Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Nisan '11

 
Kategori
Deneme
 

Sema'da dolaşan eski sesler...

Sema'da dolaşan eski sesler...
 

Eski bir ses dolanır semalarda… 

Pek anlamasak ta, eski bir dil dolanır yaşadığımız şehrin semalarında. Sanki eski yaşayanların sesleri ile birlikte. Bir saz sesi, bir türkü duyarım bu topraklara ait, toprağın sesini, insanını anlatan... 

Bir ses gelir uzaktan, binlerce yıl uzaktan… 

Binlerce yıldır bu gökyüzünde saklansa da sesler, zaman zaman yeryüzüne de iner. Gök kubbe, yaşananları saklar... 

O gök kubbenin içinde ne çığlıklar, ne savaşlar, ne aşklar, ne sevdalar, ne düğünler saklıdır… 

Şöyle başını çevirip baktığında gökyüzüne; ne kadar azdır güzel günler… 

Sanki insanlar acı çekmek için gelmişler bu dünyaya. Gök kubbenin altında binlerce yıl acı çeker, acıyı ezgi yapar, güzel günleri umut yaparlar… 

Tıpkı umut’un garibin ekmeği olduğu gibi… 

Birde bakarsın ki; yok olmuş o gök kubbenin altındaki insanlar… 

Gök kubbenin altındaki yeryüzünde, yerin altında yerleşim katmalarında yüzlerce, binlerce hikâyeleri yatar. Seslerin, yazılı belgelerin silinmiş yaprakları arasında geçmişi aradığımız destanlar, yaşadığımız yerin altında küçücük bir çukurda durmakta, sessizce… 

Geçmişin sesleri üzerindeki ağaçları söküp, beton dökmüşüz, sanki nefes almasınlar diye... Geçmişin birikimi üzerimizde, geçmiş hemen yanı başımızda… Geleceğe daha umutla bakabilmek için geçmişimizi yok ediyoruz, her toprağa vurduğumuz kazmada, kestiğimiz her ağaçta… 

Evet, kazılan yere ya beton döküyoruz, ya çöp döküyoruz, ya da yağmalıyoruz... 

Niçin? 

Geçmişin yarattığı değerleri paraya döndürmek için… 

Yaşadığımız çağ ne kadar beton üzerinde olsa da, aslında bizler görünmeyen kâğıtlar üzerinde yaşıyoruz. O görünmeyen kâğıtların üzerinde yazan rakamlar bizim yaşantımızı, kalitemizi ve kültürümüzü belirler konuma nasıl da geliverdi. 

Şimdi diyeceksiniz ki ne kâğıdı? Hani para olarak kabul edilen ve değiştirilebilen, alınan şey ve bir değeri taşıdığına inanılan kâğıt parçacıklarından bahsediyorum. 

Kâğıt bir zeminde yaşamın güvencesi olmaz, olmamalı… En ufak bir kıvılcımda o para da, üzerindekilerde yok olur gider… 

Gök kubbe altında sesimiz kalacak mı, yoksa sadece küllerimiz mi uçacak veya bir metre çukurun içine hapsolan ruhumuz hep semayı mı arayacak? 

Eski bir ses dolanır üzerimizde, ne dediğini anlamadığımız ama sesinden ne anlatmak istediğini anladığımız bir dil… 

Eskiden yaşananları anlatan sesler ve notalar... 

Bizden geleceğe bir nota kalacak mı acaba? 

 
Toplam blog
: 3842
: 3093
Kayıt tarihi
: 23.03.08
 
 

Antalya'da 1956 yılında doğdum. Emekliyim, Üniversite mezunuyum. Evliyim, bir oğlum var Mimar. Gü..