- Kategori
- Aşk - Evlilik
Senin aşk dediğin buz pistinde yuvarlanmaya benzer
Bakarken gözleri derinden bakardı, ağlardı yüreği en derinden.
Kuytu bir köşeye çekilir, sessizce dalardı karanlığına
Aşk sandığı meğerse boş bir sayfadan ibaretti.
Garip bir sevdaydı onun ki, uğruna ne acılar çekti
Harabeye dönmüş bedeni, çizgilerle dolmuş çehresi ne baharlar geçirmişti onsuz...
After battle...
Mermi ağızda her an tetikte, patlamaya hazır bir bomba gözü kara kötü bir geçmişi olan tahriklere açık, bencil duygusuz sevgi nedir bilmeyen aşka sonsuz kapılarını kapatan, vahşi mi vahşi?
Yüzünde asık bir ifade gülmeye yüz tutmuş mimikleri, kırışmış anlı, sanki yıllardır su değmemiş bedenine bütün kokuları üzerine çekmiş. Korkusuzca yürüyor sağa sola çarparak kalabalığa aldırmadan fütursuzca adımlarla beyhude geçen yıllara inat belirsizce yürüyor. Çatlamış dudağı çöl kuraklığını andıran elleri, gözleri sürekli öfkeyle bakan saçları esen sert rüzgara inat kıpırdamıyordu. Dudaklarının arasında hapsettiği sigara izmariti, isyan edercesine tüm esaretliğin bedelini dişlerden çıkarıyordu. Kollarında derin bıçak yaraları küf tutmuş, sakalları kirpi derisini andırıyordu. Boynunda ne olduğu belli olmayan tarihi bir künye, üzerinde"Ulan ne canlar yakmış, ne çemberlerden geçmiş" Dedirten bir eski kaban...
Geriye senden sadece yıkık bir kent heran patlamaya hazır bir bomba ve sevgisiz vahşi bir adam kaldı, bu da senin eserin...Eski bir hikaye kimin umurunda...
(Bu tiplerden heryerde binlercesi var çoğu aşktan, geriye kalanı parasızlık geçimsizlik vs nedenlerden dolayı akli dengelerini kaybetmiş insanlar... Öyle ki sürekli onlarla içiçeyiz görünümde tamamen bilinçsiz hareket eden ahlak ve hukuk kurallarına aykırı davranan tam ehliyetsiz yani deli diye hitap ettiğimiz insanlar... Yoldan geçen bir deliye sor aşk nedir diye emin ol en iyi en doğru yanıtı verecektir.)