Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Ekim '07

 
Kategori
Psikoloji
 

Seni seviyorum o zaman.

Seni seviyorum o zaman.
 

Hey ilham perim nerdesin?

Söyle bana, hangi rahvan atlar girip talan etti bağını, bahçeni. Hangi şeytan aldı götürdü perini. Tekerleme söylesek gelir mi acaba? Haydi, gel beraber söyleyelim. Dayanamaz gelir belki geri.

Söyleyelim mi?

Tamam söyleyelim.

Son ki; bir! Başla. “Şeytan aldı götürdü, satamadan getirdi. Şeytan aldı götürdü, satamadan getirdiii.

Geldi mi?

Gelmedi.

Dur. Hemen karamsarlığa kapılma, biraz bekle.

Tamam.

Yoksa bir dostun üzüntüsü mü seni bu hale getirdi. Hani yazamıyorum demişti.

Olabilir, bilmiyorum.

Yapma!

Sor bakalım kendine senin ilham perilerin kaçsaydı, o aynı duruma düşer miydi?

Efendim. Ne? Bilmiyorum.

İyi de… Sen üstüne düşeni yaptıysan, bırak herkes yaşasın kendi derinliğini. Niye bu kadar harap ediyorsun ki kendini?

Yok, ama duramazsın değil mi? O üzüldü ya, hani yazamıyorum dedi ya; çok koydu sana değil mi?

Evet; çok koydu.

Oysa sen… Sen olsan öyle yapmazdın değil mi?

Hayır, yapmazdım.

İyi de… Herkes sen değil ki. Senin bir türlü anlamadığın, anlamak istemediğin de bu işte.

Böyle davranarak neyi çözdün peki?

Hiçbir şeyi.

Onun derdine çare olabildin mi?

Hayır!

O zaman…

O zamanı mı var. Bu benim elimde değil ki. Ben olsaydım diyorum; ben olsaydım, tutardım bana uzatılan eli.

Herkesin sen olmadığını, daha biraz önce söylemedim mi ben sana?

Söyledin.

Al işte kendi ilham perilerini de kaçırdın.

Tamam, tamam da… Neden ama?

Nedeni, medeni yok. Zorlayamazsın.

Zorlayamam tabii de. Hani diyorum, keşke. Uzatsaydı bana elini. “Bir elin nesi var, iki elin sesi var” misali.

Bak hala anlamıyor ve hala zorluyorsun şansını.

Herkesin perisi küser zaman zaman ama geri gelir inan.

Emin misin?

Evet eminim. Kimin perisinin gidip de geri gelmediği görülmüş ki bu güne kadar. Öyle mi?

Öyle galiba.

Galibası, malibası yok. Öyle. Bak göreceksin geri gelecek ilham perin. Eğer beklemeyi bilirsen.

Yine de korkuyorum ama.

Korkunun ecele faydası yok ki.

Evet, yok ama…

O zaman sus ve tırmalama. Göreceksin geri gelecek.

Ya emin değilsen?

Neyden?

Geri geleceğinden.

Yalnızca inan ve içinde ki sese güven. Ne diyor içindeki ses sor bakalım?

Sahibini seviyor diyor, gelir diyor.

Sakin ol ve sus o zaman.

Tamam.

Son bir şey söyleyebilir miyim peki; ya da çağrı yapabilir miyim?

Yap bakalım.

Seni seviyor ve sana güveniyorum içimde ki ses. Beni böyle bir başına bırakma emi? Gel ve tut yüreğimden sıkı sıkı.

Bitti mi?

Bitti.

Teşekkür ederim beni dinlediğin için.

Ben teşekkür ederim.

Ne zaman istersen gelirim.

Yalnızca şunu unutma!

Umudun bittiği yerde hiçbir dal yeşermez. Ve doğan gün seni beklemez. Yalnızca doğan güne merhaba de ve bekle. Gün gülümseyecektir er geç olanca güzelliğiyle sana.

 
Toplam blog
: 669
: 1503
Kayıt tarihi
: 19.01.07
 
 

Bir on dört mart sabahı güneş henüz arz-ı endam ederken üzeri yongalarla kaplı, küçük pencereli, ..