Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Temmuz '18

 
Kategori
Sinema
 

Senin Görevin Tabii Eğer Kabul Edersen!...

Senin Görevin Tabii Eğer Kabul Edersen!...
 

90’lı yılların başında her pazar günü evimize konuk ettiğimiz ajanlardı onlar; “Impossible Mission Taskforce- İmkânsız Görevlerin Ekibi” IMF… Ekip üyeleri birbirinden maharetli ve cesurdu. Plastik makyaj yapar, seslerini, kılıklarını değiştirirler, kötülerle amansız mücadele eder, her seferinde kazanırlardı. Çelik mazi gözlü ve beyaz saçlı ekip liderleri Jim’e,  kendini imha eden bir kara kutu ile görev emri gelirdi.   Kasetteki otoriter ses “Senin görevin Jim, tabii kabul edersen” diye başlar bu çok gizli görevi açıklar ve devam ederdi; “Her zaman olduğu gibi sen ya da arkadaşlarından biri yakalanacak ya da öldürülecek olursa eylemlerinizden habersiz olduğumuzu açıklayacağız. Bu teyp 5 saniye içinde kendi kendini yok edecektir. İyi şanslar Jim...” Kara kutu dumanlar içinde kendi kendini imha ederken fonda o şahane “Mission Impossible” müziği çalardı.  Sonraki yıllarda bu çok sevdiğim müziğin bestecisinin Arjantin doğumlu piyanist kompozitör Lalo Schrifrin olduğunu öğrenecek Lâtin Jazz Süite albümünü, Bossa Nova’yı ve pek çok film müziğini hayranlıkla dinleyecektim.

1966-1973 yılları arasında televizyon için çekilen Mission Imposible-Görevimiz Tehlike dizisi çok beğenilince, 1969’da yönetmen Paul Stanley, dizinin “Mission: Impossible Versus the Mob” isimli ilk sinema uyarlaması beyazperdeye aktardı.

1996’da ise Brian De Palma’nın yönettiği ve Tom Cruise’un Ajan Ethon Hunt rolü ile seyirci ile buluştuğu Görevimiz Tehlike’nin gişede çok başarı olmasının ardından John Woo, J. J. Abrams gibi farklı yönetmenler de devam filmleri çekti. 3. Görevimiz Tehlike’den sonra yapımcı olarak da filmi sahiplenen Cruise, neredeyse bu filmle yaşlanıyor ve en büyük hayalinin yetmiş yaşına geldiğinde bile filmde oynamak olduğunu söylüyor. Merakla beklediğim serinin son filmi birkaç gün önce 27 Temmuz 2018’de vizyona girdi. Ben ilk andan son ana kadar neredeyse nefesimi tutmuş bir halde filmi izlerken arkadaşım filmi çok sıradan buldu ve beğenmedi. Filmden çıkan izleyicilerin pek çoğu da bizim gibi iki ayrı kutupta olacaklar sanırım, tipik bir “Mission Imposible” işte…Bu saatten sonra üstüne kuş mu konduracaklar, helikopterle idare edeceksiniz. 6. Filmde hangisinin daha iyi ya da kötü olduğunu anlayamadığınız bir sürü adam, plütonyum peşinde koşuyor dünyanın çeşitli ülkelerinde güzel manzaralar arasında uçuyor, kaçıyor, kovalıyor, kovalanıyorlar. Kadınlar bu tür filmlerde hep alıştığımız gibi ya eş ya sevgili ya da baştan çıkarıcı zayıf yan rollerdeler. Bond kızlarının biraz daha domestik versiyonları gibi, filme renk katıyorlar o kadar…

