Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

TÜKETİCİ KÖŞESİNDE "SEMRA ABLANIZ"

http://blog.milliyet.com.tr/semra_sahin

24 Ağustos '10

 
Kategori
Sivil Toplum
 

Semra Şahin, “Üç Köfte Beş Kuruşa Nasıl Yapılır” tarifini veriyor. Blog Yazarları da tartışacakmış.

Semra Şahin, “Üç Köfte Beş Kuruşa  Nasıl Yapılır” tarifini veriyor. Blog Yazarları da tartışacakmış.
 

Semra Şahin; Blog köşesinde, Üç köfte beş kuruşa nasıl mal edilir, onu yazmış…(www.dalkavuk.net)


Değerli okuyucularım,

Diğer yazım kaynaklarımı da okuyorsunuz.

Bildiğiniz üzere "TÜKETİCİ GAZETESİ"nde bu konuları detayları ile yazıyorum.

Bildiğiniz üzere tüm tüketici şikayetlerinizi bu köşemde yayınlamam mümkün değildir..

Ama oralarda öyle bir sıkıntım yok.

Dün bir sponsor firma teklifte bulundu.

Semra hanım size, kimsenin tırtıklamayacağı, kulak çekmeyeceği bir “Tüketici Şikayet Postası” sitesi yapmak istiyoruz, dediler.

Bende biraz düşüneyim dedim.

Öyle bırakıp gitmeyi hiç sevmem.

Pilavın kaşığını kıran ben olmam, bu nedenle dönersem erkek olayım.

Şu anda beyaz idam gömleğimizi giymişiz ve “Onayı Bekliyor” odamızda sıramızı bekliyoruz..

Onay benim yazım asistanım, "Onay Bilge".

Ne güzel isim ve soyisim diye kimi zaman kıskandığım olur.

Bilgeliğini onaylıyor gibi.

Yakında asılacağım.

Ölmeden önce, bende sizlere yararlı bir şeyler yazmak istedim.

Ay yine kahkaha krizim geldi.

İzninizle, biraz rahatlayayım..

Hahhhhhhhhhh.

Hahhhhhhhhhh.

Haaaaaaaaaaaaaa.

Sizlere de tavsiye ediyorum. Blogda gülmek ve kahkahaya ilişkin güzel yazılarda gördükçe mutlu oluyorum.

Bakın reklam değil ama, benim kahkahalarım yanında, Emel Sayın’ın, Saba Tümer’in, Seda Sayan’ın esamesi okunamaz.

Allah canına can katsın,

Bir gün İstanbul’daki konserinde, Güzide Kasacı ablamız kahkaha atmıştı. Bende en ön sırada konseri izliyorum, farkında bile değilim kahkaha attığımın,

Birden yanıma gelmiş mikrofonu ağzıma doğru yanaştırmış, bir kahkaha tufanı gidiyor, salon yıkılıyor.

Meğerse o kahkaha atmıyor, ben atıyormuşum.

O gün bu gündür kendisiyle görüşürüm. Kaç kez bana dedi ki, Semra’cığım keşke seni daha genç yıllarımda tanımış olsaydım.

Neden ablacığım dediğimde;

Şimdi moda vokalistler var ya, bizim zamanımızda o tür şeyler bilinmiyordu.

Mesela ben bir konserdeyim, sen vokalimde, benim kahkahalarıma destek verecektin, bak o zaman dünya sallanır mı sallanmaz mıydı..?

Allah size can sağlığı versin, sevgili Güzide Kasacı…

ALLAH ALLAH BİZ ÜÇKÖFTE TARİFİ VERECEKTİK DEĞİL Mİ..?

Şimdi değerli okurlarım.

Önce kapısında blog yazan mutfağa girerken, ayaklarınıza * “güloş” (Galoş yani) takacak ve ellerinizi dezenfektan bölümünde iyice temizleyeceksiniz.

Mutfağa girdiniz, etrafa iyice bakacaksınız.

Duvarlardaki asılı şeylerin arkalarına, tezgah ve masa altlarına herhangi bir gizli kulak, telekulak, kırkkulak, **bloglak varmı?, diye…

Olmadığından emin iseniz;

Mutfak tezgahının üzerine daha önce hazırladığınız malzemelerimizi yerleştireceksiniz.

Zaman kaybı olmasın diye ben malzemeleri ayrıca yazmadım. Poşeti ile toplayıp geldim.

50x70 ebadındaki resim kağıdımızı mutfak masamızın üzerine bir güzel yaydık. Dikkat edin tezgah kuru ve temiz olacak, köfteler ıslanırlarsa dağılır, tadı olmaz…

Beraberinizde getirdiğiniz, pastel boyalarınız arasından ne tür köfte yapacaksanız ona göre renkleri seçeceksiniz.

Örneğin bugün ISPANAKLI KASAP KÖFTE yapacağız. Bunun için pastel boya renklerimiz,

Ispanak yeşili, et kırmızısı, yağ sarısı, köri sarısı, karabiber siyahı ve galete unu kremi beyazı…

Ay yine kahkaha krizim geldi.

İzminizle, biraz rahatlayayım..

Hahhhhhhhhhh.

Hahhhhhhhhhh.

Haaaaaaaaaaaaaa.

Devam edebiliriz artık.

Kağıdımızı göz kararıyla yukarıdan aşağı üç eşit parçaya böldüğümüzü farz edeceğiz.

Çünkü tarifimiz üç köfte için.

Uygun renklerimizi kullanarak, el becerimizi de katarak, kağıdımız üzerine ıspanaklı üç adet kasap köftemizin resimlerini yaparak, yan yana çizeceğiz.

İşte hepsi bu kadar.

Sonra bu köfteleri, biz mutfaktan çıktıktan sonra gelip denetleyecek, tadına bakacak gurmelerimiz ve blog denetim kurulu tarafından kızartılması amacıyla, tavamızın dibini yağ sarısı ile boyayıp, usulca üzerine bırakacağız.

Onlar gelip köftenin altını yakar kızartırlar.

Olsun yüzünüz kızaracağına, köfteniz kızarsın öyle değil mi…?

İşte böylece, beş kuruşluk malzeme ile, üç köfteyi yaptınız…

Haaaaaaaaaaaaaa.

Sevgili dostlarım beni şımartıyorsunuz.

Sevinçten atıyorum bu kahkahamı…

Hah hah… Haaaaaaaaaaaa….

Bugünün Sözü: “Gülme Komşuna Gelir Başına”

Saygılarımla.

TÜKETİCİ KÖŞESİNDE

“SEMRA ABLANIZ”

E-BİLGİ İÇİN: bizebilgi@hotmail.com

 
Toplam blog
: 75
: 3116
Kayıt tarihi
: 28.08.09
 
 

Tüketicileri bilinçlendirmek, haklarımızın aranmasına çözümler üretmek üzere faaliyette bulunanları ..