- Kategori
- Şiir
Seni ne çok özlemişim, bileceksin
Nihayet dönmüşsün
Çağlayıp çağlar ötesinden.
Daha dün kudurmuş bir volkandın öfkesinden.
En nihayetinde işte...
Sönmüşsün.
Nihayet gelmişsin
Arınıp ağulu kederlerinden.
Mevsim tut ki zemheri -Ne gam!-
Gelişinle ey yâr, zehir zemberek zemheriyi,
Gül mevsimi eylemişsin.
Nihayet gelmişsin
Sıyrılıp kırık dökük sevilerden.
Aylardan tut ki yine nisan...
Boynu bükük güllerim dirilmişler yeniden.
Dili tutuk bülbüllerim tutturmuşlar nihaventten
Kanaya kanaya tükenmekteyken yüreğim
Gelişinle ey yâr, canıma yeniden can vermişsin.
En güzel aşk nağmelerini benim için söylemişsin.
Nihayet gelmişsin
Soyunup bütün kisvelerinden
Günlerden tut ki aşkınertesi
Çıkmışsın karşıma başın dik, alnın ak
Öylesine yalın, öylesine çıplak…
Ben en koyusundayken karanlığın
Gelişinle ey yâr,
Güneşi gönlüme indirmişsin
Nihayet gelmişsin
Atıp hüzünlerini terkinden
An, aşkın yaşanmamış anlarından
Birazdan
Yaşanmışlığa terfi edecek herhangi bir yaşanmamış an. . .
Gelişinle ey yâr,
Yüreğimdeki üşümeyi silmişsin
Ve nihayet
En nihayetinde işte gelmişsin!
Sakın ola ki durma!
Gel usul usul, sokul kuytuma!
Seni ne çok özlemişim, bileceksin!
Benginaz 2002