Sendeki sen de kalsın

Şikayet gibi olmasında son zamanlarda dikkat ettim bendeki bir türlü bende kalmıyor. Hababam elimden bir şeyler çıkıyor. Hiç beklemediğim anda elime bir para geçiyor, daha sevincini yaşayamadan yeri çıkıyor. Ya arabanın bir yeri bozuluyor yada çamaşır makinesi. Hiç bir şey olmasa on yıl önce kapattığım telefon hattının küçük bir borcu zaman içinde katlanarak bir icra kağıdıyla evime geliyor.

 

Akşam eve geldiğimde boş park yeri hiç bulamazken binde bir denk geliyor tam kapının önü, seviniyorum. Eve çıkıyorum zırt telefon 'otobüs saati geçmiş acil gel anne' tabi döndüğümde eski yer çift şerit yapmış. Ara ki yer bulasın.

İnsanlara anlayış göstermek için tüm çabamı sarf ediyorum, iyi tarafından bakmaya çalışıyorum, daima iyi dileklerimi sunuyorum, kovayla boşaltıyorum, kendim için tek damlayı alamıyorum.

 

Bu nedir kardeşim ya! polyannanın reankarnesimiyim ben. Ne olmak lazım yani, ne yapmak gerekiyor şanslı olmak için. Delirecem em em mmm...

Diye yankılanıyor seans odasında bir danışanımın feryadı.

 

Bütüne baktığımda, bu olumsuzlukları tek bir şeye yükleyip şanssızlık diyemem. Bir çok sebebi olabilir ve birbirinden farklı çalışmalarla (farkındalık terapisi- EFT-Aile dizimi gibi) bu ters şans zinciri kırılabilir. 

 

Bunların dışında kullanabileceğiniz bir araç daha sunmak istiyorum, ki bu araç, şansınızı değiştirirken aynı zamanda ruhsal bir rahatlama da oluşturacaktır.

Naçizane bu çalışmaya 'sendeki sen de kalsın' adını verdim.

 

Bekle, döner gelirse senindir dönmezse hiç senin olmamıştır derler. Hayatta sahip olduğumuzu sandığımız hiç bir şey özünde bize değil hepimize aittir. Sürekli aynını tekrarlayan durumlar dışında elimizden çıkan bir meta, kaybettiğimizi düşündüğümüz bir hak bizde süresini doldurduğu ve artık bir başkasına geçmesi gerektiği için gider. Aynen başkasında süresini dolduranın bize geldiği gibi. Bireysel yaşama alışkanlığı ve cazibesi bize, kollektif düşünmekten daha tatlı gelir. Nasreddin Hocanın ruhu şad olsun. Kazanın doğurması süper de ölmesi saçma, ver kazanımı geri misali.

 

Birincisi olaylara bu yüzünden bakmak yokluk kavramından bizi uzaklaştıracağı için ağzımızdan çıkacak kelimelerinde değişmesine neden olacaktır. 

 

İkincisi Allah zikir etmemizi ister. Zikir sözlü (dua gibi)ve fiili (namaz,oruç gibi)uygulanabilir. Hatta düşünsel (tefekkür gibi) 

 

Sözlü zikir(dua) bir istekte bulunmak gibi, birbirini takip eden tekrar cümleleri de olabilir. 

 

Ağızdan çıkan her kelime dua niteliğindedir. Param yok, Park yeri hiç bulamıyorum, bir türlü evlenemedim gibi kelime ve cümleleri sürekli tekrar ediyorsanız, siz bir nevi zikir (dua) yapıyorsunuz ve yaratıcınızdan yoku istiyorsunuz. Bu alışkanlığı bir an önce terk edip, ihtiyacını duyduğunuz eksikliğin giderilmesi için olumlu cümleler kurmaya başlamalısınız hemde bir an önce.

 

Tüm bunları yaptıktan sonra ters şans zincirini kırmak için sendeki sende kalsın çalışması sizde de çalışacaktır.

 

Burada yapılacak olan, sizde olan bir şey sizi terk etmeden önce, giden kişiye emaneten gönderdiğinizi kelimelerinizle beyan etmektir.

 

Buzdolabınız bozuldu tamirci geldi parasını veriyorsunuz. Bu parayı verirken şunu söyleyin 'Bu ....TL.yi  bana tekrar geri dönmek üzere emaneten veriyorum'.

 

Park yerinizden çıkarken 'bu park yerini akşam eve döndüğümde yine boş bulmak üzere emaneten bırakıyorum'

 

Bu çalışmayı yaptıktan sonra param geri dönecek mi ? park yerimi tekrar boş bulacak mıyım? gibi düşünceler içine girmemelisiniz. Kaygı olumlu enerjiyi yer bitirir.

 

Emanet gönderdiklerinizin geri döneceğine hüsnü kalp ile inanmalı, bilinç altınıza bu mesajı iletmelisiniz.

 

Evinizden çıktıktan sonra tekrar geri dönünceye kadar 'acaba döndüğümde evi aynı yerde bulacakmıyım, evim aynı yerde olacak mı, ya döndüğümde evim yerinde olmazsa? gibi bir düşünceye kapılırmısınız? Elbetteki hayır! Böyle bir düşünce eşyanın kuralına aykırı olacağından bilinç altı yada üstünde bu tarz bir düşünceye kapılmayız.

 

İşte emanet gönderdiklerinizin yine size geri döneceğine aynı inanç derecesinde olmalısınız.