Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Eylül '18

 
Kategori
Öykü
 

Sen Doğru Ol, Eğri Belasını Bulur

Sen Doğru Ol, Eğri Belasını Bulur
 

Hikâye lakin kulaklara sesli küpe olacak kıssadan hisse.

Yılların padişahı dünyadan göç etmiş. Yerine yılların veziriazam padişah olmuş.

Sarayın tüm erkanı yeni padişahı tebrik etmek için sıralanmışlar.

Hemen hepsi sözleşmişçesine “padişahım siz makama, makamda size yakışmış”. Padişah yeni vezire seslenir sarayda görevli olup kutlamaya gelmeyen var mı, araştırın ve bu yağlı kutlamayı bitirin diye emir vermiş.

Araştırırlar sarayın aşçısı kutlamaya gitmemiş. Bre adam ne bekliyorsun çabuk padişahı kutlamaya git, Aşçı görüyorsunuz üstüm, başım hep un, yağ, yemek kokuları var. Yarın gitsem olmaz mı? Görevliler bak hala konuşuyor diye çıkışmışlar.

Aşçı çaresiz kalır ve padişahın huzuruna çıkar. Padişahım hayırlı ve uğurlu olsun, Hiç aklınızdan çıkarmayın “ Siz doğru olun eğri belasını bulur” der. Padişah yıllardır böyle bir söz duymamıştım. Sen sarayımda ne iş yaparsın? Aşçı efendim ben sarayın aşçısıyım diye cevap verir.

Padişah aşçıya “ Sen bundan böyle her gün sabah gel bu sözü bana hatırlat ve hazinemden sana bir altın verecekler. Sonra git görevine devam et”  der.

Aşçı her gün padişahın huzuruna çıkar “ Padişahım sen doğru ol, eğri belasını bulur” der ve bir altını alır görevine devam eder.  Aşçı her gün aldığı birer altınla evindeki koltukları, halıları sair eşyaları, kendi ve eşinin giyimlerini de yeniler. 

Sarayın bir de aşçıbaşısı var. Aşçıbaşı aşçıyı yanına çağırır. Yahu aşçı ben senden daha fazla ücret alıyorum lakin geçenlerde hanım size gelmiş oh, oh koltuklar, halılar değişmiş sonra senin üstün başın pek yenilenmiş bu değirmenin suyu nereden geliyor?

Aşçı, ustam haberin yok mu? Ben her gün gidip padişaha “Padişahım sen doğru ol eğri belasını bulur“ diyorum ve hazineden bana bir altın veriyorlar. İşte bu değişiklik ondandır.

Aşçıbaşı akşam eve gider hanım, hanım biliyor musun bizim aşçı nasıl zengin olmuş? Aşçıbaşının hanımı herif çabuk söyle zaten çatlamak üzereyim.

Bizim aşçı her gün gidip padişaha “Padişahım sen doğru ol eğri belasını bulur” diyormuş ve saray hazinesinden bir altın alıyormuş. Aşçıbaşının hanımı tuh sana sözde sen aşçıbaşısın, bir aşçı kadar olamadın.

Sen ne yaparsan yap yarın akşam onu ve hanımını bize davet et. Sabah görevde aşçıbaşı aşçıya seslenir bu akşam hanımınla birlikte bize davetlisin.

Akşam olur aşçı ve eşi aşçıbaşının evine giderler. Henüz kapıdan içeri girmeden sarımsak kokusu evin dışına yayılmış. Aşçı kendi hanımına ne olur bana yardımcı ol ben hazırladıkları yemeği yemeyeyim biliyorsun yarın padişahın huzuruna çıkacağım.

Söz, sohbet derken yemek vakti gelir, aşçı ustam ben yemeği yemesem olmaz mı, biliyorsunuz yarın padişahın huzuruna çıkacağım, ağzım kokar, padişah rahatsız olur.

Aşçıbaşı kızar bu ana hakarettir ağzını yıkarsın olur biter. Aşçı mecburen özel! hazırlanmış yemekten yer lakin yıkanmayla sarımsak kokusu geçmez.

Gece sabah olur aşçı padişahın huzuruna çıkınca ağzını mendiliyle kapatmıştır. Padişah aşçıyı görünce tamam aşçı ne söyleyeceğini biliyorum, git hazineden sana hak ettiğini versinler.

Aşçı saraydan çıkınca aşçı başı hemen padişahın huzuruna çıkar.

Padişahım gördünüz mü, aşçı nasıl ağzını kapatmıştı, Padişah sahi neden bu gün ağzını kapatmıştı. Sormayın padişahım aşçı sağda, solda sözde siz içki içiyormuşsunuz, sizin ağzınız kokuyor, ağız kokunuz onu rahatsız etmesin diye mendiliyle kendi ağzını kapatıyor.

Padişah emir verir, “Emrim emir ola, aşçı derhal yakalana, ateş ile yanan fırına diri, diri atıla” Aşçıyı yakalarlar ateş ile yanan fırına atmadan son sözünü sorarlar.

Aşçı son isteğim padişahla görüşeceğim son sözünü yerine getirmek için padişaha haber verirler padişah getirin huzuruma aşçı padişahın huzuruna getirilir.

Padişah hiddetli, şiddetli şekilde sorar söyle benimle neyi görüşecektin. Padişahım elbette ferman sizindir lakin suçumu bilmiyorum.

Padişah celallenir kendini bilmez aşçı sen nasıl arkamdan konuşursun yok padişah içki içermiş, yok padişah kötü kokuyormuş ve bunun için ağzını kapatıp huzuruma gelirsin.

Aşçı padişahım şu arkada kıs, kıs diye gülen aşçıbaşısı var ya dün gece bizi yemeğe davet etti, sarımsak kokusu dışarıya sirayet etmişti yalvardım yemeği yemeyeyim padişahın huzuruna çıkacağım dediysem de sözüm para etmedi.

İşte özel olarak hazırlattığı o sarımsaklı yemeği yedim ancak kokusu ağzımdan çıkmadı. Benim ağzımdaki koku sizi rahatsız etmesin diye mendilimle ağzımı kapattım.

Padişah vezire döner vezir “Emrim emir ola, aşçı serbest bırakıla, aşçıbaşı yakalana son söz hakkı tanınmadan ateş ile yanan fırına diri, diri atıla”

Padişah bu kez aşçıya döner aşçı söyle bakalım ne demişler? Aşçı padişahım“ Sen doğru ol eğri belasını bulur” demişler.

Kıymetli okurlarımıza saygılar sunuyorum.

Mehmet BURAKGAZİ / MERSİN  

 
Toplam blog
: 608
: 2204
Kayıt tarihi
: 12.04.12
 
 

Bingöl'de, Baharın son ayında, ikindi üzeri un ambarı (kiler) arkasında, ebesiz, hemşiresiz, Emin..