcı buldu kendine. 

Peki ama, bunun böyle olabilmesi, insanın bireysel özünün cinsellik ile ilişkisini kanıtlamıyor mu bize? 

Hem de nasıl! 

19.yüzyıl sonlarında bomba etkisiyle hayatımıza giren psikanalizin en büyük başarısı cinsel güdülenmelerin insan hayatının bütün dönemleri üzerindeki yadsınamaz etkisine dayanmaktaydı. 

Kaldı ki, psikanalizin açığa çıkardığı bu gerçek dahi başlı başına, insanın kendisine yabancılaştırılan seksi bir meta olarak karşısında gördü mü neden üstüne atladığını gösteriyor. 

Dün dediğimiz gibi, insan kendisinden kopartılan ve ucu bir biçimde cinselliğe gelip dayanan o biricik bireyselliğinin özünü geri istiyor. 

Hal böyle olunca, işleyiş, önce insanın bedeninden kopartılmasıyla başlayıp, cinselliğin metalaşma sürecinin hızlanarak devam etmesini gerektiriyor ve seks de tüketilmesi gereken bir nesneye dönüştürülüyor. 

Başlı başlına bir endüstriye dönüşmüş olan porno sektöründen, Sex Shop’lara kadar her türlü ticari seks nesnesi insanların hizmetine sunulmak üzere günden güne çoğalarak tedavüle giriyor. 

Sanki cinsellik insanın doğasına ait bir şey değilmiş gibi! 

 
Toplam blog
: 47
: 1149
Kayıt tarihi
: 24.11.10
 
 

Praksise düşünceden varan bir romancı, kültür eleştirmeni, otodidakt bir feylesof, yaşam gözlemci..