Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Nisan '09

 
Kategori
İlişkiler
 

Sen ne yaptığını biliyor musun?

Sen ne yaptığını biliyor musun?
 

Bilim adamlarına göre kimyasal bir alışverişti aşk, filozoflara göre cinsel haz isteği, din Allah aşkından bahsederken son cümleyi ekonomik sistemler söyledi. Önceleri tabiatımız gereği gururun, kinin arasında kaybettiğimiz sevgiyi sonraları deneyimlemekte ve algılamakta güçlük çektiğimiz yeniliklerin, devrilen senelerin, yeni icatların, para ve şanın bunun yanı sıra gürültülü şehir yaşamının, kent temposunun içinde yitirdik. Kalabalıklar ve koşuşturmacalar içinde kurtulduk kendimizden ve sevdiklerimizden işte “O” an, insanoğlunun en zaafkar tavrıyla, savunmasızca hissettiği etkileşim sürecini kaybettik.

Bu süreç içerisinde boş durmadık destanlar yazdık, savaşlar yaptık vazgeçilmezlerden vazgeçtik. Tarihin ilk ve en bilinen öyküsü olan Genesisle başladı aslında her şey… Adem Havvası’na yenik düşerek YASAK elmayı ısırdı ve gördü her şeyi tüm çıplaklığıyla cennetten zorunlu bir vazgeçişti bu onlar için. Paris Helen uğruna 10 yıl sürecek bir savaşı başlattı canından kanından olmak pahasına. Dante yazdıklarıyla anlattı herkese büyük aşkı Beatrice’i. Dünyanın en diktatör yöneticisi Hitler gaddarlığının yanı sıra Evasıyla anıldı. Kerem büyülü gömleğe rağmen sevdi bir kere Aslıyı. Ferhat ona keza dağları deldi ve su gibi akıp gitti Şirini uğruna… Peki o zamandan bu zamana neler değişti insanoğlu nasıl gözlerini kapayıp bu derece bencilleşti?

Kadın ve erkeğin rollerini belirsizleştiren ve geleneksel tavırları bir yana bıraktıran evrensel prototipler nasıl yaratıldı? Sanayi devriminin ağır iş koşulları altında ezilen, emeği sömürülen kadın imgesi erkekle olan aynılaşma sürecini işte tam olarak bu dönemde başlattı. Hem cinsleri tarafından oluşturulan düşünsel sistemler çerçevesinde ekonomik güçsüzlüğünü, toplumdaki ezilmişliğini yavaş yavaş üzerinden atan kadın feminizm dediğimiz kavramı şekillendirdi. Ortak paylaşım alanlarındaki erkek egemenliğine nokta koymayı amaçlayan bu görüş uzun vadede etkisini gösterdi. Kadının toplumdaki konumu farklılaşırkenJ süper kadın modeli oluştu. Artık kadın hem evinde hem de iş hayatında varlığını sürdürebilirdi.!

Tüm bunlar yaşanırken insanoğlunun bilgi edinme kaynakları da değişim gösterdi ve hayatımıza televizyon girdi. Uzakları yakınlaştırıp buzullarda yaşayan penguenleri gösteren, Amerikan aksanıyla Türkçe konuşmayı öğreten, birine sevgimizi ifade etmek istediğimizde ‘tek taş tek aşk’ sloganıyla parlayan ve her kapıyı açan kutsal bir yüzüğün dünya üzerinde var olduğunu bize anlatan bir aletle tanıştık. Seni seviyorum cümlesini yüzük parmağımızla daha bir anlamlı ve alımlı kıldık. Birde ananenin parmağında ne vardı bunu düşün sade bir alyans ne yani deden ananeni hiç mi sevmezdi? Bu başkalaşım süreciyle metanın kadın varlığı üzerindeki etkisini de giderek arttırdık ancak ticari güç hala erkeğin hegemonyası altındaydı ve böylece erkek ve kadın arasındaki alış-veriş sürecini de GÖREREK değiştirdik. Komşunun kızı kapı önünde öpüştüğü için artık ahlaksız değildi bu zaten izlediğimiz filmlerde her gün vardı artı çocuğun arabası siyahtı ve son modeldi, çalışan kadın patronuyla ilişki yaşadığı için suçlanamazdı çünkü gelecek ay terfi alacaktı, cinsel istismarın son noktasına geldik. Oysaki cinsel açlığı olan ben değildim sendin. Bireyin iyi ve kötüyü seçme özgürlüğü hep azap vericidir beni sen kötü yaptın, kimin iyi kimin kötü olduğuna sen karar verdin azap çekmesi gereken sensin ama oralı değilsin. Şimdi bir de senin aşk için yaptıklarına bakalım Truvayı gözden çıkarmadın bir orduyu karşında görsen değil Heleni düşünmek kaleyi bırakır kaçardın, sevdiğine mesaj atmak dışında sayfalarca yazamadın, cennetten vazgeçmedin, dağ delip su bulmayı bırak mutfaktaki çeşmeyi bile tamir etmedin, büyülü gömlekte seni bozardı zaten sabrın yoktu… Şimdi kadın mı ucuzdu erkek mi acizdi cevabı vermekte bir erkek olarak sende kararsız kaldın. Piyasa da senin tekelindeydi, medya da, aşkta, sevgide, sadakatte… Sen aşka ne yaptın biliyor musun onurunu ve saygınlığını değişim değerleri içinde erittin daha sonra bir güzel bütünleştirdin, üstüne fiyat ve statü etiketlerini yapıştırdın ve piyasaya sürdün.

 
Toplam blog
: 4
: 1417
Kayıt tarihi
: 04.04.09
 
 

1983 doğuluyum. İzmir'de yaşamaktayım. Yakın Doğu Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon S..