55 yaşına girdiği halde aksiyon sahnelerinin yoğun olduğu filmde dublör kullanmayan Tom Cruise “Görevimiz Tehlike 6/Yansımalar”’ın çekimleri esnasında binalar arasında atlarken bileklerini kırmış ve  iyileşinceye kadar aylarca filme ara verilmiş. Kendisinin maceracı tarafını yansıttığı için rolünü çok sevdiğini söyleyen  Cruise filmdeki helikopter kovalama sahneleri için 2 bin saat helikopter uçuş dersleri almış ve AS350 tipi helikopteri kendi uçurmuş. En sevdiğim aksiyon sahneleri gökyüzünde kovalamacanın yaşandığı sahnelerdi, biz beyazperdede 2 helikopter görsek de tam 13 helikopter kullanılmış bu görüntüler için. Cruise tüm çekimlerde tek başına uçmuş, öğretmen pilotlar ona telsizle yerden yardımcı olmuşlar. Adam tam bir çılgın! Görevimiz Tehlike serisi epeydir Cruise’un oynadığı bir filmden çok, Cruise’un kendini gösterdiği filmlere dönüştü. Biz başrolde başka bir oyuncuyu görünceye kadar da böyle kalmaya devam edecek. Malûm serinin yapımcılarından olan oyuncu, senaryodan yönetmen seçimine kadar tüm detaylar ile bire bir ilgileniyor, sanki kendisini göstermek için film çekiyor. Zaman zaman büyük bütçeli bir Tom Cruise reklâmı izliyor gibi hissettim kendimi. Aklımdan acaba film Scientology tarikatından ne kadar destek aldı sorusu bile geçti. Cevabı hiç öğrenemeyeceğim tabii…

 Yönetmen Christopher McQuarrie,  Rebecca Ferguson, Simon Pegg, Alec Baldwin (ki bu filmde Baldwin gözüme nedense çok şirin gözüktü, her ajan öyle bir patronu olsun ister), Sean Harris ve Ving Rhames gibi deneyimli isimlerin yer aldığı Görevimiz Tehlike 6/Yansımalar’dan150 milyon dolar civarında rekor bir hasılat bekleniyor. Bu kadar başarı kazanır mı bakalım... James Bond ve Görevimiz Tehlike gibi casusların, ajanların kol gezdiği aksiyon filmlerine meraklı biri olarak, son filme ait izlenimlerimi toparlayacak olursam; nükleer savaşı önlemeye çalışan iyi ajanların ve kötü adamların aralarında geçen bu filmin en büyük eksiği konusunun dağınıklığı ve zayıflığı.  Ancak hem arabalar ve motosikletle, hem helikopterlerle gerçekleştirilen kaçma kovalama sahneleri öyle keyifli ki bu konu eksikliği pek de umurumda olmadı. Erkekler tuvaletindeki silahsız dövüş sahneleri müthiş, bir tür  capoeira, sokak dövüş dansı izler gibiydim. Tom Cruise güzel yaşlanıyor aslında, keşke 20 yıl önceki gibi görünmeye çalışmasa, saçı başı, yüzü gözü doğal bir değişim geçirse bu kadar sûnnî olmaz, ne kadar genç görünmeye çalışsa da maske takmış gibi duruyor. Maske demişken son filmde eski filmlere göre maske yapacak teknoloji çok gelişmiş olsa da Cruise bu defa maskesiz düşman saflarına geçiyor.

Filmde eksikliğini hissettiğim diğer unsur ise müzikti. Sanki Görevimiz Tehlike’nin orijinal müziği tam başlayacak gibi oluyor, sonra birileri unutuyor da arada kaynıyor gibi. Filmle özdeşleşen müziğin yeterince duymamanın dayanılmaz eksikliği… “Dınını dınını don don don, dını nı nı dını nı don…” Kendi kendime mırıldanmak zorunda kaldım çıkışta, tehlike müziksiz Görevimiz Tehlike mi olur beyler? Aşk olsun…

Görevimiz Tehlike 6’da CIA ajanı rolünde izlediğimiz Henry Cavill rolüne cuk oturmuş. Bizim yakışıklı Süpermen bir bıyık ve trençkotla gizemli bir ajana dönüşmüş.  Bence Tom Cruise kendisinden sonra Görevimiz Tehlike’de başrolü oynayabilecek bu adamı filmde kullanarak müstakbel rakibinin önünü kesmiş. Demek ki bu yöntem yalnızca siyasette değil, oyunculukta da işe yarıyor. Neyse canım dert değil,  Cavill’i bu rolde izleyince ben yeni James Bond’umu buldum. Adam sadece yakışıklı değil, yetenekli bir oyuncu da… Son Bond’ları hiç gözüm tutmamıştı zaten, Henry Cavill’den unutulmaz bir yeni Bond olur. Bekleyip göreceğiz.

 
Toplam blog
: 96
: 1137
Kayıt tarihi
: 28.03.07
 
 

 Hacettepe Üniversitesi mezunu, nörobilimden psikolojiye disiplinlerarası eğitime hevesli bir Türko..