Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Mart '13

 
Kategori
Güncel
 

Sendikanın sarısı, emeğin yüzkarası

Sendikanın sarısı, emeğin yüzkarası
 

Karikatür : Mehmet Tevlim


 

Emeğin sömürüsü hızla artıyor… Bunu yaşamınızdan ve yaşadığınız çevreden çok rahatlıkla gözlemlediğiniz gibi sayısal veriler de bu sömürüyü net olarak ortaya koyuyor…

Özel sektörde çalışanların %45’i asgari ücretle çalışıyor… Bunun rakamsal değeri ise 5 milyon 150 bin işçiye denk geliyor… Bu da 15–20 milyonluk nüfus demektir…

Sigortalı işçi sayısının 11milyon 300bin olduğu ülkemizde bu işçilerin sendikalılık oranı ise sadece  %59 düzeyindedir… Asgari ücretlinin oransal olarak en fazla olduğu Kayseri ilimizde tam anlamıyla bir sömürü yaşanmaktadır… Kayserili işverenlerin en zenginler listesinde en üstlere doğru hızla tırmanışları işçilerin sömürüsünü net olarak ortaya koyuyor. Bu ilde 10 – 15 yıllık işçilerin aylık ortalama geliri 900 lirayı bile bulmuyor… Sendika adı vermeye gerek yok, buna hangi sendikaların neden olduğu biliniyor… Din iman uğruna sendikacılık yapanlar işçiyi patrona nasıl satarımın hesabını yapıyor olmalıdırlar…

TÜİK verilerine göre çalışan sayısı 25 milyon, SGK verilerine göre ise çalışan sayısı 17 milyon 974bin’dir…

Sayısal veriler kayıt dışılığı da ortaya koyduğu gibi 1 milyon 213 bin işçimizin de sigortasız olarak çalıştırıldığını ortaya koyuyor…

2013 yılında en zengin Türk listesinde hem milyarder sayısı hem de toplam servet miktarı arttı… Bu da emeğin sömürüsünün başka bir göstergesidir…

Ülkemizde sözde memur sendikaları var… Bunların yaptığı sendikacılıktan başka her şeye benziyor… Cami önlerinde “kamuda başörtüsü serbestliği” için imza toplamayı sendikacılık zannediyorlar… Öncelikle emeğin sömürülmesine karşı bir duruşları yok… Duruşları olmadığı gibi sözde toplu sözleşme yapıyormuş pozlarıyla, memurları, memur emeklilerini nasıl sattıklarını hep beraber gördük… Hakem heyetine seçtikleri kişinin bile hükümetin önerisi yanında yer aldığını hayretler içinde gördük… Sendikacılığını din iman eksenine oturtarak, iktidarın yörüngesinde hareket eden sendikalar,  Siyasi iktidarın yalakalığını yapmaktan başka bir şey yapmıyor… Süreç içinde de geçmiş dönemlerde gördüğümüz gibi bir siyasi partinin listesinden milletvekili oluyorlar veya olmayı hedefliyorlar… Ne yazık ki; sendikalar emeğin değerini bulması için çalışmıyorlar, emeği kullanarak siyasi partilerin arka bahçesi olmaya çalışıyorlar…

Şimdi diyeceksiniz ki, emekçiler neden uyanamıyorlar… Emekçiler din, iman ve ırkçılıkla uyutuluyor ve siyasi partilerin arka bahçesi haline getiriliyor…

Şimdi yorumsuz olarak bazı sendika başkanlarının konuşmalarından bir bölümü sizlere sunuyorum…

 Memur-Sen’in genel başkanı Ahmet Gündoğdu Antalya’da yapılan bir toplantıda şunları söylüyor :Biz büyüdükçe, özgürlükler büyüdü. Biz büyüdükçe, karanlığı aydınlatan ışık ve geleceğe olan umut büyüdü. Üniversitelerdeki başörtüsü yasağı, katsayı zulmü, 8 yıllık kesintisiz eğitim dayatması, Milli Güvenlik dersi marifetiyle eğitimin izlenmesi ve fişlenmesi, tek tip üniforma uygulaması, Kur’an eğitimine yaş sınırlaması, din eğitiminin önündeki engel gibi milletin ayaklarına bağlanan prangalar ısrarımız ve katkımızla bir bir çözülmüştür” ( *)

Sendikalaşma oranı en yüksek olan, Memur Sen’e bağlı Diyanet-sen Başkanı da aynı toplantıda şunları söylüyor…

“Çünkü biz sendikacılığı sadece cüzdanları dolgunlaştırmak gibi materyalist bir zemine esir etmedik, etmeyiz, etmeyeceğiz. Bizim sendikacılığımız, cüzdanı büyütürken vicdanı körelten maddeci yaklaşımları reddeder. Bizim sendikamız, komşusu açken tok yatmayı zül kabul eden kadim değerin rehberliğinde hareket eder. Biz, bu anlayışımızla ücretlerle sınırlı cüzdan sendikacılığının da insanlık için ses veren vicdan sendikacılığının da zirvesineyerleştik. Zirvedeyiz ama kimseyi küçük görmeyiz. Zirvedeyiz ama kimseyi öteki ilan etmeyiz. Biz, kendimizi merkeze alıp diğerlerini tefrik etmek için değil, herkese Hakk'ı tebliğ etmek için, çalışanların haklarını tahkim etmek için sendikacılık yapıyoruz.”

***

Ülkemizde emeğin sömürülmesi yönünde her türlü uyutucu taktikler uygulanıyor… Basına yansıdığı şekliyle Düzce örneğinde olduğu gibi, Camilerde işçi ve işveren sorumlulukları gibi benzer hutbeler mi işçilerimizin hakkını koruyacak…

Kısacası ülkemizde emeğin sömürüsü hızla artmaktadır… Sendikalar da, kamuda başörtüsü yasağının kaldırması için cami önlerinde imza toplamayı sendikacılık zannediyorlar… Bu arada da patronlar zenginlik yarışını hızlandırmış oluyorlar…

Sendikanın sarısı, emeğin yüzkarası…

 Kaynak:( *) http://www.gazetekamu.com/haber/imamlarin-turkiye-bulusmasi-2512.html

 
Toplam blog
: 1410
: 1053
Kayıt tarihi
: 04.11.06
 
 

Emekli öğretmenim ve  emeklemeye devam ediyorum.  Emeklilik yaşamın sonu değil, yaşama yeni amaçl..