- Kategori
- Şiir
Sen diye
Kimler konup göçtü yalan dünyadan
Dönen bu devranı görenlerdenim
Bilsem de vazgeçmem sahte hülyadan
Bir kez aşk şarabın içenlerdenim
Gönlüme bir ferman eylemiş felek
Sırtıma giydirmiş ateşten yelek
Demirden asaya dayanır bilek
Fitne fesatlıktan kaçanlardanım
Yol iz bilmez idim yuvamdan oldum
Kendimi gurbetin kahrında buldum
Ben ki karıncayı ezmez bir kuldum
Şimdi pervasızca gezenlerdenim
Sevdadan sevdaya sen diye koştum
Sana varmak için yürekten coştum
Senin yokluğunda çilemle hoştum
Hasretin narına yananlardanım
Zehir bile sunsan o bana baldı
Kimseler anlamaz bu nasıl haldı
Bilmem nasibimde kaç nefes kaldı
Kaderine boyun eğenlerdenim
Bu ayrılık bir gün elbet bitecek
Bedenim kalsa da ruhum gidecek
Toprağım üstünde otlar bitecek
Vuslatın şerbetin tadanlardanım
Günün beş vaktinde abdestin alıp
Usûl erkânınca namazın kılıp
Bu fani dünyayı mekânım bilip
Vakti saatinde göçenlerdenim
Melanî düşerse çözümsüzlüğe
Sana sığınanlar çıkar düzlüğe
Var mı çare bulan ölümsüzlüğe
Hakk’ın rahmetine uçanlardanım
Tahsin Melan