Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Ocak '11

 
Kategori
Deneme
 

Sen

Sen
 

Sensizlik ve ben


Geçmişi andım geçen gün, zaman tünelindeydim. Hatıralar birer birer geçerken gözümün önünden, sen de takıldım. Gençlik rüzgârı vurmuştu başımıza. O günlerimiz geldi aklıma. Yeni çiçek açmıştı badem ağaçları, gelin tacı gibiydiler. Papatyalar halı gibi serilmişlerdi, baharı müjdeliyorlardı, ayaklarımızın altında. Elele'ydik, uçsuz bucaksız kırlarda, benim üzerimde beyaz pantolon, kırmızı kesler. Tam derenin üzerinden geçerken, nasıl da kaymıştım suların içine. Sense kurtarayım diye çabalıyordun, nafile. Sonra gülmüştük katıla katıla ıslak halime. 

Ya o kavak ağaçları duruyor mudur acaba? Üzerine isimlerimizi kazımıştık çakıyla, yıllar sonra gelir bakarız: Ağaçlarla beraber isimlerimiz, çizdiğimiz ok saplanmış kalp duruyor mu? Diye sözleşmiştik. 

Ne oldu, nasıl oldu? 

Sen bir yakaya, ben bir diyara savrulduk acımasızca. Gençliği tükettik, yılları geçirdik, anılarla avunduk insafsızca. Şimdi nerelerdesin? Bilemem! Eğer geceleri aniden uyanıyorsan uykundan sebepsiz, yolda giderken çakılıyorsan olduğun yere, bil ki benim duygularımın yansımasıdır o an. 

BEN? Bense işte böyle satırlarda anıyorum sevgiyi, bitmez deyip de harcanan aşkı, denk gelir de, belki bir gün okursun DİYE. 

Ayşen Arslangiray Kura 

 
Toplam blog
: 533
: 1375
Kayıt tarihi
: 14.11.10
 
 

Aydoğdu; kızgın güneşinde Ağustos'un, sararmıştı altın sarısı başaklar. Kırlangıçların göç dansın..