Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Ocak '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Sen önce doğru dua et kardeşim!

Sen önce doğru dua et kardeşim!
 

Çok dua edip de Allah’tan kendi adımıza iyi bir şeyler dilediğimizde ve dileğimiz gerçekleşip de devamı gelmediğinde veya kötü sonuçlandığında, mutluluk kursağımızda kaldığında, biz de üstüne kahrolunca bazı büyüklerin ilk tepkisi şu oluyor. “Allah’tan doğrusunu istemek lazım evladım, duayı yanlış veya eksik etmeyeceksin.”

Yanlıştan kasti hayırlı değilse sürekli aynı şeyi isteyip ısrarcı olma, eksikten kasti hayırlısı demeyi sakın unutma. Yahu sevgili büyüğüm kim kendi için yanlış bir şey ister de yanlış dua eder Allah aşkına! Yani Allah’tan bir şey dilerken anlam değişmesin diye imla kurallarına mı dikkat edeceğiz? Virgül olan yerde es vermedim diye yaratan beni yanlış mı anlayacak? Yanlış anlamasın diye istediğim şey konusunda tarif, ince detay, eşkal mi vereceğim? Her şeyin hayırlısı olsun denmesine ve bu yaklaşımın en doğrusu olduğuna inanırım da yanlış dua ettim diye başıma gelenler geldi kısmına inanmam kimse kusura bakmasın. Olacak iş değil yani!

Eğer öyle ise zaten memleketin eğitim seviyesi yerlerde olduğu için, okuma yazma oranı doğu bölgelerimizde hala inanılmaz değerlerde seyrettiği için, Türkçeyi hala düzgün kullanamayan insanlar aramızda giderek çoğaldığı için bu memleketin ettiği duaların kabul görmesi zaten mümkün değil. Başımıza millet olarak gelenlerin hepsi de kültür seviyemizin düşük olması ve dilbilgisi kurallarına uymuyor olmamızdan kaynaklansa gerek! Hele bir de kendi dilini kullanmakta zorlanan bir millet olarak, dinimiz gereği farklı dilde ibadet etme zorunluluğumuz var ki, harf kaçsa nanay bu nedenle o konuya hiç girmek istemiyorum.

Tüm dilleri göze alacak olursak bu kadar farklı dilde, ırkta, dinde insan yaratan Allah’ın imla hataları yüzünden bir verip bir alacağını sanmıyorum açıkçası. “Sen önce duanı doğru et kardeşim” yargılamasına bu koşulda kendimi tutamam, işte böyle de tepki veririm.

Ha, şunu kabul edebilirim, Allah bize fırsatları şu şekilde veriyor olabilir. Sen gönülden, iyi niyetle istersen ben veririm ama isteğin kabul olduğunda devamının nasıl geleceğine karışmam. Bunu iyi veya kötü değerlendirmek senin elinde. Sana bunun için akıl verdim. Doğruyu ve yanlışı yaşadıkça görecek olan sensin.

Abidik gubidik yorumlar yapmamak, insanları ne demiştim acaba dua ederken, Allah’ım bu cümlemi mi yanlış anladı da beni cezalandırdı gibi psikolojik bunalımlara itmemek lazım.

Elbette hepimiz için her şeyin hayırlısı olsun. Hayat bu garip yorumlardan çok daha basit aslında… Beklentilerimizin gerçekleşip gerçekleşmemesi, başımıza gelen ağır acılar konusunda hayatımızın devamı ile ilgili mutlaka önemli bir anlam vardır diye düşünüyorum. Bu nedenle bu konuları çok irdelemeden, salim kafa ile zamanın tedavisine inanarak hayata devam etmek gerek.

Birinin derdini dinlerken de saçma sapan yaklaşımlarda bulunmak yerine, tıkanılan noktada “senin için hayırlısı olsun, Allah beterinden korusun” demek en güzel ve en samimi yorum olsa gerek.


* Bu bir din ve ahlak yazısı değildir, bir isyan yazısı da değildir. Kendi inançlarım doğrultusunda sadece takıldığım bir yaklaşım biçimidir o kadar.

 
Toplam blog
: 118
: 1607
Kayıt tarihi
: 15.01.07
 
 

Bir fikirden bir başka fikre, gerçeği bulana kadar bir halden başka bir hale geçip duruyorum. İncede..