- Kategori
- Deneme
Seni unuttum
Çok zorlanırım diyordum ama unutmam kolay oldu seni.
Artık yağmur yağdığında da aklıma gelmiyorsun.
Sahi, hatırlar mısın o günü?
Akşamdı sanki.
Elinde bir avuç yakamoz, koşuyordun.
Takılmıştın.
Sendelemiştin.
Yağmur vardı.
Ve saçlarında ılık rüzgârlar.
Dalgalar sonra ve köpüklerin yaladığı çakıl taşları.
Yanı başımıza kadar uzanmıştı gecenin gülücüğü, kutsamak için o ilk öpücüğü.
İşte o günü bile unuttum.
Ölümü unuttum en zoru.
Çok zorlanırım diyordum ama kolay oldu gün doğumundan sıyrılmam.
Kendimden geçtikçe kendime gelmelerim ve sözlerin,
hani sözlerin vardı ya, şiir gibi çıkardı dudaklarından; unuttum.
Bu evren kırıntılarını unuttum.
Doğanları.
Gidip dönmeyenleri.
Mehtabı.
Unuttum, seninle giden o büyülü hıçkırığı.
Aşkı en önemlisi, iç çekmeleri, çekinmeleri, kaçmaları, gelmeleri unuttum.
Unuttum seyrine daldığım gökkuşağının kaç renk olduğunu
ve hüzün sevgilim, onu bile unuttum.
Uyanmalarımda aklıma gelmiyorsun,
dalmalarım ise sadece yıldızlara.
Sen yoksun ya.
Kokun; bin bir çiçekten derlenen kokun, kanadında unuttum adını hatırlamadığım o martının.
Seni unuttum, yemin ediyorum unuttum.
Gözümün önüne bile gelmiyor gözlerinin gök parlaklığındaki ışıltısı.
Ne renkti hatırlayamıyorum saçların; gece siyahlığında kaç yıldıza yuvaydı yumuşaklığı.
Sadece seninle doğuyor günüm, bir o var,
bir de “unuttum” lu yazılarımla dönüyor ömrüm.
O kadar.