- Kategori
- Kent Yaşamı
Sel baskını ve kentleşme
Türkiye son iki gündür zor günler yaşıyor. Sel ve terör onlarca can aldı. Türkiye’de kelimenin tam anlamıyla bir can pazarı yaşanıyor. Biz sıcak evlerimizde televizyonumuzun başında olanları çaresizce izledik. Bazı yağmacılar İkitelli’de kamyonlardan, tırlardan dökülen malları sel sularının arasında canlarını hiç düşünmeden toplamaya çalışıyordu. Porselen tabaklar, çaydanlıklar, ayakkabılar, giysiler… Kısacası kendilerine iğne batmamış insanlar çuvaldızı almış kıyamete koşuyorlardı. İnsanlığımızın bu kadar düşmesini hepimiz evlerimizdeki televizyonlardan şahit olduk.
Açlık, işsizlik sınırda. Doğal afet hiç beklemediğimiz anda bizi vurdu. Küçük Dila’lar sel kayıpları arasında yerlerini aldı. Türkiye çok zor bir sabaha uyanmış olacak yarın. Uzmanlar evden çıkmamız için uyarılarda bulunuyor. Bu felaket bazı ilçelerimizde kapanması zor yaralar açacağa benziyor. Küçük Dila’ların kayıpları anaların ciğerini yakacak ve Türkiye bunu yine gözü yaşlı seyredecek. Bugün neye üzüleceğimizi bilemedik sele kapılan insanlarımıza mı? Çatışmada ölen biricik yavrularımıza mı?
Türkiye çok fazla can kaybetti bugün, çok ağır yaralar aldı. Aynı anda tarihe kazınacak bir alt yapı sorununa da imza attı. Yanlış kentleşme çok insanımızı ölüme götürdü. Bilinçsiz yapılaşma sonucu sel baskınları ve doğal afetler baş gösterdi. Her yerin beton yığınına dönmesinin sonucu bu. Bugünlerde herkesin dudaklarının arasından çıkan birkaç cümle var Allah’ım bize yardım et!