Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Nisan '07

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Seni seviyorum diyebilmek

Seni seviyorum diyebilmek
 

İlk önce bugün Sayın Şakar’ın yazmış olduğu "Erkeğin bilmesi gereken şeyler" adlı blog dikkatimi çekti.

Okudum ve ben de bu konuda blog yazayım dedim. Herkesin özelikle erkeklerin okuyup bu yazıdan bir şeyler çıkartmak gerekir diye düşünüyorum. Öyle ki bizler kadınlarımıza nasıl davranacağını bilemiyoruz. Bende dahil olmak üzere. Halbuki onlar bizler için bulunmaz bir nimet.

Bir kadın ne ister hayattan?

Sevgi mi, aşk mı yoksa ilgi mi?

Size bir şey şöyleyim mi! Her şeyden önce, kadınlar erkekler gibi birer insan ve onlarda insanlar gibi yaşamaya hakları var. Ama maalesef kadınlarımıza olan değeri kim veriyor ki?

Kadın demek yalnızca onlarla cinsel ilişkiye girmek değil, sırf bunun için de onları kullanmakta değil! Birde kaba kuvvete başvurup onları ağzını yüzünü parçalamak, asla değil!

Çünkü kadın, bir çiçektir. Nasıl çiçek koklanmak için varsa, kadın da koklanmalı sevilmeli kısaca değer verilmelidir bence. Ben burada eşine değer vermeyen ve aldatan erkeklere birkaç sözüm var. Bir kadın her şeyden önce eşini düşünür, çocuklarını düşünür, bununla birlikte ailesinin mutluluğu için her şeyi yapar. Dememişler mi "Yuvayı dişi kuş yapar" diye. Doğru bir söz ve o söze yüz de yüz katılıyorum. Evet yuvayı dişi kuş yapar.

Ya biz erkekler. Eşini aldatan erkekler. Size sesleniyorum. "Hiçbir kadın aldatılmak istemez". İster mi? Çünkü o aldatmaz ve evini kocasını düşünür, eşinin zamanında evine gelmesini, kocasının kendisine güzel söz söylemişini "Seni seviyorum hayatım" demesini bekler. Hastalandığında ilgi bekler. Ruhunun okşanmasını bekler.

Evlenmeden önce söylenen o güzel sözler evlendikten sonra sanki bitmiş gibi ağızdan çıkmaz. O imzayı attıktan sonra ne oldu da o sözler dile dolanıverir. Ayıp değil mi o kıza? Neden ilgi göstermiyorsun. Onun üstüne gül koklarsın. Macera peşinde koşar durursun. Üstelikte sen güçlülüğünü gösterip o kaba kuvvetinle bir tokat sallıyorsun yüzüne. Attığın dayak mıydı yoksa? O da ne? O kızcağız, ananın, sana gençliğinde hizmet ettiğini yapıyor. Yemeğini hazırlıyor, eve geldiğinde sıcak yemek yiyesin diye, çamaşırını yıkıyor dışarı da temiz elbise giyesin diye... Birde ikinizin aşkından oluşan çocuğuna analık görevi yapıp bakıyor. Yediriyor içiriyor, tıpkı anan gibi…Şimdi diyeceksin ki yapacak, onun görevi. Evet görevi ama senin de görevin var ona karşı… Ki ona dayak atmak değil, onu ezmek değil! Bilakis onu insan gibi yaşatmak olmalı görevin.

Yaşatmalıyız eşlerimizi, sevmeliyiz, saymalıyız ve en nihayetinde değer vermeliyiz onlara. Öyle ki o da karşılığını versin.

O tatlı tebessüm yüz ve samimi bir şekilde "Seni seviyorum aşkım!" demek bence kadına verilen değeri güzel bir şekilde anlatıyor olsa gerek.

Öyle değil mi?

http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=33728

 
Toplam blog
: 540
: 3176
Kayıt tarihi
: 02.01.07
 
 

Hiç bir motorlu araca binmeyi sevemedim. Daha doğrusu sevdiremediler. Onun yerine iki tekerlekli ..