Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Aralık '17

 
Kategori
Anılar
 

Seni Sevgi ile Anıyorum Behice Kaplan Öğretmenim.....

Seni Sevgi ile Anıyorum Behice Kaplan Öğretmenim.....
 

 Bu sabah interneti açtığımda ik okuduğum haber beni öylesine etkiledi ki bugünkü yazı konumu ona ayırmaya karar verdim. Erenköy Kız Lisesi Müzesi adı sitede hep bu liseye hizmet etmiş öğretmenlerimizin haberlerini, resimlerini paylaşan Sevgili Sibel Aksoy bu sefer yıllarca okulumuzda birçok öğrenciye edebiyat ve kitap tutkusunu aşılayan öğretmenimiz Behice Kaplan Hanımla ilgili bugüne kadar bilmediğim bir olayı anlatıyordu. Behice Hanım Vefa Lisesi marşının sözlerini yazmış zamanında. Ben ilk defa öğrendiğim bu haberle çok etkilenmişken Behice Hanımla ilgili bir çok anım birden üşüştü zihnime.

 Yıl 1961. Ben ailemin İstanbul'un bir yakasından diğer yakasına taşınması nedeniyle ortaokul ve lise birinci sınıfı okuduğum İstanbul Kız Lisesinden ayrılıp Erenköy Kız Lisesine geldiğim için mutsuzum. Arkadaşlarımdan. çok sevdiğim öğretmenlerimden ayrılmak çok etkilemiş ben yaşta bir çocuğu.Yeni okuluma , sınıfıma, arkadaşlarıma alışmakta zorluk çekiyorum ve hep geri döneceğim umudu ile yaşıyorum.Bir kaç gün sonra olayı kabullenip yaşama devam ediyorum. Tabii bu kabullenişte siniftaki öğrenci sayısının daha önceki okulumdan az olması, okulun harika bahçesi, öğretmenlerin sempatik yaklaşımı epey rol oynuyor. Öğretmenlerimin sempatik yaklaşımı dedim ama edebiyat öğretmenimizin çok kararlı ve ciddi karekteri ilk günlerde beni çok etkilemişti. Daha sonra onu tanıdıkça daha çok hayran olmaya başlamıştım. O yaştaki çocukların öğretmenlerini rol model aldıkları bilinen bir gerçektir.

 Behice Hanım da olaylara yaklaşımı, karakteri ile bizi çok etkilemişti. Edebiyatı, kitapları onunla önemsiyor ve seviyorduk. Lise iki fen sınıfıydık. Fen kolu olduğumuz için edebiyat , kompozisyon derslerinin önemli olmadığını düşünen kişiler olabiliyordu aramızda. O kişilere Behice öğretmenimiz dilini iyi bilmeyen, aklından geçenleri düzgün anlatamayan ve yazamayan kişilerin başka konularda başarılı olamayacağını söylüyordu. Bu prensibi yaşamım boyunca hep hatırladım ve çocuklarıma da aşıladım. Kızlarım da öğrendikleri yabancı dillerde çok hakim olmalarını hep bu sözü uygulamalarına borçlular. 

 O ders yılı sonunda ben Kompozisyondan ikmale kaldım. O güne kadar hiç ikmala kalmamış bir öğrenci için büyük şoktu bu olay. Üstelik diğer derslerimde notlarım o kadar yüksekti ki eğer kompozisyon olayı olmasaydı takdir belgesi alacaktım. Sonra Behice Hanım öğretmenler odasında diğer öğretmenlerin ona yalvardığını ve bana sadece beş verirse takdir alabileceğimi söylediklerini ama kararından vaz geçmediğini anlatmıştı.

 Benim o yıl Kompozisyon dersinden ikmale kalmam belki de bugün yazmayı  bu kadar çok sevmemin ve çıkardığım kitaplarımın sebebidir.

 İkmal olayı karşısında babam okula gelip Behice Hanımla görüşmüş ve öğretmenim o yaz tatilinde okumam için bir kitap listesi tutuşturmuş babamın eline. Yaz aylarında herkes denizde yüzerken, bisklette gezerken ben balkonda şezlongda oturup kitap okudum mütemadiyen.

 Okudum, okudum ve okudum. Sonra düşündüm, düşündüm, okuduklarımı düşündüm. Eylül ayında yapılan Kompozisyon ikmal sınavında tam puanla geçip lise son sınıflı olmuştum artık. Lise son sınıfta edebiyat ve kompozisyon en başarılı olduğum derstı artık.

 Biz o zamanlar ortaokul ve lise bitirmelerde bütün derslerden tek tek sınava giriyorduk. Ders yılı sonunda edebiyat sınavında imzamı attım edebiyat başarıma.

 Sınavda Behice Hanım ve diğer iki edebiyat öğretmeni vardı mümeyyiz olarak. Bana Çanakkale Şehitleri adlı şiir geldi soru olarak. Önce şairinin yaşamını anlatacağım. sonra  şiirin anlatımını yapacaktım. Mümeyyizlerin karşısına oturdum ve büyük bir zevk ve gururla  Mehmet Akir Ersoy'un vatan sevgisi dolu bu şiirini ezbere okudum. Şiir bitince şairın yaşam hikayesini anlatmaya başladım. Daha ilk cümlemde karşımdaki öğretmenlerimin yüzlerinin değiştiğini fark ettim.Sebep ilk cümleydi. Hala anımsıyorum.

 Mehmet Akif Arnavutluğun İpek kasabasının Suşisa köyünden Nurettin Ağa oğlu Tahir Efendinin oğludur demenle Behice Hanın yeter, çıkabilirsin dedi. O yıl on tam puanla edebiyat sınavından geçtim.

Lise bitince edebiyat tutkum öylesine tavan yaptı ki fen kolu mezunu olmama rağmen Türk Dili ve Edebiyatı bölümüne gireceğim diye tutturdum ve o bölümü de kazandım hem de ilk sıralarda. Bir ay kadar Behice Hanımın eşi Mehmet Kaplan Beyin de profesör olarak görev yaptığı bu bölümde okudum ama sonra babamın ısrarı ile kazandığım başka bir bölüme geçtim. Okuduğum, büyük başarı ile bitirdiğim İktisat eğitimini hiç benimsemedim. Kendimi paraların konu alındığı bu mesleğe ait hissetmedim hiç. İçimde hep yazmak , okumak vardı.

 Şimdi yazıyorum ve okuyorum gönlümce. Bana bu güzel okuma ve yazma tutkusunu aşılamasının yanısıra bir kadın olarak kendine güvenmenin, dik durmanın eğpitimini de veren çok sevgili öğretmenim Sayın Behice Kaplan'ı yaşamım boyunca hep sevgi ve minnetle andım, anıyorum.

 Mekanın cennet olsun Sevgili Öğretmenim........

 
Toplam blog
: 826
: 1068
Kayıt tarihi
: 26.04.11
 
 

Ben emekli bir iktisatçıyım. 21 yıldır bir sanatçı annesiyim. Küçük kızım klasik müziğe eğilim gö..