Seni anıyoruz

Genel klasik cümleler kurmayacağım. Sabah yaşadıklarımı anlatacağım sadece. Günlerdir Türkiye'nin gündemini oluşturan GDO'lu besinler, domuz gribi vakalarından bambaşka benim söyleyeceğim şeyler.

Sabah, herzaman olduğu gibi evden işe giderken Alem FM Nihat Sırdar dinliyorum. Konu Atatürk. Nihat'ı dinleyenler çizgisini bilirler. Bunca yıldır her sene 10 kasımda okullarda, iş yerlerinde anma törenlerine katılır saat 9:05 de saygı duruşuna geçer törenler düzenlenir ve Atamızı saygıyla anardık. Bugün yolda yakalandım. Nihat ısrarla saat 9:05 geçe arabaları durdurmamızı ve kornaya basarak saygı duruşunda bulunmamızı istedi. Düşünüyordum. Yolun ortasında tem oto yolunda hemde köprü yolunda durup saygı duruşunda bulunsam, bulunsak buna karşı tepki gösterecek insanlar neler yapabilirdi acaba. Yanından geçtiğim polisler saygı duruşunda bulunacaklar mı acaba? Saygı duruşunda bulunmak için yolun ortasında duranlara müdahale edecekler mi acaba? Güvensizliğe bakın.

Saat 09:05 olmak üzereyken tam 2. köprü girişinde sagda park edip flaşörlerini yakmış araçların arkasında park ettim. Sirenler çalmaya başladığında flaşörlerimi yakıp kornaya basarak saygı duruşuna geçtim. Köprü civarında gördüğüm tüm bayrakların çalan sirenler eşliğinde yarıya indirilişini izledim. Trafik tamamen durdu köprüde. Köprünün üstü bomboş. Araçlar durmuş her yöne giden araçlar durmuş ve saygı duruşunda. Ağlamaya başladım.

Bu 10 kasım Her zamankinden daha cok onun aramızda olmasını canı gönülden diliyorum. Olamayacağını bilsemde bana bıraktığı emaneti kendimden sonraki nesillere bırakmam gerektiği sorumluluğunu bira kez daha hissederek, tüylerim diken diken tekrar yola koyuluyorum.

Atam;

İlelebet kurduğun cumhuriyeti yaşatacağımıza söz veriyoruz. Ruhun şad olsun.