Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Nisan '17

 
Kategori
Öykü
 

Şemsiye

Şemsiye
 

Alara torunum, canım


Sabahın ışığı vuruyordu balkona. Balkonda dürülü duran şemsiye hiç açılmadan kışın geçmesini bekledi. Kim dürmüştü bu kırmızı şemsiyeyi, ne zamandır bekliyor kapalı balkonda? Şemsiye açılınca kaplıyordu balkonu. Kimleri ağırlamıştı o yazın sıcağında açık kanatları altında?!
 
Sabahın serinliği öğleye doğru yerini güneşin sıcağına bırakmıştı. Ortalık ısındı bile! Balkonlarda şenlik başlamıştı. Özellikle dürülü duran kırmızı şemsiyeli balkonda bir koşuşturma başladı. Dürülü duran kırmızı şemsiye açılınca balkonu kapladı. Balkon şenlendi birden girip çıkanlarla.
 
Karşı apartmana uzun uzun bakan, kırmızı şemsiyeli balkondaydı. Karşı apartmanın balkonu da açıldı. Güneş ışıklarından korunmak için gözlüklerini takıp kırmızı şemsiyeli balkona uzandı. Bakışan gözleri kimseler bilse de aldırışsızdılar. Bir kışın geçmesi dürülü şemsiyeleri açtırmıştı. Konuşulmasa da bakışlar yetiyordu özlemleri gidermeye.
Kahvaltı zamanıydı. Yiyecekler içerden taşınıyordu. Balkondaki masa silindi, yeni örtüler serildi. Özenle yiyecekler sıralandı masa üzerine. Sandalyeler, koltuklar yan yana dizildi. Kahvaltı söyleşileri başlıyordu balkonlarda artık. Özlemişlerdi sabah kahvaltılarını. Ara sıra uzun uzun bakışlar kesişiyordu karşı balkonla.
 
Kimdi uzaktan da olsa durup durup bakan? Tanışıklığı olmasa da gözler bakılacak balkon bulmuştu. Bu bakışlar istekle yapılan bir çağrıydı. Artık yakın yakın bakmaya başlamıştı.
Tanışmaya hevesli bakışlar kırmızı şemsiye altında çayları bardaklara doldururken, “Kızım dikkat et, dökeceksin!” uyarısını duymadı bile. Gözleri olmasa da şimdi usu karşı balkondaydı.
Balkondaki masada kendisine yer açılan, eli belinde masaya yanaştı. “Baba sen koltuğa geç.” diye seslenen kızının isteğine uydu, geçip oturdu. Baba dede olma yolunda yürüyüşe hazırdı.O biliyordu kızının atan yüreğindekileri, “Elimle, telli duvaklı uçurabilsem!” diye vahlandı.
 
O şenlikli balkonda yine dürülü o kırmızı şemsiye. Artık eli belinde koltuğuna oturan baba yoktu orada. Bu sabah açılmadı şemsiye, balkona kimseler çıkmadı; karşı balkonlu apartmanın balkonu da kapalıydı.
Şimdi dürülü şemsiye açılmayı bekliyor. Kim açacak kırmızı saçaklarını. Hele bir açan olsa neler anlatacaktı kim bilir!
 
Toplam blog
: 1064
: 732
Kayıt tarihi
: 24.03.12
 
 

Türkay KORKMAZ, umuda yolculuğu ertelemez. Mermeri delenin damlanın sürekliliği olduğunu bilir. Y..