- Kategori
- Şiir
Sen Giderken...
Ölümü anlatabilir mi bir şiir?
yok oluşun karanlıklarını yada
-sen beni bırakıp giderken-
ayrılık anlatabilir mi?
çiçeğin sarısı yüzüne inerken bir tokat gibi
Sevmek;
hem ölümle eşleştirdiğin hayat
-boğazına tıkanan morluklar-
hem de yürüyüp gitmek özgürlüğü
karışırken tüm renkler birbirine
yürüyoruz işte!
İstanbul ağlıyor
yağmurlar yağıyor durmaksızın
ben ağlıyorum korku kaplıyor her yanı
yalnızlık korkunun adı oluyor
hiç istemediğim şiirler yazıyorum
istemediğim kızıllıklarda
ağlamak hep ağlamak var dört bir yanımda
şarkıların sözlerini algılıyorum ilk kez gibi
hepsi ayrılıkları anlatıyor
gözlerimde sisli hayaller
bedenimi seviyorum senin ellerinle
dökülürken rengarenk kristaller avuçlarıma
gidişinin ardından bakıyorum…
dolaşıyorken bir bulut yumuşaklığında
grileşmiş beyazlıklar
yüzünün deltasında
hissediş tüm hücrelerime işlerken
şehvet;
düşlerimin rengini
kızıla boyuyor aniden
sen gidiyorsun
sözcükler yetmiyor anlatmaya gidişini
şiirler yetmiyor
atom bombası atılıyor Nagazaki’ye
-bir kez daha-
patlıyor!
dağılıyor!
paramparça bir renk kaplıyor her yanı
-kırmızı yeniden-
kana bulanıyor tüm düşler
ayaklarım yerden kesiliyor…
uyanıyorum
ama sen gidiyorsun yine de
ben gidiyorum
düşler bitiyor
kırmızı korkularımızla
büyüyoruz bir kez daha
korku ayrılık oluyor
…..
öyle özlüyorum ki seni
devrilmiş bütün yollar sana varıyor
Ve bütün ayrılıklar…
M.Selim Tuncer / İstanbul/2006