Sen, Şu Yanında Yürüdüğün Beni Tanıyor musun?

Sen, şu yanında durduğumuz ağacı tanıyor musun?

Ben bilmiyorum, hani çınar tamam, kavak, çam, ayva, nar, limon; ama portakal ile mandalinayı karıştırırım; selvi var mesela, sonra köknar, daha....Ağaçların hepsini tanımalı, tanıyamıyorum; bana onları tanıtır mısın?

Ağaçları bilseydim onların beni bildiği gibi, çok başka dallarda yaşıyor olabilirdim diye düşünüyorum.

Mesela kuşlar, sen onları tanırdırsın, değil mi? Şu ağacın dalındakini örneğin, ne güzel de renkleri var, hele sesi, ....Bu kuşu, bütün kuşları bende bilmek isterdim. Önemli. Az önce anladım ne kadar değerli olduklarını benim için.

Bir rüya gördüm ya da hala o rüyayı yaşamaktayım.

Ben bir ağaç olabilirim, kendini insan sanan bir ağaç ve onun uzun rüyası. Bir kuşum belki de, uçuyorum uçuyorum ama hep aynı noktadayım, o dalda. Onun için bildiklerini anlat bana; ağaçsam hangi ağacım ya da kuşsam hangi kuş ben?

Bütün ağaçlar gibi içimde büyümek istiyorum, dal dal sarılmak dünyaya ve bütün kuşlar gibi mavi özgürlüklerde uçmak istiyorum. En derinime inmek için ve zirveme çıkmak, ağaç olmam gerek ve kuş; belki kuşum veya ağaç; hadi söyle, ben hangisiyim?

Sen, şu yanında yürüdüğün beni tanıyor musun?

1. Not: İnsan olarak yaşadığını sanırken bir gece anlıyorsun ki, sen bir ağaçsın ya da kuş!

2. Not:

Bir ağaç

ya da bir kuş

senin gibi

uyanabilir mi

yeni bir güne,

hayata;

hadi gel bizde

birlikte düşünelim,

hep beraber;

bu rüyayı 

gerçekleştirelim.

Ş.Y.