- Kategori
- Aşk - Evlilik
Senin yaşadığın yerler...
Kış ayazı iliklerime kadar işlerdi, yine de üşümezdim senin yaşadığın yerlerde...
Uzun yollar vardı aramızda kat edilemeyen, gidilemeyen, görünmez engeller vardı aşılamayan...
Yine de uzaklıkla, hasretle, engellerle başa çıkabildim saymaktan vazgeçtiğim yıllar boyunca...
Çok özleyince; senin yaşadığın yerlerde dolaştım düşümde, mahallenden geçtim sessizce, pencerendeki ışıkla avundum...
Bazen düşlerimde sarıldım da sana; teninin kokusunu kaydettim beynimin en ücra köşelerine...
Senin yaşadığın yerlerde çatlak topraklar vardı, yağmura susamış bozkırlar; yine de oralar bana, sulak yaylalar gibi gelirdi...
Bakımsız, yaban otları bürümüş bahçeler vardı oralarda; ama senin olduğun her yer, benim gül bahçemdi...
Bu kadar renkli gülü ilk defa orada gördüm, bu kadar güzel kokuyla ilk orada karşılaştım...
Oysa o bahçeye her girişimde dikenler batardı tenime, canım yanardı...
Yine de vazgeçmezdim o bahçeyi gezmekten...
Buymuş derdim; gülü sevince dikenine, cefasına katlanmak, buymuş acıyı bal eylemek...
Bazı geceler çok uzaklardan gelirdi güllerin kokusu da unuturdum dikenlerin acısını, gezerdim gizlice kimselere görünmeden o bahçede...
!
Haberin yok, dün yine senin yaşadığın yerlerdeydim.
Yaz sıcağında nasıl üşüdüm bilemezsin. Gül bahçem viran olmuş, nasıl üzüldüm, nasıl eksildim ah!..
Giremedim ilk defa o bahçeye, dikenleri yok sayamadım.
Söz verdim o yüzden kendime, bir daha gelmeyeceğim senin yaşadığın yerlere !
***