Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Ağustos '08

 
Kategori
Futbol
 

Semih varsa sorun yok, varsın Güiza atsın ok!

Semih varsa sorun yok, varsın Güiza atsın ok!
 

***Semih varsa gol de varrr!****


2008-2009 Avrupa Şampiyonlar Ligi 2. ön eleme rövanş maçında Fenerbahçe Macaristan'da gol oldu yağdı. İlk maça göre oyun kalitesi düşüktü ama futbol bu her zaman iyi oyunla kazanılmıyor, top takımı sevmeli biraz da...

2:0'lık avantajla maça rahat başladı Fenerbahçe, daha ilk saniyelerde gol kaçırdılar, ilk 5 dakikada 5 pozisyon vardı neredeyse, Güiza son vuruşları beceremedi. Rakip Kadıköy'deki oyunundan daha zayıftı ya umutları olmadığı için ya da stadları dolmadığı için, tek kale maç, tek tribün, bol gollü skor. Hazırlık maçı havasında geçti. Volkan ve Edu'nun canları sıkılmıştır kesin. Bir şey dikkatimi çekiyor son iki maçta, Edu'ya hiç top değmiyor, maçın ortalarında Edu arkada sıkıldı zaar orta sahanın önünde oynuyordu. Belki yeni oyun sistemi belki orta sahanın gücü arkaya top gelmesini engeledi. MTK'nın savunması dirençliydi, yoksa rekor üstüne rekor kırılabilirdi.

Aragones ilk maçın kadrosuyla çıkardı takımı, yeni transferler Emre ve Burak ikinci yarı girdiler. Genel anlamda öne çıkan oyuncu yoktu bu maçta, Semih hariç. Uğur Boral yok gibiydi, Roberto Carlos daha önde oynadı, Kazım Kazım yine topuklarıyla şov yaptı ama ilk maçtaki kadar etkili değildi. Alex daha geride oynadığı için serbest vuruşların dışında ortalıkta görünmedi. İleriki zamanlarda bu durum Alex'i olumsuz etkileyebilir çünkü o golleriyle ve asistleriyle Alex oldu savunmasıyla değil.

Semih 4 tane güzel gol attı, kafasıyla, sol ayağıyla, sağ ayağıyla. Rıdvan Dilmen "tek göbeği kaldı onunla da atar kesin, " diyordu. Penaltı da ise topu Emre'ye verdi, böylece yeni prens Emre de ilk resmi golünü attı. Emre'nin hal ve hareketlerinde, maç sonrası konuşmalarında bir ağırbaşlılık gözlemliyorum. Askerden gelmesinin etkisi var, yaşı da büyüdü. Onunla ilgili fikirlerim ilk GS. maçından sonra netleşecek.

Burak Yılmaz, hemen uyum sağladı ve iyi bir transfer olduğunu gösterdi, bir de asist yaptı. Güiza, Kezman'ı aratmadı yine. Gol atmak için çabalıyor ama atamayınca da bunalıma giriyor, son vuruşlarında etkisiz kaldı hep. Rakibe çok yakınken bocalıyor, sakatlanma korkusu olabilir, hemen bırakıyor topu. Şimdi Semih'i gördükçe daha da strese girecektir. Semih de ne Semih coştukça coştu, çağlayan oldu hani. Süperlig gol krallığından sonra Şampiyonlar Ligi gol kralı olmaması için hiçbir neden yok.

Çok iyi oynayan oynucu olmadığı gibi çok kötü oynayan da yoktu. Herkes takımın bir parçası olarak uyum içinde görevini yaptı, maçın son dakikalarında bile disiplini elden bırakmadılar. Roberto Carlos kendini yerlere attı topu taça göndermek için, bu oyun bu takıma karşı kurgulanmıştı. Şimdi sırada Sırbistan ekibi PARTİZAN var. İnşallah onlara da "Disco, disco Partizani..." eşliğinde haydi güle güle deriz. Macarlardan daha dişli bir ekip, taraftarları da öyle, her an olay çıkarmaya hazırlar, şimdiden sinyallerini verdiler bile.

Peşin konuşmak iyi değil ama yine de bu yıl geçen yıldan daha güzel olacak eminim, zaten her yıl bir önceki yıldan daha iyi geçiyor. Kalıcı olmak ve dünyada tanınmak için bu gerekli. Macaristan'da Barcelona gibi karşılanıyorlarsa ve her yerde favori gösteriyorlarsa Fenerbahçe, ne kadar gurur duysak azdır, derim.


Başarılar bizi bekliyor, hadi hep birlikte her zaman her yerde:

****FENERBAHÇE!****


*****
Resim alıntıdır:
http://www.fenerbahce.org.tr/fb2008/detay.asp?ContentID=12618

 
Toplam blog
: 480
: 2046
Kayıt tarihi
: 27.03.07
 
 

Üstkimliği ile insan, altkimliği yeterince kalabalık birisi; Eş, anne, öğretmen emeklisi. Doğa, H..